Amerika’nın yeni Demokrat Başkanı Barack Obama’dan dünya çapında beklentisi bulunmayan hiç bir ülke yokken yeni lider bugüne kadarki mesajlarıyla pek çok konuda çok bilinmeyenli denklem misali. Uzmanlar dış politikasını gelişmelerin biçimlendireceğine dikkat çekerken, önceki mesajlardan yola çıkıldığında dünya çapında önemli başlıklara dair tavrı şöyle:
AVRUPA: Tek taraflı yerine çok taraflı diplomasiye özen göstermesi beklenen Obama’nın Avrupalılarla Bush yönetiminin açtığı yaraları sarması bekleniyor. Ancak mali kriz yüzünden olası korumacı politikalarının yaşlı kıtayla sorun yaratabileceği belirtiliyor. Bu yüzden Avrupalı liderler Obama’yı başta mali kriz olmak üzere her konuda ortak hareket etmeye çağırıyor.
IRAK: Irak savaşına karşı çıkan Obama Amerikan askerlerinin mümkün olan en kısa sürede bu ülkeden çıkmasını sağlayacağını söyledi. Askeri komutanların Irak’tan ayda bir ya da iki alayın çekilebileceği görüşüne dayanarak 16 aylık takvim uyarınca 2010 ortalarında çekilme öngörüyor. Kısmi bir güç, direnişe karşı Irak hükümetine yardım için bırakılacak ancak Obama Irak’ta kalıcı üsse karşı çıkmıştı. Bunun yerine Irak hükümetine gerçek bir siyasi uyumun sağlanması için baskı yapılması ile bölgede istikrar için yardım eli uzatmalarını sağlamak üzere komşuları nezdinde diplomatik inisiyatif öngörüyor.
İRAN: İran, Amerika’nın bölgede önem verdiği her konunun göbeğinde yer alıyor: Irak, Lübnan, nükleer silahsızlanma, Arap-İsrail barışı... Obama önce ABD’ye de bölgeye de ciddi bir tehdit olduğunu belirtmekle birlikte İran’da önkoşulsuz diyalog başlatmaktan yana olduğunu söyleyip Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’la bile görüşeceğini belirtti sonra fikir değiştirip müzakerelerin düşük düzeyde başlayabileceğini ortaya attı. Adaylığı kesinleştikten sonra Yahudi lobisi kuruluşu AIPAC’taki konuşmasında ‘gerekirse’ İran’a karşı askeri harekata girişmekten çekinmeyeceğini de vurguladı. İran’a ‘nükleer programını bırakması’ ve ‘terörizme desteğini’ çekmesi karşılığında Dünya Ticaret Örgütü üyeliği, ekonomik yatırımlar ve diplomatik ilişkileri normalleştirme gibi teşvikler önermeyi ortaya attı.
AFGANİSTAN VE PAKİSTAN: Terörle mücadele için asıl Afganistan’a ve Pakistan’a odaklanılmasından yana. Irak’tan çekilecek askerlerle Afganistan’daki 32 bin Amerikan askerine 7 bin asker ekleme sözünü verdi. Kaide ve Taliban’a karşı Pakistan’ın aşiretler bölgesine Bush’un ‘önleyici saldırı’ taktiği uyarınca saldırılar düzenlenmesini istiyor. Müttefik ülkelerden daha fazla destek talep etmesi bekleniyor.
İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU: Ona göre İsrail’e bağlılık sorgulanamaz. Hamas ve Hizbullah gibi örgütleri ‘terörist’ diye niteleyor ve İsrail devletinin Yahudi kimliğini tanımayana ve ‘terörizmi reddetmelerine’ kadar tecritinden yana. İşgal topraklarında bulunan Yahudi yerleşimlerini barış sürecine yardımcı olmadığı şeklinde eleştirse de Filistinli mültecilerin bir gün topraklarına geri dönüş haklarını reddidiyor.
