T24 Haber Merkezi
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, deprem bölgeleri ziyaretleri kapsamında ilk ziyaretini parti heyeti ile Hatay’a gerçekleştirdi. Dervişoğlu, "birlik" mesajı vererek, "Ayrılık yaratmaya çalışanlar karşısında bizi bulacak" ifadelerini kullandı.
Depremde hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek konuşmasına başlayan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, burada siyaset konuşmayacağını vurgulayarak; ‘’Bilirim ki bu kabil kuruluşların içimde her partiye mensup insan vardır. Onların hepsinin de kendine mahsus dertleri vardır. Önemli olan o dert ile hemhâl olmak, hâl ile hâlleşmek ve bu sorunların çözümüne yönelik adımları müştereken atmayı becerebilmektir.’’ diye konuştu.
"Anlaşılan işler yavaş yürütülüyor"
Depremden sonra Hatay’a geldiğini ve bugünkü ziyaretinde de Hatay’da bir gelişme göremediği kaydeden İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu; "O günden bugüne acılar yerli yerinde duruyor. Gördüğüm kadarıyla değişen çok fazla şey de yok. Yaralar derinleşmiş, acılar sıcağı sıcağınayken hemen hissedilmiyor. Ama onun sonradan bıraktığı izler içimizi yakmaya devam ediyor. Hatay’ı daha iyi, daha diri, daha mamur görmeyi dilerdim. Ama görülen ve anlaşılan odur ki işler biraz yavaş yürütülüyor. Yolda gelirken Sayın İl Başkanımızla gördüm; hâlâ kaldırılmamış enkazlar var, yıkılması icap eden ağır hasarlı binalar yerli yerinde duruyor. Bunlar hayatımızı da tehdit etmeye devam ediyor.’’ dedi.
Esnafın da sorunlarının devam ettiğini belirten İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, "En önemli derslerden bir tanesi mücbir sebebin uzun bir süre uzatılma beklentisidir. Ama şu ana kadar alınmış bir karar yok. Kısa vadelerle belirlenmiş birtakım ertelemeler söz konusu oluyor. Esnafın önünü görmesi için bu vadenin uzun tutulması lazım. 3 yıllık hatta 5 yıllık ertelemelere ihtiyacı var bu felaket bölgelerinde esnaflarımızın. Vergi indirimleri, faizsiz krediler… Ben bütün bunları söylerken beton esaslı şeylerden bahsetmiyorum. Yani ‘bina var yıkılmış, yerine yenisi yapılacak şu kadar yapılmış, bu kadar teslim edilmiş, şu orandaymış…’ Hatay bölgesinde 254 bin bina yani bu bir yeri çökertir. ‘Şu kadar bina teslim edildi.’ deniyor. Geçen ayki rakamlara göre 18 bin küsurdu şimdi 30 binden bahsediliyor. Bu oranlara vurulduğunda oldukça küçük kalıyor. Dolayısıyla işin aslı bana göre sadece betonla tanımlamaktan biraz uzak. İşin aslı hayatın idamesini temin etmek. Onun için burada ticaretin canlandırılması lazım. Esnafın evine ekmek götürebilmesi lazım. Esnafın sorunlarını çözümüne yönelik doğru adımların atılması lazım. Birikmiş borçlarının faizsiz bir biçimde geniş bir zamana yayılarak eritilmesi lazım. Dolayısıyla Hatay’la ilgili yani aslında bütün deprem bölgesi ile ilgili topyekûn ve kalıcı sağlıklı kararların alınması lazım’’ diye konuştu.
Partisinin Genel Başkan Yardımcılarının ve Milletvekillerinin deprem bölgeleriyle ilgili güncel konuları kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade eden İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, ellerinde Hatay’la ilgili kapsamlı bir raporun olduğunu belirterek beraberindeki heyete teşekkürlerini iletti.
"Hatay kardeşliğin sembolü"
Dervişoğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"Bu bölgede işsizliğin çözülmesi lazım, istihdamın arttırılması lazım. Türkiye de ağır günler geçiriyor. Hemen burnumuzun dibinde yani sizin komşunuz Suriye'de çeşitli olaylar yaşanıyor. Etnik köken üzerinden, mezhep üzerinden birtakım tartışmaları güncellemeye çalışanlar da olacak önümüzdeki süreçle alakalı. Türkiye'nin birliğinin nasıl inşa ettiğimizi hepimiz biliyoruz. Bu birliğin yaşatılması ses adına da özellikle siyasiler ne söyleyeceklerini bildikleri kadar ne söylemeyeceklerini de idrak edecek bir tavırla hareket etmek mecburiyetindedirler. Benim tarafımdan bakıldığında Hatay bölgesi genel anlamıyla Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin ve kardeşliğinin sembolüdür. Dolayısıyla burada yapılan bütün doğrular dünyada yapılmış olsa bütün dünya birbirine kardeş olur. Buranın insan kaynağı çok kıymetlidir. Çok doğru şeylere işaret eder ve bu güzelliklerini de yaşatılması hepimizin müşterek görevleri arasında bir durumdur. Bu birlikteliği, bu kardeşliği, bu dayanışma ruhunu Türkiye'nin her tarafına yaymak gibi bir mecburiyetle karşı karşıyayız.’’
