Abdülkadir Selvi
(Yeni Şafak, 26 Haziran 2012)
NATO'nu verileri neden istendi
Suriye'nin uçağımızı vurduğu nokta 12.6 mil. Bunu kendi radarlarımızla tespit ettik.
BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile paylaştık.
Suriye uluslararası hava sahasında değil, Suriye'nin hava sahasında vuruldu diye bildi mi?
Diyemedi.
Suriye adına açıklama yapan Makdissi, "Egemenlik hakkımızı kullandık, uçak Suriye karasularına düştü" diyebildi.
Kendi içinde çelişkilerle dolu bir açıklama yaptı Makdissi. Önce füzenin uçak ayrımı yapmadan kilitlendiğini söyledi, sonra uçak gözle görüldükten sonra uçaksavarlarla vurulduğunu iddia etti.
Yakın mesafeden vurulduğunu kanıtlamak için uçaksavarla vurulduğunu söylemek, bilinçli bir tercih.
Ama doğru değil. Çünkü vurulmadan 1 dakika önce, radarlarımızın füze rampalarının kaldırıldığını tespit eden görüntüleri var. İkincisi, nasıl bir uçaksavar ki, menzili 12.6 mil...
Makdissi'de, "Türkler uluslararası hava sahasında vurulduğunu iddia ediyor" sorusuna yanıt vermedi. Veremedi.
Denize 100 metre mesafeden uçtuğunu söyledi. Doğru. Çünkü test ve radar uçuşu yapıyordu. Suriye'yle ilgili kötü emelleri olan bir uçak, denize 100 metre mesafeden uçar mı?
Uçağın tanınmadığı ise kocaman bir yalan. Denizi yalar gibi, 100 metre mesafeden uçan bir uçağı tespit edip vurabilen bir teknoloji, (IFF) yani elektronik açık kimliğini mi tespit edemez. 12.6 milden vuran bir füze sistemine sahip bir ülke, en ilkel radarların bile tespit edebildiği silahlı olup olmadığını mı tespit edemez.
Geçiniz bunları.
Makdissi'nin en traji komik savunması ise egemenlik hakkının ihlaliydi.
Kurulduğu günden beri Suriye'nin egemenlik hakkını ihlal etmeyen, en son Kilis'teki konteynır kente yapılan silahlı saldırıya rağmen, bu adımı atmayan Türkiye mi uluslar arası hava sahasında egemenlik hakkını ihlal etmiş.
Öyleyse o zaman Suriye'deki hedefleri vurup, yakıt tanklarını da Türkiye topraklarına bırakan İsrail'e karşı ne yaptınız? O egemenlik hakkı ihlali olmuyor mu?
Kilis'teki konteynır kente yapılan silahlı saldırı ve uçağımızın düşürülmesi şunu gösteriyor ki, tetiği Suriye'ye çektiren güç, Türkiye'yi bir tuzağın içine çekmeye çalışıyor.
Ama Türkiye, soğukkanlı ve bir dünya devletine yakışır bir şekilde hareket edince, panikliyor.
Doğru olan bu.
Savaşı başlatmak kolaydır, bitirmek zor. Savaşı siz başlatırsınız ama kimin bitireceği belli olmaz.
Ayrıca savaş bir seçenek değil, sonuçtur.
Türkiye'nin yol haritası ise farklı.
Uluslararası hukukun verdiği imkanlar sonuna kadar kullanılarak, bu işin hesabı sorulacak. Mavi Marmara İsrail'in yanına kar kalmayacağı gibi bu saldırı da Suriye'nin yanına kar kalmayacak.
Ne yapılacak?
Uçağımızın vurulduğu andan itibaren hem iç kamuoyuna hem de dış dünyaya açık bir eylem planı yürütülüyor.
İktidarı ve muhalefeti ile uzun süredir ilk kez her kafadan aynı ses çıkıyor. Müthiş bir iç bütünlük sağlandı.
Bu önemli.
NATO ve BM Güvenlik Konseyi'nin önemli ülkeleri Türkiye'nin yanında. ABD ve İngiltere'nin güçlü destekleri artı hanesine yazılmalı. Suriye'nin hamisi olan Rusya ve İran'ın dahi şu aşamaya kadar Suriye haklı diye ortaya çıkamadıklarını bir kenara not etmeli. Olayın dış boyutu başarılı bir şekilde yürütülüyor.
Bunun için,
1-Türkiye'nin yol haritası bir süre diplomatik kanallar üzerinden devam edecek bir süreç olacak. AB Dışişleri bakanları toplantısından çıkan karar bu açıdan önemliydi. Bugün NATO Daimi Temsilcileri toplantısı yapılacak. Türkiye'nin burada bir yaptırım kararı alınması gibi bir talebi yok. Ama NATO üyesi ülkeler bunu kendiliğinden gündemlerine alabilirler. O yönde sinyaller mevcut.
Diplomatik kanallar sonuna kadar kullanıldığına kanaat getirildikten sonra, yaptırımlara geçilecek.
2-Suriye'nin dezenformasyonlarının önünü kesme ve uluslararası camianın kafasında en ufak bir soru işareti kalmaması adına, uçağımızın vurulduğu yerin uluslararası hava sahası olduğu, NATO'nun bağımsız verileri ile ortaya konulacak.
NATO'nun bağımsız verileri ne? NATO üyesi ülkelerin müşterek hizmetlerine ayrılmış veriler var. Bunlardan yararlanılacak. Ayrıca NATO üyesi ülkelerin, örneğin, ABD'nin o bölgeyi izleyen radarları ile İngilizlerin Kıbrıs'taki radarlarının ya da NATO üyesi ülkelerin gemilerinin tespit ettiği görüntüler ışığında, uçağımızın uluslar arası hava sahasında saldırıya uğradığı ortaya konulacak.
Diplomatik kanallar zorlandıktan sonra, sıra yaptırımlara gelecek. Başbakan Erdoğan ise bu yol haritasının çerçevesini bugünkü grup konuşmasında ortaya koyacak.