OHAL kapsamında KHK ile işten atılan akademisyen Nuriye Gülmen işine geri dönmek için başlattığı açlık grevinin 237. gününde. Nuriye Gülmen’in babası Şaban Gülmen, kızının tutulduğu hastanede uygulanan 5 dakikalık görüş sınırlamasına tepki österdi. Gülmen, "Bu hakkı avukatlara veriyoruz. Yoksa insan evladını görmek istemez mi?" dedi.
Görülen üç duruşmasına da çıkarılmayan Nuriye Gülmen, Numune Hastenesi’nin tutuklu koğuşunda gün ışığı görmeden açlık grevine devam ediyor. Babası Şaban Gülmen, hastanede uygulanan 5 dakikalık görüş sınırlamasına tepki gösterdi: Baba Gülmen, “5 dakikaya nasıl sığdıracağız. Birileri fedakârlık yapmak zorunda. Biz, bu hakkı avukatlara veriyoruz. Çünkü onlar müdafaa edecek. İnsan evladını görmek istemez mi?” diye konuştu. Şaban Gülmen, OHAL Komisyonu’nun işlevsel hale gelmesini talep etti.
Akademisyen Nuriye Gülmen, açığa alınmasının ardından 9 Kasım 2016’da “Açığa alındım, işimi istiyorum” dövizi ile birlikte Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önüne çıktı. Nuriye Gülmen, tek başına geçirdiği iki haftanın ardından kendisine ses olmaya gelen Semih Özakça ile birlikte iş talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 120. gününde açlık grevine girdi. İki eğitimci, davalarının ilk duruşmasına ‘kaçma şüphesi’ gerekçesiyle getirilmedi. İkinci duruşmaya getirilen Semih Özakça, “AKP ekmeğimle beni terbiye etmek istedi. Tarih, ekmek kavgasının tarihidir” diyerek savunma yaptı, üçüncü duruşmada da adli kontrol ile tahliye edildi. Nuriye Gülmen ise ikinci duruşmasına yaklaşırken tutulduğu Sincan Cezaevi Kampus Hastanesi’nden, Numune Hastanesi’nin yoğun bakım servisine alındı. Hastanenin “tıbben sakıncalı” olduğu yazısı nedeniyle Gülmen ikinci duruşmaya da getirilmedi. Üçüncü duruşma öncesinde aynı hastanenin mahkûm koğuşuna götürülen Gülmen, ifadesini almak için gelen Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’ne “Bu şartlarda savunma yapmayacağım. Beni tahliye edin. Gelip mahkemede neden açlık grevi yaptığımı anlatayım” dedi. Üç duruşmaya da çıkarılmayan Gülmen; hastanenin tutuklu koğuşunda, gün ışığı görmeden açlık grevine devam ediyor. Kardeşi Beyza Gülmen de Eskişehir’deki okulunu dondurarak geldiği Ankara da ablasına refakat ediyor.
"Biz de toplumun insanıyız"
Cumhuriyet'ten Şeyma Paşayiğit'in haberine göre, kızı Nuriye’ye destek olmak için Ankara’ya gelen Şaban Gülmen, Hastanede uygulanan 5 dakikalık görüş sınırlamasına tepki gösteren gösterdi. Gülmen, "5 dakikaya ne ve nasıl sığdıracağız. Birileri fedakârlık yapmak zorunda. Biz, bu hakkı avukatlara veriyoruz. Çünkü onlar müdafaa edecek. İnsan evladını görmek istemez mi" diye sordu. Kızı Nuriye’yi kendisine göstermemeye çalıştıklarını belirten Şaban Gülmen, “Bir sürü şey söylüyorlar. ‘Vakti kaçırdınız’ diyorlar. Benim gelirim var mı? Ben Kütahya’ya sürekli nasıl gidip geleyim? Ankara’da kalsam nasıl yaşayayım? Bunu yetkililer düşünmüyor mu? Biz bu toplumun insanı değil miyiz” diye tepkisini dile getirdi.
Kütahya’da Emniyet güçleri tarafından “Evleriniz yakılır, taşlanır” diyerek tehdit edildiklerini aktaran Şaban Gülmen, bunu halkın yapmayacağını ifade etti ve iktidardan toplumu ayrıştırmama talebinde bulundu.
"Komisyon çalışsın"
Kızı Nuriye ve Semih Özakça’nın da dahil olduğu tüm OHAL mağdurları için OHAL Komisyonu’nun işlevsel hale gelmesini talep eden Şaban Gülmen, “Atılan sadece Nuriye Semih değil. Bir sürü insan var. Bunların bir de aileleri var. Aileler de perişan, aileler de mağdur. Bu OHAL Komisyonu nasıl çalıştırılacaksa tek isteğimiz; çocuklarımızın bir an evvel işe dönmesi” ifadelerini kullandı.
Evde de rahat yok
Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça, evlerinin polis aracıyla gözlendiği ve gece yarısına yakın da olsa umursamadan kapı zilini çaldıklarını aktardı. Esra Özakça’nın savcı talimatıyla imza atmasını isteyen polislere, “Savcının talimatı haftada bir imza. Mesai saatleri dışında açlık grevinde olup uyku düzeni olmayan insanların evlerine niye geliyorsunuz” diye sorduğunu ifade eden Özakça, “İstediğimiz saatte geliriz” karşılığını aldığını söyledi.