Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde (KÖGEM) bilim insanları, obezitenin (vücutta aşırı yağ dokusu birikimi) bir kök hücre hastalığı olabileceğine ilişkin önemli kanıtlar elde etti.
Organizmada insülin salgılamadan sorumlu hücreler ile kök hücreleri birlikte kültür ettiklerinde kök hücrelerin yağ hücrelerine dönüştüğünü tespit eden KÖGEM Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz başkanlığındaki bilim insanları, ön bulguları deneysel hayvan çalışmalarıyla kanıtlarlarsa yüksek tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların ana nedeni olarak kabul edilen "çağın hastalığı" obezitenin engellenmesine yönelik yeni bir bakış açısı sağlamış olacak.
Karaöz, yaptığı açıklamada, KÖGEM laboratuvarlarında gerçekleştirdikleri çalışmalarda gelecekte birçok hastalığın tedavisi için umut olarak görülen kök hücrelerin, aynı zamanda obezitenin de nedeni olabileceğine ilişkin önemli kanıtlara ulaştıklarını bildirdi.
Kök hücrenin en fazla karın ön duvarındaki (Abdomen) yağ dokusunda bulunduğunu ifade eden Karaöz, özellikle belli yaşlardan sonra "kötü" beslenme, çok yemek yemeye bağlı pankreastan fazla miktarda insülin salgılanması, spor yapmama gibi nedenlerle söz konusu bölgedeki yağ dokusunun arttığını, bunun halk arasında "göbeğin yağ bağlaması" olarak adlandırıldığını belirtti.
Obezite bir kök hücre hastalığı mı?
Karbonhidrat ağırlıklı "kötü" beslenmeyle pankreastan fazla insülin salgılanması sonucu özellikle göbek bölgesindeki yağ oranının artığını anlatan Karaöz, bunun bugüne kadar obezitenin önemli nedenlerinden biri olarak kabul edildiğini vurguladı.
Ancak bu olayın hangi mekanizmalarla gerçekleştiği, yağ hücresi sayısının mı, yoksa hücrelerdeki yağ oranının mı artırdığı konusunda görüş birliği olmadığını dile getiren Karaöz, şunları söyledi:
"Laboratuvarlarımızdaki hücre kültür deneylerinde organizmada insülin salgılamadan sorumlu BETA hücresi olarak adlandırılan hücreler ile kök hücreleri birlikte kültür ettiğimizde ve bu hücrelerden insülin salgılanmasını düzenli, sürekli uyardığımızda kök hücrelerin süratle yağ hücrelerine dönüştüğünü tespit ettik.
Günümüzde, organizmamızda birer bekçi gibi hemen her doku ya da organımızda bulunan, doku ve organlarda oluşan hasarları tamir eden ve yakın bir gelecekte başta nörodejeneratif hastalıklar, periferik damar hastalıkları ve kalp hastalıklarının yenileyici tıp dediğimiz hücresel tedavilerinde kullanılacak kök hücrelerin, özellikle de yağ dokusunda bulunanların aslında obeziteden de sorumlu olabileceğine ilişkin önemli kanıtlara ulaştık."
Obezite konusunda genetik faktörlerin de rol oynadığını dile getiren Karaöz, şöyle devam etti:
"Araştırmalarımızda pankreasın insülin salgılanmasını denetleyerek obezitenin önüne geçilebileceğine ilişkin bulgular elde ettik. Genetik faktörler obezitede rol oynasa da birey yeme alışkanlığını düzenleyerek, yani daha az miktarda sık aralıklarla yemek yeme alışkanlığı edinerek pankreastan salgılanan insülün düzeyini kontrol edebilirse obezite engellenebilir. Böylelikle, obeziteye bağlı ileride gelişebilecek insülin direnci ve klinik olarak diyabetle
sonuçlanabilecek olaylar zincirinin önüne geçilebileceğini düşünüyoruz. Bu ön bulguları deneysel hayvan çalışmalarıyla da ortaya koyduğumuz takdirde obezitenin nedenleri arasında kök hücre olgusunun da tartışılabilecek düzeye geleceğini inanıyoruz."
Prof. Dr. Erdal Karaöz, obezite ve kök hücre ilişkisine ait bulgularının şişmanlığın nedeniyle ilgili bilinenlere yeni boyut kazandıracağını da kaydetti.
(AA)