Yeniçağ yazarı Murat İde, "Erdoğan iş adamlarını hesaba çekmeye hazırlanıyor" iddiasını ele aldığı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Putin'i rol modeli olarak benimsediğini, 10 ve 13 Ağustos tarihlerinde hareketlenen döviz hareketlerini masaya yatıracağını belirtti.
"Erdoğan Dönüp bugün finans yapımıza baktığında ne görüyor?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Paranın MİLLİYETİ var mıymış Sayın Cumhurbaşkanı?" sorusunu yönelten İde, "Yaprak bile, DIŞ FİNANS GÜÇLERİNİN hakimiyetindeki yabancı bankaların hâkim olduğu finans dünyamızda kıpırdıyor..Ve hepimiz biliyoruz ki, paranın dini imanı da paradır..Türkiye'nin aklı başında insanları uyarırken tersleyen Erdoğan, dönüp bugün finans yapımıza baktığında ne görüyor? 10 Ağustos olayını kendisine yönelik 'ekonomik darbe girişimi' diye kabullenen Erdoğan'ın 'Burunlarından fitil fitil getireceğim.' cümlesini de ekleyelim" diye yazdı.
Murat İde'nin "Paranın 'milliyeti' var mıymış?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
"Türkiye'nin aklı başında insanları diyordu ki;
-Bankalarımızın yabancılara satışına dikkat edin.. Bir ülkenin finans sektörünü yabancıya teslim ederseniz, günü geldiğinde kedinin fareyle oynadığı gibi oynarlar bizimle..
Artık bir klasik olan cevap hazırdı;
-Bunlar var ya bunlar.. Sermaye düşmanı.. Türkiye'nin önündeki engel bunlar.. Paranın milliyeti olmaz..
Türkiye'nin aklı başında insanları diyordu ki;
-Kardeşim, Türk Ordusu'nun bankasını bile yabancıya sattınız, etmeyin..
Cevap hazırdı;
-Bunlar var ya bunlar.. Sahte düşmanlar yaratıp, Türkiye'nin önünü kesiyorlar..
Bu uyarılarda bulunanlar, AB ajanı mı olmadı, Rus ajanı mı, İsrail ajanı, ABD ajanı mı olmadı..
Oysa o kadar aptalcaydı ki bu yakıştırmalar.. İnsanlar "Finans dünyamız MİLLÎ kalsın" istiyordu.. En azından çoğunluğu.. "Millî" taleplerin hepsine aynı yaftayı yapıştırıyorlardı; gayrimillî ya da ajan..
Güler misin ağlar mısın diye diye bugüne geldik..
Hep aynı narayı attılar;
-Paranın milliyeti olmaz..
Peki bugün ne oluyor?
Risk gören yabancı, hatta yıllardır bize "Millî" diye pazarladıkları yandaş milyarderleri bile parayı yurt dışına kaçırıyor..
E doğal olarak Tayyip Erdoğan isyan ediyor;
-Burunlarından fitil fitil getireceğim..
Peki ne yapabilir?
Hürses'ten Fehmi Çalmuk'a göre, Erdoğan iş adamlarını hesaba çekmeye hazırlanıyor..
Rol modeli de Putin..
Muhtemel ki 10 ve 13 Ağustos günlerindeki döviz hareketlerini masaya yatırıp, yer misin yemez misin yapacak..
Tabii bu tavrın finans ve sermayeyi nasıl etkileyeceği hayati soru ama, yapsın vallahi..
Türkiye'den kazanıp, Türk ekonomisine gol atacak hareketler yapanlara (tabii ki hukuk ve piyasa gerçeklerini dikkate alarak) çöksün elbette..
Ama kazın ayağı öyle değil..
Hadi ihaleler üzerinden malı götürmüş yandaş iş adamlarına çöktü diyelim.. Peki asıl büyük para hareketlerinin adresleri olan 'Bankalara' ne yapacak?
Buyrun Fehmi Çalmuk hatırlatmış, biz de hatırlayalım finans sektöründe geldiğimiz hali;
Albaraka Türk Katılım Bankası (BAHREYN)
Alternatif Bank ya da Abank (KATAR)
Arap Türk Bankası (LİBYA-TÜRK): Yüzde 62.37'si Libya Merkez Bankası'nın..
