Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’de iki Alman vatandaşının daha gözaltına alınmasının ardından Berlin'in Türkiye politikalarını daha da sertleştirebileceğinin sinyallerini verdi. Stuttgarter Zeitung'un son gözaltılar kapsamındaki yorumunda şu satırları okuyoruz:
"Cuma günü Antalya'da iki Alman vatandaşının daha Türk polisi tarafından gözaltına alındığı haberi geldi. Bu, tatil yapan müşteriler açısından iyi bir reklam değil. Ama Erdoğan impartorluğunda büyük gelişme gösteren zaten sadece adlî infaz kurumları. Hapishaneler ağzına kadar dolu, ekonomi sıkıntılı. Erdoğan'ın açıklamaları Almanya'daki seçim kampanyalarını da etkiliyor. Ankara'daki otokrat ile uzun süre iyi ilişkiler içinde olmayı tercih eden Başbakan Merkel baskı altında kalıyor. Sosyal Demokrat başbakan adayı Martin Schulz ültimatom çekilmesinden yana. Ancak Merkel ültimatomlar konusuna temkinli yaklaşıyor. Merkel Türkiye ile Gümrük Birliği'ni genişletmeme kararı alarak Schulz'a karşı elini biraz rahatlatmış oldu. Bu girişimi ise kendini beğenmiş Erdoğan'ı can evinden vuruyor. Çünkü Türkiye, ihracatının neredeyse yarısını Avrupa'ya yapıyor. Kısa vadede Merkel Türkiye'ye seyahatler konusundaki çekincelerini bir kenara bırakmak zorunda kalabilir. Çünkü Türkiye'ye seyahat etmek gerçekten riskli.”
Neue Osnabrücker Zeitung yorumunda Türk hükümetine karşı alınacak önlemlere değiniyor:
"Türkiye'de Almanlar da cezaevini boyluyor. Böylece Erdoğan Batılı hükümetlere şantaj yapması ve iç politikada milliyetçiliği körüklemesi için rehineleri kullanma imkânına kavuşuyor. Otokrat Erdoğan ülkesinin dış politikada gittikçe izole olduğunun farkında mı? Her Alman artık Türkiye'ye seyahate çıkmaya cesaret edip edemeyeceği konusunu kendisine sormak durumunda. Almanya'nın Türkiye'ye seyahatler konusunda resmi bir seyahat uyarısı yapma zamanı çoktan gelmiştir. Yatıştırma politikaları yardımcı olmuyor. Tabii Türkiye'yi siyasi olarak tamamen izole etmek de doğru bir yol değil. Başka bir seçeneğin daha etkili olma şansı var. O da Berlin'in Ankara'ya yaptığı silah yardımlarını ve parasal fonları durdurması. Ve Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasının genişletilmesini gerçekten bloke etmesi. Çünkü Erdoğan çılgınlığının anladığı tek şey paranın dili.”
Lübecker Nachrichten gazetesi Almanya ile Türkiye arasındaki anlaşmazlığın sonunda iki tarafın da canının yanabileceğini ima ediyor:
"Alman hükümeti haftalardan bu yana Türkiye'ye karşı sert bir rota izliyor, Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile Türk tarafı karşılıklı kınama yarışında birbirini geride bırakmaya çalışıyor. Bir okul bahçesinde çıkan kavga gibi bir şey bu. Biri kışkırtıyor, diğeri bağırıp çağırıyor, sonra tükürülüyor, en sonunda da yumruklar konuşuyor. Türkiye'deki gözaltılar tahammül edilmesi zor bir gelişme. Ama Erdoğan ile anlaşmazlıklar çözülmek isteniyorsa, yapması zor da olsa aynı zamanda köprülerin de kurulması gerekir. Gittikçe hızlanan bir tırmanma döngüsü sonunda her iki tarafın da canının acımasına yol açar.
Nürnberger Nachrichten ise Türkiye konusunda artık sözün bittiği yerde olunduğunu vurguluyor:
"Görülen o ki Erdoğan elindeki rehineler karşılığında Almanya'daki Gülen yandaşlarının Türkiye'ye iadesini delicesine dayatma çabası içinde. Ona bizim burada pazarlığa girmediğimizin, burada hukuk devleti kurallarının geçerli olduğunun öğretilmesi gerekir. Sözün bittiği noktadayız. Artık fiiliyata geçme zamanı.”
© Deutsche Welle Türkçe
ÇA/CÖ