'Uzak İhtimal'in müezzin Musa'sı Nadir Sarıbacak, “Onun gibi, karıncayı incitmez dedikleri tipten bir adam olmak istedim'' diyor.Filmde, kalbini Hıristiyan bir kıza kaptıran müezzin Musa rolündeki Nadir Sarıbacak. Aynı zamanda yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun’un ilk uzun metrajı olan filmde, Ankara’dan İstanbul’a atanan bir müezzini canlandırıyor.
Sessiz sedasız, derviş meşrep bir adam Musa. Daha İstanbul’a alışamadan bir de ‘aşk’ çıkıyor karşısına! Üstelik onu aşkla tanıştıran, rahibe olmak isteyen kapı komşusu Clara. İhtimal uzak ama olur mu acaba? Nadir, “Hiç olmaz mı?” deyip bir arkadaşından duyduğu hikayeyi paylaşıyor: “Balat’ta Hıristiyan bir kadın sabah ezanını duyduğunda sesine aşık olmuş müezzinin. Sonra da tanışıp kendisine aşık olmuş. Bu hikayeler var ve asırlardır yaşanıyor bu topraklarda. Ama zaman içinde unuttuk, unutturuldu bize. Biz sadece hatırlattık.”
Hocası Şebnem Sönmez’in tavsiyesiyle seçmelere katılıp dahil olduğu filmi de en çok bu yüzden sevmiş. Böyle samimi ve sahici bir derdi olduğu için. Bir de Musa’yı çok sevdiği için. Kendisine pek benzetmese de “Onun gibi olmak isterdim,” diyor. “Karıncayı incitmez dedikleri tipten bir adam Musa, ben incitirim mesela. Bir de onun kadar tevekkül gösteremem.”
Hareketlerinden, konuşmasından bir heyecan, ‘tez canlılık’ fışkırıyor zaten. Gerçi o da bugünlere gelene kadar az sabretmemiş. Oyuncu olmasına kati surette karşı çıkan ailesine karşı kâh gizli gizli konservatuara giderek kâh istedikleri üniversite diplomasını ellerine tutuşturarak, üstüne iki yıl da öğretmenlik yaparak sabır sınavından geçmiş. Üstelik bütün gemileri yakıp geldiği Akademi İstanbul’a ilk başvurusunda geri çevrilmesi de yıldırmamış onu. Ertesi yıl öğretmenlikten de istifa ederek bir kez daha başvurunca kapılar açılmış.
Açılan kapılar onu Işıl Kasapoğlu, Çetin Sarıkartal, Şebnem Sönmez gibi her defasında minnetle andığı hocalarla tanıştırmış. Meyveler de yavaş yavaş alınıyor zaten; İstanbul ve Adana Altın Koza festivallerinde en iyi erkek oyuncu seçildi. Altın Portakal’da ise ‘Uzak İhtimal’ nedense görmezden gelindi. Ne Nadir’e ne de filme, ödül çıkmadı. Gerçi onun gözü ne ödülde ne kariyer planlamakta; Polonya’dan gelen ödülü Ankara’da ‘emmioğulları’yla halay çekerek kutlayabilen şahane bir bünyesi var! “60 sene, hadi olsun 100 sene yaşayacağız. Sonunda öleceğiz işte! Bir işe yarayıp, mutlu mesut yaşayıp gidelim.”
‘Uzak İhtimal’ macerası böyle doğal ve akışında başlamış. “Mahmut ağabeyle tanıştık. Önce tam karar veremedi benim için. Sonra yapabileceğime ikna ettim, güzel oldu” diye anlatıyor.
Çekimlerde karşılıklı konuşup tartışmışlar her şeyi, en çok da buna memnun. Kendisi tipik ve titiz bir başak burcu olduğu için Mahmut Fazıl’ın titizliğine de bayılmış. Karabaş Mustafa Camii cemaatiyle imamı da ellerinden gelen yardımı esirgememiş. İmamın son dakikada Nadir’in yanlış okuduğu ezana müdahalesi ise en işe yarar yardımlardan! “Çekim başladı, akşam ezanı okuyorum. İmam dedi ki yanlış okuyorsun! Ben de akşama kadar kulaklıkla ezan dinleyip çalışmışım, segâh makamında. İtiraz ettim, verdim kulaklığı ‘Bak ben bundan çalıştım’ diye. Dinledi, ‘İyi de sen böyle okumuyorsun ki’ dedi! Bende kulak yok! Neyse ki düzelttik.”
Nadir’in, Antalya’da en iyi film seçilen Reha Erdem’in ‘Kosmos’unda da kısa bir rolü var. Reha Erdem’le çalışmayı merak ettiği için özellikle istemiş bu rolü. Erdem’in yanı sıra Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zaim, Özcan Alper çalışılması gereken isimler listesinin başında yer alıyor. “En önemlisi ve ilk başta yapılması gereken bu toprakların hikayesini anlatabilmek. Hititler’den başlayıp medeniyet adına ne yaşanmışsa hepsinden beslenip kendi hikayelerimizi anlatmamız gerekir,” diye konuşuyor. Ama tek tercihi gerçekçilik de değil. Tim Burton hastası olan genç oyuncu, fantastik dünyayı çok önemsiyor. Çocukluğunda babasıyla saatlerce seyrettiği çizgi filmlerin etkisi olsa gerek. Ezel Akay’ı bu sebeple çok takdir ettiğini söylüyor.