Kültür-Sanat

Nişantaşı kafesinden Osmanlı geleneğine

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Nişantaşı'ndaki kafesinden çıktığını ve kendisini daha Türk ve Osmanlı geleneğine ait bir yazar olarak gördüğünü s&ou

07 Ekim 2009 03:00

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Nişantaşı'ndaki kafesinden çıktığını ve kendisini daha Türk ve Osmanlı geleneğine ait bir yazar olarak gördüğünü söyledi.

Fransa'da sürmekte olan Türkiye Mevsimi kapsamında düzenlenen edebiyat etkinliklerine katılmak üzere Paris'e gelen Pamuk, Odeon Avrupa Tiyatrosu'nda Fransızca yayınlanan 'Öteki Renkler' kitabından pasajlar okudu.

Büyük ilgi gören okumaları takiben düzenlenen oturumda ise edebiyat dünyasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Orhan Pamuk, 1001 Gece Masalları'yla 7 yaşında tanıştığını, 10 yıl önce kitabı yeniden okuduğunu söyledi. "Huzursuzluk ve derin bir şeyle karşılaştım. Bir süre sonra karşılaştığım şeyin ne olduğunu anladım.

Çocukluğumda Binbir Gece Masalları'nı uzak Arap ülkelerinde, bize hiç benzemeyen egzotik yerlerde geçen bir kitap olarak okumuştum." diyen Pamuk, kitabı yeniden okurken değiştiğini fark ettiğini söyledi. Bu esnada Türkiye'yi tanıdığını ve "Nişantaşı'ndaki kafes hayatından kaçtığını" belirten yazar, "Kırk yılda kendimi daha yerel, daha Türk, Osmanlı geleneğine ait bir yazar olarak yeniden icat etmişim. Çocukluğumda İstanbul'un ayrıcalıklı zengin Nişantaşı semtinde Fransa'nın, Avrupa'nın bir parçasında yaşıyormuş zannediyordum." şeklinde konuştu. "Benim kuşağımın ve benden önceki kuşağın yazarlarının ilgilenmediği eserleri okudum ve bunlarla bir edebiyat yapmam gerektiğini düşündüm." diyen Pamuk, aradan geçen 40 yıldan sonra, İslâm geleneklerinden, tasavvuftan yararlandığını dile getirdi.

Pamuk, dün de Paris Belediyesi'nin Büyük Vermeil madalyasını aldı.