RUSYA: Rusya’ya karşı daha temkinli duruyor. Ağustos’ta Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırısıyla başlayan savaşta Rusya misilleme yaptığı için Cumhuriyetçi rakibi John McCain Moskova’nın G8’den atılmasını istemişken, Obama, olayı ‘Rus saldırganlığı’ diye niteleyip kınasa da Tiflis’in de savaşı başlatarak büyük hata yaptığını belirtmişti. Obama daha şeffaf ve demokratik yönelik için Rusya’ya baskı yapılmasını destekliyor. Daha temkinli dursa da kısa süre önce Rusya için ‘yeniden dirilen sadırgan Rusya’ tabirini kullandı.
FÜZE KALKANI: Rusya ile ilişkilerde en büyük pürüzlerden birisini oluşturan füze savunma sistemini desteklese de ABD’nin bunun için harcadığı para miktarına dair şüpheleri var. Sistemin ancak etkinliğinin kanıtlanmasından sonra yerleştirilmesini savunduğu için kalkanın hayata geçirilmesinin gecikebileceği düşünülüyor.
KUZEY KORE: Kuzey Kore ile müzakerelerden ve nükleer silah programını sona erdirmek için güçlü bir uluslararası koalisyondan yana.
LATİN AMERİKA: Pek çok Amerikan başkanının bileğini bükemediği Küba yönetimine karşı ambargonun kalkmayacağını söylerken, sivil diyalog kanalları kurulabileceğini söylemekle yetindi. Latin Amerika’nın örnek ülkesi olarak nadir merkez sağcı ülkelerden olan ve parlamentosunda artık eski paramiliter güçlerin ağırlıkta olduğu Kolombiya’yı gösterdi. Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Amerikan seçiminde açıkça Obama’dan yana tavır alıp kendisiyle masaya oturma arzusunu dile getirirken, Demokrat lider temkinli duruyor. Obama olmasa da yardımcıları Venezuela ile ilişkilerin gelişmesi için önce bu ülkenin demokrasi yolunda önemli adımlar atması şartı koştu.
SUDAN-DARFUR: Darfur’daki şiddetin sorumlusu olarak Sudan hükümetini görüyor ve bunun engellenemsi için BM adına uygulamaya konacak, bir uçuşa yasak bölge öneriyor.
ULUSLARARASI İMAJIN TAMİRİ VE GİTMO: Guantanamo’nun (kısaca Gitmo) kapatılması ve tutukluların tutukluluk hallerine itiraz edebilmelerine izin verilmesini istiyor. Bush yönetimini Guantanamo benzeri sorunları çözmek için bir askeri yargı ve adalet sistemi oluşturma ihtiyacını gözardı etmekle suçluyor. Yüksek Mahkemenin Guantanamo konusunda sivil mahkemeler lehine verdiği kararı kutladı ve 2006’da Askeri Komisyon Yasası’na karşı oy kullandı.
KÜRESEL ISINMAYLA MÜCADELE: Biyoyakıt, rüzgar ve güneş enerjisi, şarj edilebilir hibrid arabalar, temiz kömür teknolojisi ve diğer iklim dostu önlemler için 10 yıllık, 150 milyar dolarlık fon ayrılmasını destekliyor. 2050’ye kadar, karbondioksit ve diğer sera gazı etkisi yapan gazların salımının 1990’daki düzeyine göre zorunlu olarak yüzde 80 oranında azaltılmasını öngörüyor. Alaska’da petrol aranmasına karşı çıkıyor. 2025’de enerjinin yüzde 25’inin rüzgar, güneş ve biyo-yakıt ürünlerinden üretilmesini hedefliyor. Vergi kolaylıkları ile 2015’e kadar 1 milyon hibrid otomobilin kullanıma sokulması da hedefleri arasında.
ULUSLARARASI TİCARET: Kuzey komşu Kanada ve güney komşu Meksika ile Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’na (NAFTA) karşı çıktı ve anlaşmanın yeniden müzakere edilmesinden yana tavır alarak onları kızdırdı. Anlaşmanın Amerikan işçileri ve çevreyi koruma önlemlerini içerecek şekilde değiştirilmesini istiyor. (Radikal)