Gündem

Nedim Şener ve Ahmet Şık kimdir?

Ergenekon davası kapsamında evinde arama yapılan gazeteci Nedim Şener, köşesinde "Sıra sende diye uyarmışlardı" diye yazdı.

04 Mart 2011 02:00

T24 - Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan son operasyonda gazeteci kimliğiyle tanınmış birçok isim hakkında gözaltı kararı alınması dikkat çekti. Özellikle Ergenekon davasının önemli dayanaklarından biri olan “Darbe Günlükleri” dosyasını Nokta Dergisi’ndeki görevi sırasında hazırlayan Ahmet Şık’ın ve Hrant Dink cinayetinin aydınlamasına yönelik araştırmalarıyla bilinen Nedim Şener’in “örgüt üyesi” olmakla suçlanması yadırgandı.

İşte haklarında gözaltı kararı bulunan gazetecilerin kimlikleri:

 

AHMET ŞIK:

 

Cumhuriyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinden sonra Radikal gazetesinde muhabirlik yaptı.  Gazeteye açtığı davanın ardından “performans düşüklüğü” gerekçe gösterilerek iş akdine son verildi.  Daha sonra Nokta dergisinde yaptığı “İki tür gazeteci vardır: TSK karşıtları, TSK yandaşları” isimli haberlerle "Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü"nü kazandı. Ahmet Şık aynı zamanda Ergenekon davasına dayanak oluşturan ‘Darbe günlükleri’ dosyasını Nokta dergisinde ortaya çıkaran gazeteci oldu.

Basında özellikle askeriyeye karşı yaptığı haberlerle bilinen Şık, Bilgi Üniversitesi’nde dersler veriyordu. Şık’ın Fethullah Gülen  ve cemaatiyle ilgili henüz basılmamış olan kitabı Odatv baskınında ele geçirilmişti.

Ahmet Şık'ın adı son olarak OdaTV baskınında bilgisayarlarda bulunduğu iddia edilen dosyalarda geçmişti. Tutuklanan Odatv’nin sahibi gazeteci-yazar Soner Yalçın, sorgusunda bu dosyalarla ilgili bilgisinin bulunmadığını söylemişti. Bugün evi aranan ve gözaltı kararı bulunan OdaTV Koordinatörü Doğan Yurdakul da, bilgisayardaki dosyaların polis tarafından konulduğunu iddia etmişti.

 

Dosyalardaki Sabri Uzun adlı world belgesinde ise şu ifadeler yer alıyordu: “Ahmet Şık-Sabri kitap başlıklı belgede Sabri’nin kitap konusunda çekincesi var. İkna etmeye çalışalım. Kitabı seçimden önce yetişmeli. Nedim, Ahmet Şık konusunda görüşsün. Kitaba çalışırken, cesur olun. Çıkarma ve ekleme yapmaktan çekinmeyin. Bu kitap Simon’dan daha kapsamlı olmalı. Nedim’i kutlarım. Ahmet’i çalıştırsın. Hanefi çıkacak ve Sabri’ye katılacak. Emin ve Sabri’ye moral verin. Sabri adıyla çıkmasına zorlayın. Seçimden önce yetişsin.”

 

ŞIK: KOMPLO

 

Ahmet Şık,  T24’te yayımlanan yazısında, kitabının Odatv bilgisayarlarında çıkmasının olanaksız olduğunu, burada bir komplo olduğunu yazmıştı. Şık, "O belgenin ve bitmemiş kitabımın kopyasının orada işi ne? Ben de bilmiyorum. Önümde iki seçenek var. İlki birilerinin inandırılmaya çalışıldığı gibi Ergenekon güdümünde olduğu öne sürülen Soner Yalçın'la ortak hareket ediyor olmam. Beni birazcık tanıyan, gazetecilik geçmişimi kıyısından köşesinden takip edenler dahi bu ihtimalin gerçek olmayacağını anlar. Yalçın’ın kendisi mi öyle bir bilgi notu yazdı onu da bilemem. Yazdıysa da doğru yapmamış. Ama sorgusunda öyle bir yazıdan haberi olmadığını söylediğinin de altını çizmek gerek. Bu vurguyu avukatlarının, odatv’nin bilgisayarlarına suçlanmalarına konu olan virüslü elektronik posta gönderildiği açıklamalarıyla birlikte değerlendirdiğimizde ise aklıma yatan diğer ihtimal oluyor. Eğer Yalçın’ın avukatlarının iddiası doğruysa üzerinde çalıştığım kitaptan haberdar olanlar ki eminim kitabımın konusunu oluşturan yapının mensuplarıdırlar, çalışmamı bir şekilde ele geçirip o bilgi notuyla odatv’nin bilgisayarlarına da yüklemiştir. Zaten ben de buna inanıyorum." demişti.

