-NEDİM ŞENER GÖZYAŞLARINI TUTAMADI İSTANBUL (A.A) - 18.04.2011 - Gazeteci Nedim Şener, hakkında açılan ''gizliliği ihlal'' davasında verdiği savunmada, ''Soruşturmacı gazetecilik yaparken üzerimize giydirilen deli gömleğinin çıkarılmasını hukuktan bekliyoruz'' dedi. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya getirilen Şener'e dehlizden salona alınması sırasında izleyiciler ve koridordakiler alkışla destek verdi. Bunun üzerine, hakim Rüveyde Çakmak Kaner, duruşma salonunda ve koridordaki izleyicilere uyarıda bulundu. Salona alınan ve sanık sandalyesinin arkasındaki eşi Vecide Şener ve yakınlarına sarılan Şener, gözyaşlarına hakim olamadı. Bu sırada salondaki bazı kişilerin de gözlerinin dolduğu görüldü. Duruşmada savunmasını yapan Nedim Şener, daha önce de çeşitli vesilelerle aynı mahkemede yargılandığını belirterek, yaptığı işin soruşturmacı gazetecilik olduğunu söyledi. Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın gözaltına alındığı soruşturma kapsamında yapılan aramada vahim nitelikli silahlar bulunduğuna ilişkin haberler yayımlandığını belirten Şener, bu silahların devletin bilgisi dışındaymış gibi lanse edildiğini kaydetti. Şener, bu konuya ilişkin olarak gerçeği araştırdığını ve Hanefi Avcı'nın eşi Şenay Avcı'yla telefonda görüştüğünü ifade etti. Şenay Avcı'nın haber konusu silahın kendilerini korumak için devlet tarafından verildiğini, ruhsatının bulunduğunu söylediğini belirten Şener, bunun üzerine kendisinin de bu beyanı doğrulayacak herhangi bir belge olup olmadığını sorduğunu söyledi. Şener, Şenay Avcı'nın da polislerin aramalarına ilişkin tutanakları faksladığını kaydetti. -ŞENER'İN HUKUKTAN BEKLENTİSİ- Tutanakları incelediğinde bahsi geçen silahın birinci sırada bulunduğunu, ruhsatının ise 34. sıraya işlendiğini gördüğünü belirten Şener, ''Bir gazeteci olarak gerçeğin ortaya çıkarılması suretiyle adaletin sağlanmasını hedeflediğim için bu hususu suça konu yazıda kaleme aldım. Soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek gibi kasıt ve niyetim yoktu'' dedi. Şener, 3 sayfalık dilekçesini mahkemeye sundu. Soruşturmacı gazeteciliğin Türkiye'de pek anlaşılamadığını belirten Şener, ''Soruşturmacı gazetecilik yaparken üzerimize giydirilen deli gömleğinin çıkarılmasını hukuktan bekliyoruz'' diye konuştu. -AHMET ŞIK'IN SELAMINI GETİRDİ- Şener'in avukatı Şehnaz Yüzer de benzer şekilde bin 700'e yakın dosyaları bulunduğunu ancak bugün ayrı bir duygusallık ve heyecan içinde olduklarını söyledi. Bu sırada duruşma salonunun kapısında bekleyen gazeteci Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık'a ''Ahmet'in selamı'' var diyen Şener, hakim Kaner tarafından dikkatinin dağıldığı yönünde uyarıldı. Avukat Yüzer, Şener'in araştırmacı gazetecilik çalışmalarının bir sonucu olarak şu anda ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğunu söyledi. Görülmekte olan davada soruşturmanın gizliliğini ihlal suçunun unsurlarının bulunmadığını belirten Yüzer, haberin bir açıklamaya dayandığını, bir yanlışı düzeltmeyi amaçladığını kaydetti. Avukat Yücel Döşemeci de CMK'nın 157. maddesine