T24 - Hükümetin referandum sürecindeki 'tarih notlarına' bir yenisi daha eklendi. Bakan Ergün, Atatürk cumhurbaşkanı seçilmeden önce ortaya atılan Misak-ı milli şartının, 367 kararına benzediğini söyledi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen iftar yemeği sonrası konuştu.
Cumhurbaşkanlarının parlamentoda seçilmesi sırasında akıl almadık işler olduğunu söyleyen, 367 krizinde Anayasa Mahkemesi'nin en talihsiz kararlarından birini verdiğini, muhalefetin en talihsiz davranışlarından birini sergilediğini söyleyen Ergün şöyle konuştu:
"Sırf cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemek için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin internet sitesinde bir garip bildiri neşredildi, Bu kadar entrikalarla dolu süreçler yaşanıyor cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Ankara'da. Ancak tamamında yaşandı bunlar.
Ne zaman başladık cumhurbaşkanı seçmeye? İlk Atatürk'ün cumhurbaşkanlığı seçiminde başladı. Bir kanun teklifi verdiler, 'Cumhurbaşkanı adayı Misak-ı milli sınırları içinde doğmuş olsun' dediler. 367 kararının bir başka denemesi yapılmış yani o zaman. Atatürk, Selanik doğumlu, Misak-ı milli sınırları içinde doğmamış olduğundan cumhurbaşkanlığına aday olamayacak.
Bütün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birçok entrika birden devreye sokuldu. Ancak şimdi geçtiğimiz referandumda halk buna son verdi. Bundan sonra halk seçecek, kimse entrika yapamayacak.''
'ÖN YARGILAR KIRILACAK'
Ergün, anayasa değişikliği paketinin Türkiye'de yerleşmiş birçok ön yargıyı kırmaya yönelik olduğunu söyledi.
''Daha demokratik bir yapıya kavuşacak olan Türkiye'nin birçok ayak bağından, prangadan kurtulacağını ve hızına hız katacağını'' ifade eden Ergün, ''Anayasa değişiklik paketiyle kırılacak ön yargıların en büyüğü, milletin devlet için bir tehlike olduğu algılamasıdır.
Maalesef 12 Eylül Anayasasında kurgu ve sistem bunun üzerine inşa edilmiştir. Devlet öncelenmiştir, millet geri planda kalmıştır. Millet adeta bir tehlike unsuru olarak görülmüştür. Bu ülkede hak ve özgürlüklerin sınırlı olmasının temel nedeni, milletin tehdit olarak algılanmasından kaynaklanıyor'' diye konuştu.