AB Komisyonu, mültecilerin parmak izlerini polisle paylaşmak istiyor. İnsan hakları örgütleri tepkili.
Mültecilerin birden fazla AB ülkesine iltica talebinde bulunmasını önlemek için 2000 yılında EURODAC adlı bir veri bankası kurmuştu. Lüksemburg’da kurulan bilgi bankası, mültecilerin parmak izini alarak veri tabanına kaydeden bir sistem. Ancak bu amaçla kurulan bilgi bankasının, şimdi başka bir amaca daha hizmet etmesi söz konusu. AB Komisyonu, bu bilgi bankasının, güvenlik birimlerinin kullanımına açılmasını talep ediyor. Böylece veri bankasındaki bilgilerin soruşturma ve adli takip için de kullanılması hedefleniyor.
Öneriye, veri güvenliğini koruma birimleri ve insan hakları savunucularından ağır eleştiriler geldi. Avrupa Veri Koruma Denetmeni Peter Hustinx, teklifi eleştirirken, “Bireylerin yaşamlarında bırakacağı ciddi boyutlardaki olumsuz etki nedeniyle, zaten hazırda veri bankası bulunuyor diye bu bilgilerin başka bir amaç için kullanılması yanlış olur“ dedi.
Avrupa Parlamentosu'nun Temel Haklar, Adalet ve İçişleri Komisyonu; Yeşiller ve Sol grubun karşı oylarına rağmen AB Komisyonu’nun söz konusu yasa tasarısına onay verdi. Fakat tasarının yasalaşabilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun da onayından geçmesi gerekiyor.
Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubu üyesi Ska Keller, bu öneriye neden karşı çıktıklarını şöyle dile getiriyor: "Çünkü bu öneri, sığınma isteyenleri damgalamayı, onları ağır suçlar işleyenlerle aynı kefeye koymayı öngörüyor ve herhangi bir suç işlenmesi durumunda, suçluyu ilk olarak mülteciler arasında aramayı içeriyor. Oysa ortada sığınma talebinde bulunanların ağır suçlar işlediklerine dair hiçbir işaret, hiçbir bilgi yoktur. Onlar güvenlik arayışında olan insanlar."
‘Toptan zan altında bırakıyor'
Keller, bu sayede terör saldırılarının engellenebileceği ve teröristlerin de bulunacağı yönündeki iddiaların birer spekülasyondan ibaret olduğunu söylüyor. ProAsyl adlı mültecilerle dayanışma örgütünden Karl Kopp da AB Komisyonu’nun bu talebini çok yanlış bir adım olarak değerlendiriyor ve şunları kaydediyor:
"Parmak izi veri bankasının polisin erişimine açılması kararını büyük bir hata olarak görüyoruz. Bu veri güvenliği ve sığınma isteyenlerin ayrımcılığa maruz kalması açısından bir fiyaskodur. Bu bilgi bankası esasında başka bir amaç için kuruldu. Bir mültecinin ikinci kez sığınma başvurusunda bulunmasının önüne geçmek için kuruldu. Ve bu veri bankasının polise açılması, bir damgalamadır ve sığınmacıları toptan zan altında bırakmaktadır."
AB içindeki emniyet görevlilerinin zaten hâlihazırda diğer üye ülkelerdeki parmak izi kayıtlarına ve ceza takibi dosyalarına erişimi mümkün. Avrupa Veri Koruma Denetmeni Peter Hustinx’e göre AB Komisyonu‘nun, hâlihazırdaki erişim imkânlarının yeterli olmadığına ilişkin bir tespiti bulunmuyor. Hustinx, Komisyon’un sığınmacıların dosyalarına erişimin gerekli olduğuna dair herhangi somut bir neden de ortaya koyamadığını söylüyor.
Muhafazakarlar öneriyi destekliyor
Avrupa Parlamentosu'nda muhafazakâr partilerin oluşturduğu Avrupa Halk Partisi grubu ise farklı görüşte. Parlamento’nun Avrupa Halk Partisi üyesi Monica Luisa Macovei, bu düzenlemenin AB içindeki güvenliği artıracağını düşünüyor:
"Veri bankasına erişim oldukça kısıtlı tutulacak. Bu düzenleme çeşitli suçlar ve terörizmle mücadele amacıyla isteniyor. Örneğin bir suç vakası ya da terörist bir saldırı meydana geldiğinde ve Alman polisi kendi veri bankasında parmak izine ilişkin bir bilgi bulamadığında, diğer AB üyesi ülkelerle işbirliği yapabiliyor. Fakat bu da başarılı olmadığında ülkelerin emniyet teşkilatları parmak izlerini Eurodac’a gönderecek ve bu konuda bir kayıt olup olmadığını sorabilecek. Yani veri bankasına doğrudan erişim hakları bulunmayacak. Eurodac yetkilileri de gelen verileri ellerindekilerle kıyaslayarak bir örtüşme olup olmadığı konusunda bilgi verecek. Eurodac kişinin ismini vermeyecek, sadece parmak izinin hangi ülkeden alındığını bildirecek."
Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubu üyesi Ska Keller’e göre AB Komisyonu’nun önerileri EURODAC düzenlemesinden bir adım öteye de gidiyor. Komisyon’un veri bankasını genişletmeyi ve bilgileri cezai takibe açık hale getirmeyi planladığını kaydeden Keller, esas niyetin AB ülkeleri dışından seyahat eden herkesin parmak izlerinin alınması olduğuna dikkat çekiyor. (Deutsche Welle Türkçe)