değinerek, bu maddede korunan hukuki yararın ihlal edilmediğini ifade etti. Şenay Avcı'nın açıklamalarına yer verilen haberin gerçekliğini güçlendirmek için okunmayacak kadar küçük puntolarla arama tutanaklarının fotoğraflarına yer verildiğini belirten Döşemeci, AİHM'nin kararlarında soruşturmanın gizliliğini ihlal ile kamusal yararın mukayese edilerek karar verilmesi gerektiğine işaret ettiğini bildirdi. Esas hakkındaki savunması sorulan gazeteci Şener, gelecek ay buna benzer bir duruşması daha olduğunu hatırlatarak, ''Bu davada da Ergenekoncuları ifşa etmekten yargılanıyorum. Şu anda Ergenekon soruşturması kapsamında tutukluyum'' diye konuştu. Hakim Kaner'in konunun çok dağıldığı yönündeki uyarısı üzerine Şener, ''Soruşturmacı gazetecilikle ilgili bir karar vereceksiniz. Onu anlatmaya çalışıyorum'' dedi. Kaner de kararlarında bütün hukuk kurallarına dikkat ettiğini ve ufkunun da dar olmadığını belirterek, ''Ancak basın da yargıçlık yapmayı bırakmalı'' diye konuştu. Kaner, duruşma salonundaki gazetecilere ''Yarın cümlelerimi dolandırılmış haliyle görmek istemiyorum'' diye uyarıda bulundu. Şener'in avukatı Şehnaz Yüzer de müvekkilinin Hanefi Avcı'nın kitabının ikinci bölümünü yazdığı iddiasıyla tutuklandığını söyleyerek, ''Sayın Savcı bu dosyadan haberdar olsaydı, müvekkilimi 'Hanefi Avcı'yı yargısız infazdan kurtardı, onu destekledi' diyerek tekrar gözaltına aldırırdı. Demek ki bu dosyadan haberdar değiller'' diye konuştu. Şener hakkında benzer suçlamalarla başka davalar da bulunduğunu belirten Yüzer, ''Bunlar çığ olarak toplanıyor. Yolu Silivri'ye kadar gidiyor. Müvekkilim anayasal bir hak olan haber verme hakkını kullanmıştır. Hiç kimse anayasal hakkını kullandığı için cezalandırılamaz. Basın haber vermezse toplum düşünce yeteneğini kaybeder'' dedi. Dosyanın karar hazırlanmak üzere incelemeye alınmasına karar veren hakim Kaner, Şener'e duruşmalara gelmek isteyip istemediğini sordu. Şener'in duruşmalara katılmak istediğini belirtmesi üzerine avukatı Yüzer, ''Buraya gelmeyi hiç bu kadar sevmemiştik'' dedi. Nedim Şener'in duruşmada hazır edilmesi için Silivri 2 No'lu Cezaevine yazı gönderilmesine karar veren hakim duruşmayı erteledi. -''AHMET ŞIK'TAN SELAM''- Duruşmanın sona ermesi üzerine koridorda bekleyenlerden bazılarının ''Ahmet'e selam söyle'' diye bağırması üzerine Şener, ''Onun da hepinize selamı var'' dedi. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin duruşma salonunun küçüklüğü nedeniyle içeriye sadece Şener'in eşi Vecide Şener ile gazeteciler Sedat Ergin, Uğur Dündar, Aslı Aydıntaşbaş, Hrant Dink'in kardeşi Hosrof Dink, Prof. Dr. Binnaz Toprak ve bazı yakınları alındı. Duruşma salonunun kapısı açık bırakılarak, destek amacıyla gelen kişilerin duruşmayı takip edebilmeleri sağlanmaya çalışıldı. Duruşmanın ardından Şener, sanık sandalyesinin arkasında oturan eşi Vecide Şener, yakınları ve Hrant Dink'in kardeşi Hosrof Dink'le sarılarak vedalaştı. Şener, duruşma salonun dehlize açılan kapısına getirildiğinde Sedat Ergin ve Uğur Dündar'la kucaklaştı. Dündar'ın bu sırada gözlerinin dolduğu