Prof. Nihat Hatipoğlu, Kur'an-ı Kerim'in örnek alınacak model kişiyi gösterdiğini, Hz. Muhammed'in olduğu yerde başka bir manevi öndere ihtiyaç bulunmadığını belirterek " Hz. Peygamber dönemindeki safiyane din anlayışına dönersek bu radikal çıkışlardan da korunmuş oluruz. İman kodlarımıza zarar veren hasta bakış açılarının hepsinden bilimsel anlamda kurtulmamız ve tasfiye edilmesi gerekir" dedi.
Hatipoğlu, İlahiyatçı Nureddin Yıldız'ın tepki toplayan sözlerinin ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği 'İslam'ın güncellenmesi' konusuna değinerek "Cumhurbaşkanımız'ın bu sözlerinden; dinde reform isteyen mızıkacı takımına da Müslümanlar'ın karikatürize edilmesine neden olan dar anlayışlı çevrelere de ekmek çıkmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız, içtihada açık olan alanla ilgili, çağın ihtiyacına yönelik yeni şeyler söylenmesi gerektiğinin altını çizdi" dedi.
Dini karikatürize etmeyi hedefleyen ve toplumun geniş bir kesimini rahatsız eden açıklamaların ardından başlayan tartışmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son sözü söyledi ve "Müslümanlar kendini geliştirmelidir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sözleri kamuoyunda büyük bir destek buldu.
Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan'ın röportajı şöyle:
Dinin çağlar boyu hiç değişmeyecek, tartışılmayacak hükümleri nelerdir?
Kuran-ı Kerim ve sahih sünnet İslam'ın iki temel kaynağıdır. Bu iki kaynakta yer alan açık hükümler tartışılamaz. Geçerliliği kıyamete kadardır, tartışılamaz. Mesela domuz eti ve içkinin haram olmasını hiçbir İslam alimi tartışamaz. Faizin, adam öldürmenin, iftiranın, zinanın haram olmasının tartışılamayacağı gibi. Bu kuralın değiştirilmesi teklif bile edilemez.
"İslam alimlerinin ortak görüşüne bakarız"
Çağımızın getirdiği yeni sorunlar, sorular ve meseleler var. Hangi konularda yeni içtihat yapılabilir?
İslam dini her çağa cevap verecek bir yapıdadır. Önümüze yeni bir mesele geldi. Sigorta, organ nakli, bankacılık, klonlanma konusu, tüp bebek, büyük ticari ortaklıklar, paranın kullanımı, enflasyonun değerlendirilmesi ve yığınla yeni mesele. Bizim buna bakış tarzımız ne olmalı.
Hepsi birbirinden karmaşık konular. Cevabını nereden aramaya başlayacağız?
İslamiyet bize hiçbir dinde olmayan bir sistem ortaya koymuştur. Önce bu soruların cevabını Kuran'da arayacağız. Allah'ın kelamında bu konuda veya benzer bir konuda bir ifade var mı? Kuran'da yoksa sahih sünnete bakacağız. Burada da bulamazsak İslam alimlerinin ortak görüşüne yani icmaya bakarız. Burada da yoksa kıyasa bakarız. Yani yeni bir olayı başka bir olayla benzeştirme şansımız var mı. O da yoksa içtihat alanımız açıktır.
"İslam alimleri hantal değildir"
Peki bu içtihadı kim ve neye göre yapacak?
İslam'ın iki temel kaynağı olan Kuran ve sünnetin yanı sıra, kıyası, örfü, umumi menfaati, dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak yeni bir meselede bir içtihat yapılabilir. Tabii herkes de içtihat yapamaz. İçtihadı yapacak olanların şartları kitaplarda uzun uzun anlatılmıştır. İslam alimleri hantal değildir. Cesur şekilde içtihatlarda bulunmuşlardır. Kuran ve sahih sünnette açık olarak yer alan hiçbir hükmü de tartışılır hale getirilmesinden kaçınmışlardır.
İçtihat kapısının bir daha açılmamak üzere kapalı olduğunu söyleyenler var.
