Odatv davasında tutuklu yargılanan gazeteciler Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun, tahliye talebi reddedildi. Mahkeme ret gerekçesinde; TÜBİTAK’ın, dökümanların virüs yoluyla bilgisayarlara gönderildiği iddiasının doğrulanmadığını belirtti.
Sanıklar Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun avukatları Hüseyin Ersöz ve Duygun Yarsuvat, geçtiğimiz hafta İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne müvekkillerinin tahliye talebine ilişkin dilekçe sunmuştu.
Mahkeme, Odatv ofisinde bulunan bilgisayar hard diskinde, sanık Barış Terkoğlu ’nun evinde bulunan hard diskte ve sanık Müesser Yıldız’ın evinde bulunan hard diskte “Ulusal Medya.doc, Ulusal Medya 2010.doc, Hocadan Notlar" başlıklı dokümanların bulunduğunu hatırlattı. Bilgisayarlarda bulunan diğer dokümanların da tek tek sıralandığı kararda, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunduğu anlatıldı. Dijital verilerle ilgili olarak TÜBİTAK bilirkişi raporunun geldiğinin hatırlatıldığı kararda, “Yine sanıklar ve müdafilerinin söz konusu dokümanların virüs yoluyla bilgisayarlara gönderildiği iddiasının bilirkişi raporunda doğrulanmadığı, bu haliyle de kuvvetli suç şüphesinin devam ettiği anlaşılmıştır" denildi. Tutuklama dışındaki koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada yeterli olmayacağını ifade eden mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Dilekçe yazmışlardı
Odatv davasının tutuklu sanıkları gazeteciler Soner Yalçın , Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan , TÜBİTAK raporunu gerekçe göstererek tahliye talebinde bulunmuştu. Sanıkların avukatı Hüseyin Ersöz ve Duygun Yarsuvat, davanın görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi ’ne 10 sayfalık dilekçe sunmuştu. Müvekkillerinin manipülatif dijital dokümanlar gerekçe gösterilerek yaklaşık 20 aydır tutuklu olduğunu hatırlatan avukatlar, TÜBİTAK tarafından hazırlanan raporun 24 Ağustos’ta dosyaya geldiğini belirtmişti.
'Rapor, masumiyeti gözler önünü serdi'
“Raporda yer alan tespitler müvekkillerimizin masumiyetini gözler önüne seren bir mahiyete sahip bulunmaktadır" ifadelerini kullanıldığı dilekçede, “Raporda davanın delilleri arasında yer alan dijital dokümanların hiçbirisinin müvekkiller tarafından oluşturulmadığı, değiştirilmediği ve hiçbir erişim sağlanmadığı yönünde tespitler var. Bu tespit suçlamalara dayanak dijitaller ile müvekkillerimiz arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını göstermektedir" denildi.
TÜBİTAK raporuna göre, müvekkillerine ait bilgisayarların organize bir şekilde hedef alındığını belirten avukatlar, dilekçede şu ifadelere yer verdi; “İsnatlara dayanak dokümanların üstveri bilgilerinde normal olmayan kullanıcı davranışları sonucu oluşmuş çelişkiler tespit edilmiştir. Bu durum bilgisayarlara normal olmayan yollarla müdahale edildiğini kanıtlamaktadır. İsnatlara dayanak dijital dokümanların manipülatif bir niteliğe sahip bulunduğu, el konulan bilgisayarların sistemli bir saldırıya maruz kaldığı açıkça tespit edilmiştir. Bu çerçevede bundan sonra yapılması gereken, tüm teknik imkanlar kullanılmak suretiyle, müvekkillerimizin özgürlüğünün 20 ay kısıtlanmasına neden olan faili meçhul kişiler ile soruşturmada ihmali görülen kişilerin tespiti ile cezalandırılmalarının sağlanmasıdır." Dilekçede 3 tutuklu sanığın tahliyesine karar verilmesi istendi.