görüldü. Bu arada, hakim Rüveyde Çakmak Kaner'in habere eklenen fotoğraflara büyüteçle bakarak okunup okunmadığını incelediği gözlendi. Duruşmadan çıkarken Sedat Ergin'in okunup okunamadığını sorması üzerine Hakim Kaner, ''Yorum yok'' dedi. -DURUŞMA SONRASI BASIN AÇIKLAMASI- Duruşma sonrası Bakırköy Adliyesinin önünde gazeteci Nedim Şener'e destek vermek için bir grup gazeteci açıklama yaptı. Basın açıklamasını okuyan gazeteci Sedat Ergin, bu açıklamayı 2011 yılında Türkiye'de gazetecilere ve gazeteciliğe cezaevleri ile adliye koridorlarının reva görülmesi dolayısıyla yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: ''Şener, gazeteci Ahmet Şık ile birlikte aynı gün 6 Mart 2011 tarihinde ve Ergenekon terör örgütüne üyelik, yardım ve yataklık suçlamasıyla tutuklandı. O günden beri Silivri cezaevinde yatıyor. Gazeteci arkadaşları ve dostları olarak bu suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, Nedim Şener'in iyi bir gazeteci olduğu için tutuklandığını iddia ediyoruz. Nedim Şener, 20 yıldır namuslu bir şekilde işini yapan, gözünü budaktan esirgemeyen soruşturmacı bir gazetecidir. Onunla iftihar ediyoruz. Onun iyi bir gazeteci olduğunu yalnız biz değil uluslararası basın örgütleri ve insani yardım kuruluşları da söylüyor. Uluslararası Basın Enstitüsünün 60 kişilik dünya basın özgürlüğü kahramanı listesinde onun da ismi var, Hrant Dink ve Abdi İpekçi'nin hemen yanı başında.'' ''Nedim Şener'in varlığı iddia edilen derin devlet örgütünün Dink cinayetinde parmağı olduğunu düşündüğünü, Şener'in ısrarlı haberleri takibi sonucu Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulunun harekete geçtiğini'' ifade eden Ergin, şöyle konuştu: ''Sayın cumhurbaşkanının talimatlarıyla 2 eski polis şefinin cinayet davasında tanık olması istendi. Hakkında gizli kapılar ardında söylenen 'ayağını denk al' tehditlerine pabuç bırakmadı ve bu kez de Ergenekon belgelerinde 'Fethullah Gülen ve Cemaat' isimli kitabı kaleme aldı. Posta gazetesinde 1 Martta yayınlanan son köşe yazısında 'Her an bir kazaya ya da iftiraya kurban gidebilirim' demişti, iki gün sonra gözaltına alındı. Savcılık ifadesi ve mahkeme kayıtları Nedim Şener'in gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını gösteriyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu kabul edilemez.'' Gazeteci Uğur Dündar da Nedim Şener'in bu ülkenin bankaları, kaynakları hortumlanırken, ülkenin dışına milyarlarca dolar kaçırılırken, mafyalar ve çeteler yargısız infazlarla faili meçhullerine devam ederken bunların kitaplarını yazdığını kaydetti. Dündar, ''Naylon holdinglerin, halkı ve tüyü bitmemiş yetimi nasıl sömürdüğünü tüm Türkiye'ye anlatmış çok değerli, dünyaca saygın 60 özgür gazeteciden biridir. Bunu ben söylemiyorum dünyanın en saygın basın kuruluşları söylüyor. Şimdi birtakım insanlar Nedim'i eleştiriyorlar. Peki Türkiye soyulurken, Türkiye'nin bankaları hortumlanırken, mafyalar, çeteler, Susurluk çeteleri faili meçhul cinayetlerini işlerken tek satır yazmayan bu insanların Nedim'i ve Ahmet'i sorgulamaya hakları var mı? Ben buna isyan ediyorum'' dedi.