HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, 24 Haziran'daki seçimlerde CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce'ye "CHP'deki genel başkanlık" tartışmasında üzerinden tepki gösterdi. Alçı, İnce'nin 'tribünlerin rüzgârına kapıldığını' söyleyerek egosuna yenildiğini ifade etti.
CHP'de 24 Haziran seçimlerinin ardından cumhurbaşkanı adayı İnce ve genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu arasında "koltuk krizi" yaşanıyor.
İnce ve Kılıçdaroğlu'nun dün yaptığı açıklamaları değerlendiren Alçı, bugünkü (4 Temmuz 2018) yazısında yaşananları şu sözlerle değerlendirdi:
CHP’nin karışacağı açıktı ancak kıyametin bu kadar erken kopmasını açıkçası beklemiyordum, zira seçimin hem öncesinde hem de hemen ertesinde yaptığı açıklamalarda Muharrem İnce hep “Ben vefalıyım, Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıkmayacağım” diyordu.
Geçen hafta sonu örneğin Ayşe Arman’a verdiği röportajda, “Karşısına çıkıp rakip olmayacağım. Beni cumhurbaşkanı adayı yapmış bir genel başkanın karşısına çıkıp böyle bir vefasızlık yapmam” diyen kendisi değil miydi? Hatta bunun da ilerisini seçimden önce FOX TV’de söylemişti: “Seçimi kaybedersem asla Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmam, ben vefalı bir insanım.”
Hayrola Muharrem Bey? 25 Haziran’da büyük bir olgunlukla kaybettiğinizi söyleyip rakibi tebrik ederken aradan geçen zamanda LAST azgınlarının gazına gelip siz de kazandığınızı mı düşünmeye başladınız? Yoksa vefa sözcüğünü mü unuttunuz?
İnce’nin seçimlerde iyi bir rüzgâr yakaladığını ve bunu sürdürürse Türk siyasetinde uzun soluklu olacağını ifade etmiş bir gazeteci olarak dünkü çıkışını tam da Kılıçdaroğlu’nun ifade ettiği gibi nezaketsiz bulduğumu söylemek isterim. Hem nezaketsiz, hem de tutarsız.
Her şeyden önce eşlerle, özel ve kapalı bir yemekte konuşulanları üzerinde uzlaşılmadan kamuoyuyla paylaşmak adaba uymaz. Üstelik sevin sevmeyin, partililerine karşı her zaman nazik ve itidalli davranmış, kendi yerine İnce’yi bizzat aday göstermiş Kılıçdaroğlu’na böyle bir çıkış yapmak adil ve şık değil.
Ben İnce’nin 24 Haziran’dan beri giderek daha fazla tribünlerin rüzgârına kendini kaptırdığını ve egosuna yenildiğini görüyorum. Hem sözünü tutmayan bir siyasetçi imajı çiziyor hem de CHP içinde iktidar mücadelesine girerek az riskli ama aynı oranda başarı şansı çok düşük olan yolu tercih ediyor. Halbuki kendi yolunu çizse, bu kavgalardan uzak durup yeni bir siyasi parti kursa her şey farklı olabilirdi... Ama herhalde o iktidar kavgası, etrafının da pohpohlamasıyla gözüne çok çekici görünüyor. Yazık!
Türkiye’nin anamuhalefet partisinin bu kavga görüntüsünden çıkamaması da yazık! Önümüzde yerel seçimler var ve bir genel başkan değişimi aynı zamanda kadrolarda ciddi bir değişim ve hazırlık demek. Bir kere bunun için de zaman yok. Yani sırf kendine değil, CHP’ye de kötülük şimdi böyle bir çıkış...