Gazeteci Nedim Şener, "15 Temmuz'dan sonra batının siyasete bakışının bir tercih olduğunu” belirterek, “15 Temmuz'da gözünü kapattılar. ABD Başkan Yardımcısı'nın 'Biz internet oyunu sandık' gibi bir cümlesi oldu. Ben bu kadar ahlaksızca bir cümle daha duymadım” dedi.
Nedim Şener ve güvenlik uzmanı Mete Yarar, 6. Sivas Kitap Günleri kapsamında düzenlenen 'Türkiye'nin terörle mücadelesi' adlı söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.
Kapalı yapılarla iş birliği yapan iktidarların bir müddet sonra zarar göreceğini söyleyen Şener, şöyle konuştu:
"Türkiye'de bir algı var tarikatlar ve cemaatler diye. AK Parti iktidarı ve onun bileşenlerinden bir tanesi de tarikatlar ve cemaatler. AK Parti daha önce FETÖ ile ortaklık ve iş birliği yaptığı dönemlerde bu ortaklığın ona operasyon olarak nasıl geri döndüğünü gördük. Ne zaman 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı'nın tutuklanması olayında, 17-25 Aralık'ta, MİT TIR'larının durdurulması olayında. Yani siyasi iktidarlar kapalı yapılarla iş birliği yaparlarsa bir müddet sonra bunun zararını görecektir. Bunu ben gibi daha önce hayatlarıyla bedel ödeyenler Necip Hablemitoğlu gibi Hrant Dink cinayetinde o fotoğrafı görünce uyarmaya çalıştık. Hep şöyle zannedilir Nedim Şener'i bunlar bir komployla içeri attılar, Nedim Şener'de kızdı bunlara ve intikam alıyor felan. Oysa onlar bana dokunmadan 2007 yılında ben onlara dokunmuştum. Hrant Dink cinayetinde bunların parmağı olduğu aynı sene içerisinde hem Dink cinayetini anlatan bir kitap hem de FETÖ'yü anlatan bir kitap yazmıştım. Devlet içerisinde nasıl yapılandıklarını bütün amacım 15 Temmuz'a kadar olan süreçte Türkiye'nin bu zararı görmemesi için, bir uyarı alarm işlevi görmektir. Buna karşı bir önlem alınır diye düşündük ama olmadı. Bütün mesele şundan kaynaklanıyordu Türkiye'deki muhafazakar kesimlerin Fetullah Gülen grubunun bir cemaat olarak değerlendiriyordu. Oysa bu bir örgüttü bir istihbarat ve operasyon örgütüydü ama bunu bir türlü kabullenmediler. Hatta ben bunu söylediğim zaman bize din düşmanı gözüyle baktılar."
“Türkiye halkı kendi geleceğini kurtardı”
15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe girişiminin arkasında NATO'nun olduğunu iddia eden Şener, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'dan sonra batının siyasete bakışının bir tercih olduğunu gördüm. 15 Temmuz'da gözünü kapattılar. ABD Başkan Yardımcısı'nın 'Bİz internet oyunu sandık' gibi bir cümlesi oldu. Ben bu kadar ahlaksızca bir cümle daha duymadım. Akıncı iddianamesi çıktıktan sonra gördüm. NATO saat 02.30'a kadar bizim bütün hava hareketlerimizi merkezinden izliyor. Sonra bağlantıyı kesiyor. O saate kadar İncirlik'ten 2 tane yakıt tankeri uçağı havalanmış İstanbul, Ankara'daki uçaklara yakıt veriyor. Üçüncü uçakta havalanmış. Şimdi bunun NATO'nun bilmemesi mümkün mü? İncirlik'ten 3 yakıt tankeri havalanıyor bu Türkler acaba Suriye ile görüş ayrılıkları var, bu tanker uçakları nereye gidiyor diye bir dertleri yok. Siz hiç düşünmediniz mi kardeşim, bu uçakları napıyorsunuz diye hiç sormadınız mı? NATO merkezini arayıp bunlar ne yapıyor diye bilgi vermek aklınıza gelmedi mi? Geldi, çünkü onlar da olayın içindeydi. Nitekim oradaki albayın ismi de belli ne yaptığı da belli ve bu FETÖ operasyonlarına tiyatro gibi saçmalıkları uyduranların aslında bir tercih yaptığını gördük. Onlar FETÖ'yü tercih etti. FETÖ, NATO adına burada bu operasyonları yapmaya kalktı. Fethullah Gülen'in halini görüyorsunuz. O ahlaksız, namussuz yakıtı buradan alın, F16'lar buradan havalansın, tanklar şuraya gitsin, köprüye şu kadar asker götürün diyecek hali var mı? Oturduğu yerden habersiz, yaşadığı çiftliğin çevresinden habersiz. Kalkıp da oradan İstanbul'da, Ankara'da, Kayseri'de ne oluyor onu mu bilecek. Komandolar nereye gidecek onu mu tezgâhlayacak. Bu bir NATO operasyonudur ve Türkiye halkı kendi geleceğini kurtardı burada."
“İnsan FETÖ ile işbirliğinden utanır”
‘FETÖ’ ile mücadele konusuna değinerek CHP'yi eleştiren Nedim Şener’in açıklamaları şöyle:
“Türkiye'de muhalif kesimlerin AK Parti ile mücadele etmek için zaman zaman ittifak bazı müttefik sahibi olduklarını görüyorum. Ben kendi düşüncelerimle bir partinin cemaatle işbirliği içinde olduğunu söylüyorum. Niye söylüyorum bunu onların elinde olduğunu bildiğimiz bazı belgeleri bir süre sonra o siyasi partinin yetkililerinde görüyorum. Siyasi partiye baktığımızda bu belgeleri meclisteki konuşmalarda yayınlıyorlar. İşbirliği yapıyorlar ve insan bu işbirliğinden utanır. 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıkan olgu ile bizim cemaat diye tabir ettiğimiz grubu insanları katleden büyük bir terör örgütü olduğu gerçeğidir. O süreçten sonra Türkiye'nin önemli partilerinden bir tanesini onlar ile ilişkilendirmek bana doğru gelmez. Bunu CHP'liler de AK Parti içinde yaptığı zaman 15 Temmuz-17 Aralık sonrası ve öncesi dönem içinde söylüyorum, hepimizin cemaat diye yazdığı o dönemlerde bir türlü silahlı terör örgütü diyemediğimiz, silahsız terör örgütü olur mu diye herkesin düşündüğü dönemlerde herkes ilişkiler kurmuş.”