Abdullah Öcalan’ın 8 yılın ardından avukatıyla görüşerek açlık grevlerine karşı "Bizim için onların akli, fiziki ve ruhi sağlıkları her şeyin üstündedir" değerlendirmesinin ardından, cezaevinde açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerden açıklama geldi.
Tutuklular adına açıklama yapan Deniz Kaya, görüşmenin olumlu olduğunu belirtti ancak, “Yasal güvencesinin Adalet Bakanlığı tarafından sağlanması gerçekleşene kadar direnişimiz devam edecektir” açıklaması yaptı.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Abdullah Öcalan ile avukatları arasında 2 Mayıs’ta gerçekleştiği ve bugün basına yansıyan görüşmenin ardından gözlerin çevrildiği açlık grevlerine ilişkin açıklama yapıldı.
Açlık grevlerinin başlama nedeni, talebi ve ölüm oruçlarıyla devam eden sürece ilişkin bilgi verilen açıklama, tüm tutuklular adına Deniz Kaya tarafından yapıldı. “Öcalan üzerindeki tecridin Kürt halkına, insanlığa ve Türkiye’nin demokratikleşmesine uygulandığı” savunulan açıklamada, Kaya “Devlet yetkilileri savaşsız sömürüsüz bir ülke içerisinde halkların demokratik bir şekilde yaşam sürmelerini tüm etnik ve kültürel kimlikleriyle bir arada yaşamasını ön görüp ve samimi bir şekilde halkların özgürlük problemlerinin çözümünü gerçekleştirme istemi varsa bunun adresi ve asıl muhatabı Öcalan olduğu bilinmelidir” ifadelerini kullandı. Kaya, şöyle devam etti:
“Direniş kırılmak isteniyor”
“12 Ocak’ta Öcalan’ın kardeşini İmralı’ya göndermelerinin temel amacı tecridi devam ettirmek ve bu görüşmeyle direnişi kırmak olduğu çok net olarak bilinmektedir. 12 Ocak’tan 2 Mayıs’a kadar özel savaş politikalarıyla Öcalan’ın kardeşi üzerinden sonuç alamayınca bu defa avukat görüşü üzerinden sonuç alma ve direnişi kırma politikaları yürütmektedirler.”
“Görüşme olumlu ve değerli”
Açlık grevinin sürdürüleceğinin mesajını veren Kaya, devamında şunları kaydetti:
“2 Mayıs günü iki avukatın Öcalan’la yaptığı görüşme her şeyden önce önemli ve değerli gördüğümüzü belirtmek istiyoruz. Ancak böylesi bir görüşme tecridin ortadan kaldırıldığı anlamına gelmez. Özünde yapılan görüşme tecrit koşullarında yapılmıştır ve bizler bu görüşme sürecini böyle okumaktayız. Daha önce basına deklere ettiğimiz maddelerin gerçekleşmesi ve yasal güvencesinin Adalet Bakanlığı tarafından sağlanması gerçekleşene kadar direnişimiz devam edecektir. Her koşul ve şart altında tecrit kalkana kadar direnişimizden asla taviz vermeyeceğimiz bilinmelidir. Kamuoyuna deklere ettiğimiz maddelerin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yeri olmasına rağmen uygulanmaması adalet anlayışını sarsmış ve şahsileştirerek bağımsızlığını zedelemiştir. Bizler PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak içinde bulunduğumuz direnişlerimizin kapsamı, aynı zamanda hükümet ve devlet erkanının eliyle itibarı yitirilen adalet sistemine tekrardan itibar kazandırma direnişi olduğu bilinmelidir.”
“Açlık grevine devam” mesajı
“Dışarda analarımız direniyor içerde evlatları, direnişimizin kapsamı sadece bizlerle sınırlı olmamalıdır. Çünkü tecrit özünde tüm topluma uygulanmaktadır. Bu nedenle Direnmek dışında herhangi bir alternatifimiz bulunmamaktadır. Hiçbir ikircilik yaşamadan bilinçli bir şekilde eylemimizi sürdürürken büyük bir kararlılık sahibi olduğumuz bilinmelidir. Talebimiz kabul edilmeyene kadar direnişten asla vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklamanın sonunda, “Tüm halkımızı demokrasi savunucularını, akademisyen, yazar, aydın şahsiyetleri direnişlere ses vermeye davet ediyoruz” denildi.