Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Erdoğan’ın 3 Ağustos’ta “Pelikancılar” diye adlandırılan Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezini ziyaretiyle ilgili yazı yazan dindar/muhafazakâr camianın iki yazarı Ahmet Taşgetiren ve Abdurrahman Dilipak'ın yazılarından alıntı yaparak “Ecevit iyi, ama çevresi kötü” söylemini hatırlattı" dedi.
Kişisel blogunda "Muhafazakâr camiada “Ecevit iyi ama çevresi kötü” sendromunun Erdoğan’da tekrarı" başlıklı bir yazı yayımlayan Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Yeni bir yola düştüğünü ve peşinden gelmek isteyenlerin onu böyle kabul edip lider saymaya devam etmesi gerektiği" değerlendirmesinde bulundu.
Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Dilipak ve Taşgetiren’in yakınmasına konu olan “Pelikancılar”ın omurgasını, Serhat Albayrak’ın yönlendiriciliğinde Turkuvaz Grubu ve SETA’cılar oluşturuyor; yani medyadaki dönüşüm de bundan bağımsız sayılamaz.
Yakınmaların satır arasında bir başka boyut daha gizli… Ekonomi büyürken, o büyümeden fayda gören “eski dostlar” da vardı. Oysa ekonomi küçülmeye başladı. Erdoğan son Merkez Bankası operasyonları ve açık ve kapalı vaatlerle çekilmeye çalışılan dış yatırımcılar üzerinden küçülmeyi tersine çevirmeye çalışsa da, pastadan herkes son yıllarda almaya alıştığı büyüklükte dilimleri alamayacak. Belki bazıları artık hiç alamayacak. 18 yıldır Erdoğan’a “sesini duyurabilmiş” ve destek vermiş bazı kesimlerde böyle bir endişenin bulunması da yadırganmamalı"
Taşgetiren ve Dilipak’ın “seslerini” duyurabilseler Erdoğan’ın her şeyi onların arzuladığı gibi yoluna koyabileceği inancına gelince.
Bu bana 2000 yılında Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı seçilmesini takiben çıkan ve daha sonra 2001 mali kriziyle derinleşen siyasi ortamda yayılan “Ecevit iyi, ama çevresi kötü” söylemini hatırlattı.