 

"ERGENEKON'U ANLAMA KILAVUZU"NU YAZDI

 

Gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu ile gazeteci Ahmet Şık'ın  'Ergenekon Davası' üzerine yazdıkları, 'Kırk Sakır Kırk Satır' başlığı altında, "Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" ile "Ergenekon'da Kim Kimdir" adlı iki ciltlik kitapları geçen yıl 14 Nisan'da piyasaya çıktı. Tam 1116 sayfalık kitabın yayınlandığı gün Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Dursun Yılmaz, 'gizliliği ihlal' iddiası ve 4,5 yıl hapis cezası istemiyle soruşturma başlattı. İki gazeteci, verdikleri ifadede, 1116 sayfanın bir gün içerisinde okunup soruşturma başlatılmasına anlam veremediklerini, suçlamaların da tamamen soyut olduğunu kaydetti. Savcı Yılmaz ise emniyet görevlilerinin kitapları bir gün içerisinde okuyup bitirdiğini ve ardından suç duyurusunda bulunduklarını, kendisinin yalnızca göz gezdirdiğini söyledi.






Ergenekon davası kapsamında evinde arama yapılan gazeteci Nedim Şener, köşesinde "Sıra sende diye uyarmışlardı" diye yazdı.

Şener’in Posta gazetesinde 18 Şubat 2011'de kaleme aldığı yazı şöyle:

Soner Yalçın’ı da aldılar... Hrant Dink cinayetinde ihmali ve sorumluluğu bulunanların, Ergenekon soruşturmasını yürüten polisler olduğu anlaşıldığından beri bana yapılan uyarıların ardı arkası kesilmiyor. Şimdi de ’Sıra sende. Soner’e söylüyorduk, bak, oldu. Bavulun hazır mı birader? Kalın pijaman, yün donun tamam mı kardeş’ diyorlar. Ne korkunç! Doğruları yazanın, sesini yükseltenin yeri hapishane mi? Bunu herkes biliyor ve en acısı bunu herkes kabulleniyor. Kabullenme bir yana, bunun şakası, mavrası yapılıyor. Gazeteci, okuru adına herkesten hesap sorduğu gibi herkese hesap verebilen adamdır. Gazeteci, şefine, müdürüne, meslek örgütlerine, savcıya, hakime, en önemlisi okura hesap verebilmelidir."

Beni de alabilirler

Nedim Şener bir TV programında da şunları söylemişti;

'Adliyeden edindiğim bilgilere göre Soner Yalçın'a ait bir dosyada benim de adım geçiyor. İddiaya göre söz konusu listede Ergenekon örgütünün 'Kullanılacak gazeteciler' listesinde benim de adım varmış. Buradan çıkışta belki beni de alabilirler" şeklinde konuşmuştu.'


Nedim Şener kimdir?


Ergenekon davası kapsamında evi basılarak arama yapılan ve gözaltına alınan Nedim Şener, profesyonel gazeteciliğe 1992 yılında Dünya Gazetesi’nde başladı. 1994 yılında, Milliyet Gazetesi’nde göreve başlayan Şener, halen aynı gazetede görevine devam ediyor.



Şener’in bugüne kadar yolsuzluk, vergi kaçakçılığı, organize suç örgütleri, terör finansmanı, istihbarat cemaatler hakkında toplam sekiz kitabı yayınlandı. Gazetecilik örgütleri yanında sivil toplum kuruluşlarından da ödüller alan Şener, muhabirliğin yanında Posta gazetesinde "Soruşturuyorum" başlığıyla köşe yazıları kaleme aldı. Ayrıca Şener, iki yıldır Uğur Dündar yönettiği birlikte Arena programına katılıyor.

Şener, istihbaratçı polislerin başvurusu üzerine Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları isimli kitap nedeniyle, 28 yıl hapis cezasıyla yargılanıyor.


Kitapları


Tepeden Tırnağa Yolsuzluk (Metis Yayınları 2001)

Naylon Holding (OM Yayınları 2002)

Uzanlar-Bir Korku İmparatorluğunu’nun Çöküşü(Güncel Yayıncılık) (2004)

Kod Adı Atilla (Güncel Yayıncılık) (2004)

Fırsatlar Ülkesinde Bir Kemal Abi (Güncel Yayıncılık) (2006)

Hayırsever TERRORIST(Güncel Yayıncılık)(2006)

Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları (Güncel Yayıncılık)(2009)

Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat(Güncel Yayıncılık)(2009)

UĞUR DÜNDAR-İŞTE HAYATIM (Doğan Kitap) (2010)


Gazetecilik ödülleri

1998, 1999, 2000 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yılın Ekonomi Muhabiri ödülleri.

1998 Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü,

2002 Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü.

2003 yılında Transparency Internatiional (TI)’nın Türkiye ofisi Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği (TSHD) tarafından "Uluslararası Dürüstlük Ödülü" Türkiye adayı seçildi.

2007 yılında Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü kazandı.

2009 yılında da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti "Basın Özgürlüğü" ödülüne layık görüldü.

2010 Yılında Abdi İpekçi Yılın Gazetecilik Ödülü

2010 yılında Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları kitabı nedeniyle Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü verildı.

2010 yılında merkezi Avusturya’da bulunan Uluslararası Basın Enstitüsü(International Press Institute) tarafından dünya genelinde ismi belirlenen 60 "Basın Özgürlüğü Kahramanı" arasında yer aldı. Dünyanın değişik ülkelerinden 60 Basın Özgürlüğü Kahramanı listesinde Türkiye’den Abdi İpekçi ve Hrant Dink’in ismi de yer alıyor.