Dünya

NATO için geri sayımda gözler Türkiye'de

Bu hafta yapılacak NATO zirvesi öncesinde, Türkiye'nin yeni Genel Sekreter seçimi konusundaki tavrı merak konusu oldu

31 Mart 2009 03:00

NATO'nun yeni genel sekreter arayışlarına ilişkin yorum ve spekülasyonlar, bu hafta yapılacak NATO zirvesi öncesinde artarken, Türkiye'nin bu konudaki tavrının merak konusu olduğu gözlemleniyor. 

Rasmussen'e yeşil ışık, Roj adımı getirdi

Genel sekreterliğe 2004 yılının ocak ayında atanan Hollanda'nın eski dışişleri bakanı Jaap de Hoop Scheffer, 31 Temmuz 2009'da koltuğunu devrederek, Brüksel'den ayrılacak.

NATO genel sekreterliğine aday olarak ismi geçenler arasında Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski ve Kanada Savunma Bakanı Peter Mackay bulunuyor.

İttifak kulislerinde, Rasmussen'in adaylığına destek konusunda ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın uzlaşma sağladıkları ancak bu konuda Türkiye'nin tavrının belirleyici olacağı ifade ediliyor. 

Fransa gözünü NATO'ya dikti

Batı Avrupa basınında yer bulan haber ve yorumlarda, "karikatür krizi" üzerinde duruluyor, Rasmussen'in bu kriz sırasındaki hatalı tavrının Ankara tarafından hoşgörülmediği ileri sürülüyor.

Bazı haber ve yorumlarda, Rasmussen'e destek konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında fikir ayrılığı olduğu iddia edilirken, NATO zirvesinde Türkiye'yi, Rasmussen'e karşı olunmadığını söyleyen Gül'ün temsil edeceği belirtiliyor.

NATO'daki yabancı diplomatik kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, "çeşitli baskılara rağmen" olaya "aceleci olmayan ve soğukkanlı bir tavırla yaklaşan" Türkiye, "NATO'nun başında, İttifak'ın en önemli tehdit olarak algıladığı terörizme karşı ortak mücadelenin öneminin bilincinde olan bir genel sekreter" istiyor.

Terör örgütünün yan kuruluşu olan Roj TV'yi barındıran Danimarka'nın başbakanının, terörizme karşı mücadeledeki "bilinç ve kararlılık düzeyinden şüphe duyulduğu" ifade ediliyor.

Bazı diplomatik gözlemciler, NATO'nun güçlü müttefiklerinden Türkiye'nin, bu koşullarda, Rasmussen'in genel sekreterliğine yeşil ışık yakmasının mümkün gözükmediği, bunun, uzun yıllardır terörizmden acı çeken Türk kamuoyuna kabul ettirilemeyeceği, Ankara'nın, "olası ısrar ve baskılara rağmen" veto kartını öne sürebileceği, aksi takdirde "itibar kaybı"nın söz konusu olacağı görüşlerini savunuyorlar.

Türk diplomatik kaynaklar ise ortada acil ve ciddi bir sorun olmadığı mesajını verirken, yeni genel sekreter belirlenmesi konusunun NATO zirvesinin gündeminde yer almadığını, 31 Temmuz'a kadar vakit olduğunu, çeşitli adayların isimlerinin gayri resmi olarak geçtiğini, "İttifak'a ve hedeflerine uygun bir isim" üzerinde uzlaşma sağlanacağını ifade ediyorlar.

NATO bünyesinde, genel sekreterlik konusunda hararetli pazarlık ve tartışmaların devam ettiği gizlenmiyor ancak İttifak yetkilileri ve Türk tarafı hiçbir resmi açıklama yapmıyor.

NATO'da Genel Sekreter, bir Avrupalı müttefik ülkenin bakanlık yapmış siyasetçileri arasından seçiliyor. Avrupa Kuvvetleri Komutanı (SACEUR) ise Amerikalı oluyor.

Fransa, NATO Genel Sekreterinin, İttifak'ın İngilizce ile birlikte resmi dili olan Fransızca bilmesine önem ve öncelik veriyor.

NATO'ya eski Varşova Paktı üyelerinden, bir Doğu Avrupalı genel sekreter seçilmesi önerisi de gündemde kalıyor ancak "yabancı dil olarak Rusça bilen bir NATO genel sekreterinin göreve gelmesinin olası sakıncalarından" söz ediliyor.