"Bu birliğin her alanda yaşatılması lazım"
"Hatay bize gösteriyor ki bu siyasi rekabetin kurallarının da doğru belirlenmesi lazım. Çünkü hangi dine mensup olursanız olun, hangi etnik kökene mensup olursanız olun, hangi mezhebe mensup olursanız olun; hangi dünya görüşüne, hangi siyasi partiye mensup olursanız olun bir zorlukla karşılaştığınızda enerjinizi birleştirmeniz, gönüllerinizi birleştirmeniz bu zaruret olarak karşınıza çıkıyor. Bunun da en büyük imtihanını yakın takvim içinde siz de verdiniz. Ben sizlerin oluşturduğu ruhun karşısında saygıyla eğiliyorum ve Türkiye'ye emsal teşkil etmesini temenni ediyorum. Bütün farklılıkları bir tarafa bırakarak müşterek geleceğimiz için sarf edilmiş çabanın da ne kadar önemli olduğunun altını bir kere daha kalınca bir çizgiyle çiziyorum. Bu birliğin her alanda yaşatılması lazım. Ben bir siyasi partinin genel başkanıyım ama bu ülkenin birliği için, bu insanların birliği beraberliği, barışı ve kardeşliği için sarf edilmesi icap eden bütün çabayı sarf edeceğime, verilmesi gereken bütün mücadeleyi vereceğime buradan sizlere söz veriyorum.’’
Birlik ve beraberlik vurgusuyla konuşmasına devam eden Dervişoğlu, ‘’Siyasette de böyle bir dili ve meşrebi temsil ediyorum. Taassuplar üzerinden kuracağımız bir hayalimiz olmamalıdır bana göre. ‘Ben şuna inanıyorum, sen de buna inanacaksın’ türünden bir dayatmanın tarafı olmamak mecburiyetindeyiz. Biz geçmişte de çok çileli günler gördük, çileli günler yaşadık. Bu ülkenin insanlarını birbirine tıpkı şimdi dünyanın başka coğrafyalarında ya da Türkiye'ye yakın coğrafyalarda olduğu gibi insanların birbirlerini düşürüldüğü dönemler yaşadık ne ülkemiz ne de dünya bundan bir fayda temin edebildi. Bizim ihtiyaç duyduğumuz şey kardeşliğimizdir.’’ dedi.
Dervişoğlu, şöyle devam etti:
"Farklı kökenlerden olabiliriz, kucaklaşmalıyız. Farklı dinlerden olabiliriz birbirimize saygı göstermeliyiz. Farklı mezheplerden olabiliriz birbirimizi sevmeliyiz. Farklı gelir gruplarından olmakla, farklı memleketlere mensup olmaktan farklı şeyler değil bunlar bana göre. Bunlar Türkiye'nin aslında bu kadar farklılığı bir arada yaşatabildiğine bakarsanız sembol şehir Hatay'da aslında geleceğe dair ne büyük umutlar kurabileceğinin de büyük hayaller kurabileceğinin de delilidir. İnsanları birbirinden ayırmaya kalkışanlar Suriye'nin durumuna baksın. Orada yaşananlara baksın ve burada bulunmanın ne kadar anlamlı olduğunu da ona bakarak değerlendirsin.’’
"Kutuplara ayrılmış siyasetle elde edilecek bir şey yok"
Suriye’deki gelişmelere ilişkin konuşan Dervişoğlu, ‘’Orada bir operasyon yaşanıyor, rejimin sonuna gelindi. Ona bağlı olarak da birtakım kaygılar var, bölgesel kaygılar. O kaygıları da biliyorum, onların bizim içimize yansımalarını da biliyorum. Bu ülkede hiç kimse din üzerinden, köken üzerinden, mezhep üzerinden bir ayrılık yaratmaya kalkışmasın. Bunu yapmaya çalışanlar karşısında bizi bulacaklardır, bundan emin olun. Ayrıştıran değil kucaklayan, kutuplaştıran değil insanları birbirine yaklaştıran, farklılıkları bir zenginlik olarak kabul eden bir bakış açısıyla yolculuğumuzu sürdüreceğiz. Sürdürdüğümüz yolculuğun adını da zaten tarif ediyoruz kutuplara ayrılmış siyasetle elde edilecek bir şey yok.’’ dedi.
"Doğrularımızı bir yerde birleştireceğiz"
İYİ Parti olarak nasıl bir merkez anlayışına sahip olduklarının altını çizen Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
‘’Ben merkez siyasetten bahsediyorum bana diyorlar ki işte ‘Nasıl bir merkez?’ İşte böyle bir merkez. Her görüşten, her dinden, her mezhepten bütün farklılıkları zenginlik olarak gören insanların hayal ettiği dünya üzerine bir merkez tanımı var benim zihnimde ve vicdanımda. O sebeple doğrularımızı bir yerde birleştireceğiz. Farklılıkları ve ayrılıklarımız da zenginlik sayarak ondan istifade etmeye çaba sarf edeceğiz. Yapmamız gereken budur. Bu bizi güzelliklere götürecektir, aranan yere götürecektir.
Türkiye de bazı şeylerden yorulmuştur, yaşanan gelişmelerden birtakım kaygılar da oluşmuştur. O kaygıları da ortadan kaldırmaya yönelik adımların atılması siyasilere düşen en büyük görevdir. Onun için Alevisiyle, Sünnisiyle, Türkmeniyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle bu topraklar üzerinde birlik beraberlik ve kardeşlik hukukuyla yaşamayı arzulayan; Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kazanımlarını kendi kazanımları sayan herkesle bir ve birlikte hareket etme kararlılığımızı gittiğimiz her yerde dile getiriyoruz. Bu da benim bir siyasetçi kimliğimden kaynaklı söylemim olmasın. Türkiye sevdamdan kaynaklı ifadelerim olsun. Hatay'da da bunu dile getirmekten büyük şeref duyuyorum.’’