Bank Med Arapbank (LÜBNAN-ÜRDÜN)
Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ Turkey (JAPONYA)
BankEuropa (YUNANİSTAN)
Bankopozitif (İSRAİL)
Burgan Bank (KUVEYT)
Kuveyt Türk (KUVEYT-TÜRK): Yüzde 62.24'ü Kuwait Finance House KSC'nin..
Denizbank (RUSYA) Önce Belçikalılara sonra Rus Sberbank'a satıldı..
Finansbank (KATAR): Önce Yunanlı National Bank Of Greece'e (NBG), sonra Katarlı QNB'ye satıldı.
Garanti Bankası (İSPANYA-TÜRK) Halka açık bölümü dışında çoğunluk hissesi İspanyolların..
ICBC (ÇİN): 2015'te Commercial Bank of China'ya satıldı adı CBC oldu. Yüzde 24.5 halka açık.
ING Bank (HOLLANDA) Eski Oyakbank'tı..
National Bank of Kuwait (KUVEYT)
Odeabank (LÜBNAN): Ana hissedarı merkezi Lübnan'da bulunan Bank Audi.
Şekerbank (TÜRK-KAZAK): Rus etkisini saymazsak, Kazak olduğu için teselli ikramiyesi var..
T-Bank (ARAP-İSVİÇRE)
Turkish Bank (TÜRK-KUVEYT)
Türkiye Ekonomi Bankası TEB (FRANSIZ-TÜRK)
HSBC (İNGİLİZ) Hani bu aralar 'Ah o Londra' diyor ya, hah işte, onların..
Merrill Lynch (ABD): Hani şu kredi notu üzerinden 'komplocu' dedikleri..
Türkiye Finans (SUUDİ ADABİSTAN). Hani şu pyd bölgesine 100 milyon dolar bağışlayan Suud'ların..
Bu satışların neredeyse tamamı Ak Parti iktidarında oldu..
Tayyip Erdoğan'ın onayıyla oldu..
Bizzat "Tüccar" zihniyetle yönettikleri Türkiye'de oldu..
Şimdi, yaprak kıpırdasa "DIŞ GÜÇLER"e havale edip, güya temize çıkan Tayyip Erdoğan'ın, finans dünyamızı o dış güçlere teslimine edecek sözünüz var mı?
Benim çok var da; Gelin dönelim başa..
-Paranın MİLLİYETİ var mıymış Sayın Cumhurbaşkanı?
Yaprak bile, DIŞ FİNANS GÜÇLERİNİN hakimiyetindeki yabancı bankaların hâkim olduğu finans dünyamızda kıpırdıyor..
Ve hepimiz biliyoruz ki, paranın dini imanı da paradır..
Türkiye'nin aklı başında insanları uyarırken tersleyen Erdoğan, dönüp bugün finans yapımıza baktığında ne görüyor?
10 Ağustos olayını kendisine yönelik 'ekonomik darbe girişimi' diye kabullenen Erdoğan'ın 'Burunlarından fitil fitil getireceğim.' cümlesini de ekleyelim.
Hep söylüyorum;
-Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Türk Milleti'nin bekası söz konusu olduğunda umursamıyor da, şahsi bekası söz konusu olduğunda aklı başına geliyor..
Diyor ki içimdeki ses;
-Tayyip Erdoğan her "MİLLÎ BEKA" dediğinde, anla ki "ERDOĞAN'IN BEKASI" ile ilgili bir durum var..
F Tipi ile yol arkadaşlığında da böyleydi, pkk ile yol arkadaşlığında da..
ypg elebaşına halı serdiğinde de böyleydi, AB ile kol kola olduğunda da..
ABD askeri için dua ettiğinde de böyleydi, Rus uçağı düşürüldüğünde de..
İsrail ile ilişkilerde de böyleydi, işte bugün, finans ve sermaye dünyasıyla olan münasebette de böyle..
Hiçbirinde "Millî" kaygı yoktu..
Bütün bu kurumlar, örgütler, devletin-ülkenin altını oyarken "yol arkadaşıydı.."
Ne zaman ki Tayyip Erdoğan'ın şahsi bekasını tehdit eder hale geldiler, mesele oldu "Millî Beka.."
Dönün bakın geriye, mevzu bu kadar basit.."
Yazının tamamı için tıklayın