İçtihat kapısı kapalı değildir. Ama her önüne gelenin de içtihat yapacağı anlamına gelmez. İslam'ın sabit hükümlerini kabul etmeyen bir insan problemli olacağı için içtihadı da kabul edilemez.
"Bu tartışmaları iyi niyetli bulmuyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Müslümanlar kendini geliştirmelidir" şeklindeki açıklamaları hakkında ne söylemek istersiniz?
Cumhurbaşkanımız'ın bu sözlerinden dinde reform isteyen mızıkacı takımına da, Müslümanlar'ın karikatürize edilmesine neden olan dar anlayışlı çevrelere de ekmek çıkmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız içtihada açık olan alanla ilgili, çağın ihtiyacına yönelik yeni şeyler söylenmesi gerektiğinin altını çizmiş. Bu konuda yapılan tartışmayı çok iyi niyetli bulmuyorum. Bu din reforma ihtiyaç duymaz. Hiç deforme olmadı. Bir problem arıyorlarsa Müslümanlar kendilerinde arasın. Allah, 'Bu dini biz indirdik ve bu dini biz koruyacağız" buyuruyor. Biz çağdaş meselelerde, yeni konularda, yeni ortaya çıkmış sosyal meselelerde çağları aşan dinamik bir yapı ile fetvalarımıza ve açıklamalarımıza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız'ın sözleri de bu doğrultudadır. Kimse elini ovuşturarak buradan kendilerine malzeme çıkarmaya çalışmasın.
"Hasta bakış açılarından kurtulmamız lazım"
Bir İslami oluşuma girmek isteyen birey yanlış bir yola sapmamak için nelere dikkat etmeli?
Allah'ın kitabı, Peygamberimiz'in sahih sünneti ve İslam alimlerinin yaşantısı çok açık. Hz. Muhammed'in olduğu yerde başka bir manevi öndere ihtiyaç yoktur. Bu sözlerimden tasavvufun inkarı anlaşılmasın. İslam alimlerinin vakarına zarar verecek bir cümlenin içinde hayatım boyunca olmadım. Bizim ihtiyacımız Allah'ın kelamı ve Hz. Peygamber'in sünnetidir. Kuran bize zaten örnek alınacak model kişiyi gösteriyor. Yeniden Kuran'a dönüş yapmamız gerekiyor. Hz. Peygamber dönemindeki safiyane din anlayışına dönersek bu radikal çıkışlardan da korunmuş oluruz. İman kodlarımıza zarar veren hasta bakış açılarının hepsinden bilimsel anlamda kurtulmamız ve tasfiye edilmesi gerekir.
"Bizi birleştirecek en büyük ilaç dindir"
Peki insana rehberlik edecek din aliminin fonksiyonu ne olmalı?
Unvanı ne olursa olsun bir insana rehberlik yapacak kişinin fonksiyonu ilkokul, ortaokul veya lisede size ders veren öğretmeninizden farklı olmamalı. Sizi cennete götürecek olan şey Kuran'dır, samimiyetinizdir ve takvanızdır. Diyanet, İlahiyat ve İmam Hatip okulları çok önemlidir. Hikmet sahibi maneviyat önderlerine de elbette saygımız var. Toplumu rahatsız etmeyecek, İslamiyeti karikatürize etmeyecek söylem çok önemli. Bizi birleştirecek en büyük ilaç dindir.
"Kötü niyetli ve islamı saldırmak için pusuda bekleyen..."
Dini konularda üslup nasıl olmalı? Tavsiyelerde bulunurken insanları dinden soğutma gibi bir risk de var mı?
İslam alimleri, fetvalarda ve dini konularda açıklamalarda bulunurken tartışma yaratacak, fitneye neden olabilecek alanlardan hızla kaçınmışlardır. Konuşma yaparken bunlara dikkat etmemiz gerekir. Toplumu yaralayacak, kutuplaştıracak, dini tartışılır hale getirecek, Müslümanlar'ı karikatürize hale getirecek, kötü niyetli ve islamı saldırmak için pusuda bekleyen insanları harekete geçirecek söylemlerden kaçınmamız gerekir.