Ekonomi

MÜSİAD Başkanı: Türkiye, yatırım noktasında elverişli koşullara sahip olmasına rağmen istediği yabancı yatırımı çekemedi

"Dünya yeni bir iktisadi düzeni uygulamanın eşiğinde"

07 Temmuz 2021 12:00

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, derneğin Alanya Şubesi 1'inci Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.

Kaan, "Dünya artık yeni bir iktisadi düzeni, yepyeni kuralları uygulamanın eşiğinde" dedi. MÜSİAD Başkanı ayrıca Türkiye'nin elverişli koşullara sahip olmasına karşın istediği yabancı yatırımcıyı çekemediğini vurguladı.

Cumhuriyet'in haberine göre Abdurrahman Kaan, pandemi sonrasında açılan ticari ve ekonomik aktivite doğrultusunda yatırımların, gelişmekte olan ülkelere kaydığını söyledi. Kaan şöyle konuştu:

"Gelişmiş ülkeler bu pastadan istedikleri payı alamadılar. Ülkemiz ise gelişmekte olan ülkeler sınıfında üst sıralarda olmasına ve yatırım noktasında elverişli koşullara sahip olmasına rağmen, istediği doğrudan yabancı yatırımı çekemedi. Türkiye'ye yapılan yabancı yatırımlar, 2019'a göre düşüş kaydetti ve son geldiği noktada 2020'de 6,8 milyar dolar oldu. Bu yılın son aylarında ise yatırımcıların ülkemize ilgisinin azaldığını görüyoruz. Pandemi süreci bir yılı aşkın süredir ekonomi, ticaret ve hatta sosyal yaşam alanlarında dünyadaki hemen hemen bütün ülkelerinin ezberini bozdu. Aşılama oranları giderek artıyor, ülkeler toparlanma sürecine girebilmek adına çabalıyor. Fakat artık şunu net şekilde görebiliyoruz, pandeminin hastalıkla ilgili etkileri bitse bile, dünya artık yeni bir iktisadi düzeni, yepyeni kuralları uygulamanın eşiğinde. Dolayısıyla bizler, artık gelişimin ve büyümenin yeni modellerini, yani, yeni dünya düzeninin yeni iş geliştirme modellerini takip etmek durumundayız."

"Gelecekte ülkeler değil, şehirler yarışacak"

Kaan, "Gelecekte devletlerin değil, şehirlerin yarışacağını" belirterek şunları söyledi:

"Bölgesel ekonomilerin, şehir ekonomilerinin oluşturulması esastır. Böylece kendi kendine yeten ve kendi varlıklarını değere dönüştürebilmiş kentlerimiz olacaktır. Şehirlerin markalaşması ve mevcut varlıklarının değere dönüşmesi, yani potansiyellerinin tespit edilerek bu potansiyellere uygun yatırımlarla illerin değerlerinin artırılması son derece mühim bir konu. Bizler, Türkiye'nin her bir noktasını gezdiğimiz seyahatlerimizde birtakım veriler elde ediyoruz. İşte bu veriler ve sizlerle doğrudan temas etmenin getirdiği tecrübeyle bir proje oluşturduk ve şehirleri eşleştirmek, bu projemizin temel çıkış noktası oldu. Bu çalışmaya 'Şehirleri Özgün Değerleriyle Kalkındırma ve Markalaştırma' adını verdik. Doğru bir sanayileştirme politikası belirlemek, şehir ekonomileri oluşturmak için bu ekonomiyi ayakta tutacak gelecek vadeden firmaları bulmak, desteklemek, ölçeklerini büyütmek, sermaye güçlerini artırmak ve yerli-milli üretim hamlesiyle hem şehirleri markalaştırmak hem de firmaları güçlendirmek şeklinde yapmaktan geçer. Ben buna, sanayileştirmenin icrası için şehir ekonomilerini çalıştırmak diyorum."