Yazar Mehmet Şevket Eygi, 'Nurculuk'un bir mezhep, tarikat, dernek, cemaat olmadığını, ancak bir 'meşrep' denebileceğini söyledi. Eygi, Milli gazetede bugün yayımlanan 'Nurculuk Nedir, Gerçek Nurcu Kimdir?' başlıklı yazısında, 'meşrep' dediği 'Nurculuk'un 32 özelliğini yazdı. İşte Eygi'nin kaleminden 'Nurculuk'un 32 özelliği:
Birincisi: Ehl-i sünnet ve cemaat dairesi içindedir.
İkincisi: Şeriata sımsıkı bağlıdır, şeriattan kıl kadar ayrılmamıştır.
Üçüncüsü: Kur’ân’ı düstur olarak kabul eder.
Dördüncüsü: Resulullah aleyhi ekmelüttahiyyat Efendimizin Sünnetine bağlıdır.
Beşincisi: Sahih İslâm itikadı üzerinedir.
Altıncısı: Gerçek Nurcular beş vakit namazı dosdoğru kılarlar.
Yedincisi: Namaz dışındaki ibadetleri dikkat ve hassasiyetle yerine getirirler.
Sekizincisi: Nurculuğun esaslarından biri takvadır. Gerçek nurcu muttaki Müslümandır.
Dokuzuncusu: Gerçek Nurcular vera sahibidirler. Şüpheli şeylerden uzak dururlar.
Onuncusu: Gerçek Nurcular dünyevî ihtiyaçlarını çoğaltmaz; asla lükse, israfa, aşırı tüketime, konfora, gösterişe, kibre, gurura sapmaz.
Onbirincisi: Gerçek Nurcular muhabbet fedaileridir, husumete vakitleri yoktur.
Onikincisi: Gerçek Nurcularda Cemal tecellileri parıldar. Kendilerine yapılan kötülükleri affederler, kötülüğü iyilik ile def ederler.
Onüçüncüsü: Gerçek Nur hizmetkârı, muhtaç olsa bile zekat istemez. Kendisi istemeden verilirse, ihtiyacı kadar alabilir. (Bediüzzaman’ın emri böyledir.)
Ondördüncüsü: Gerçek Nurcu hizmetlerini ihlasla yapar, Haliq için yaptığı hizmetlerin ücretini ve mükafatını mahluqattan beklemez, böyle bir riyakarlığa düşmez.
Onbeşincisi: Gerçek Nurcu, Nur talebesi olan Müslümanlar ile Nur talebesi olmayanMüslümanlar arasında ayırım yapmaz, ikincileri dışlamaz. Allah indinde üstünlüğün şu veya bu taifeye mensubiyetle değil, takva ile olduğunu bilir.
Onaltıncısı: Gerçek Nurcu, mü’min ve müslim kardeşlerini bırakıp da kâfirleri dost ve velî (idareci) edinmez.
Onyedincisi: Gerçek Nurcu, Allah katında gerçek, makbul, geçerli tek dinin İslâm olduğuna inanır; İslâm’a, gerçek din olmak konusunda ortak katmaz.
Onsekizincisi: Gerçek Nurcu Tevhid inancına sımsıkı bağlıdır. Tevhid ile Teslis’i asla bir tutmaz.
Ondokuzuncusu: Gerçek Nurcu, Resûl-i Kibriya Efendimizi inkâr ve tekzib eden kâfirleri asla ehl-i necat ve ehl-i Cennet olarak kabul etmez.
Yirmincisi: Gerçek Nurcu asık ve abus suratlı değildir. Kainata tebessüm ederek bakar.
Yirmibirincisi: Gerçek Nurcu fitneden, fesattan, tefrikadan nefret eder, o birleştirici ve toplayıcıdır.
Yirmiikincisi: Gerçek Nurcu iman, İslâm, Kur’ân, Sünnet, Şeriat için çalışır. Amaç bunlardır, Risale-i Nur metodu, hizmet aracıdır.
Yirmiüçüncüsü: Gerçek Nurcu asla gıybet etmez, laf taşımaz, ara bozmaz. İnsanlar onun elinden ve dilinden selamettedir.
Yirmidördüncüsü: Gerçek Nurcu cerrar (para toplayıcı) değildir.
Yirmibeşincisi: Gerçek Nurcu ara bulur, barıştırır, kaynaştırır.
Yirmialtıncısı: Gerçek Nurcu beddua etmez, hayır dua eder.
Yirmiyedincisi: Gerçek Nurcu Allah’tan sabır ve namazla yardım ister.
Yirmisekizincisi: Gerçek Nurcu benlik, hodfüruşluk, riyaset, dünyevî mevki ve makam ihtiraslarından uzaktır.
Yirmidokuzuncusu: Gerçek Nurcu Müslümanların ve insanların kurdu değil, meleğidir.
Otuzuncusu: Gerçek Nurcu iyi ve örnek bir Müslümandır. Ona bakan onda İslâm’ı görür.
Otuzbirincisi: Gerçek Nurcu, başta Bediüzzaman Said Nursî hazretleri olmak üzere din büyüklerini erbab haline getirmez, putlaştırmaz.
Otuzikincisi: Gerçek Nurcu ıslah edicidir. İnsaniyetin hidayetini ister.