İzmirli mühendis Battal Murat Öztürk, bu yılın başında babası için bir tanı merkezine MR randevusu almaya gitti. Merkezdeki görevlinin hastayı Murat Öztürk zannedip, "Bu kiloyla MR cihazına sığamazsınız" diye konuşması, genç mühendisin hayatını değiştirdi. Hastalandığında mevcut kilosuyla (170) MR filmi çektiremeyeceğini akla getiren Öztürk, bir an önce sağlıklı bir şekilde kilo vermek için arayışlara başladı.
Hürriyet'te yer alan habere göre, diyetisyen Aslı Kınsız İnan'a başvuran Öztürk, yaşadığı olayı anlatıp zayıflamak istediğini söyledi. Danışanına özel bir beslenme programı hazırlayan Kınsız, her hafta Öztürk'ü düzenli olarak bir yıl takip etti. Öztürk, 84 kilo vererek 170 kilodan 86 kiloya düştü.
MR'da sınır 130 kilo
Bu süreçte hiç spor yapmayan, sadece sağlıklı beslenme ilkelerine harfiyen uyan Öztürk, bu yılın şubat ayında başladığı diyette büyük bir aşama katetti. Yeni hayat şekli, beslenme biçimi sayesinde 170'den 86 kiloya düşen Öztürk, "Kilo problemi, hep aklımda olan bir şeydi. Bir gün mutlaka kilonun yan etkilerini göreceğimi biliyordum. Fakat bir türlü pazartesi başladığım programlar salı gününü görmüyordu. Rahmetli babam için MR randevusu almaya gittiğim zaman danışmadaki beyefendi randevuyu kendim için aldığımı düşünerek kaç kilo olduğumu sordu. Benim 170 kilo olduğumu duyunca, 'bu kiloyla MR cihazına sığamazsınız' dedi. Cihaza 130 kilo ve üstü kişileri almıyorlarmış. Bir tanıdığımın da MR cihazına kiloları nedeniyle girememesi ve ardından yaşamını yitirmesi hayatımın dönüm noktası oldu. Böylece zayıflamaya karar verdim" diye konuştu.
Uzman Diyetisyen Aslı Kınsız İnan ise şunları söyledi:
“Battal Bey geldiğinde bu kadar kilo verebileceğine inanmıyordu. Bu sürecin uzun olacağını ve azmini hiç kaybetmeden diyete devam etmesi gerektiğini anlattım. Kendisi kilo vermeye başladıkça mutlu oldu ve her hafta daha da başarılı sonuçlar alarak bir yılın sonunda tam 84 kilo verdi. Battal Beye hiç spor yaptırmadım, çünkü bu kiloda dizlere binen yükten dolayı spor yapması daha ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Hem belinde hem de dizlerinde kalıcı hasarlara yol açabilirdi. Her hafta değiştirdiğim listelere harfiyen uydu. Ara sıra kaçamaklar yaptık çünkü bu uzun yolda rahatlamalara da ihtiyacımız vardı. Yemeklerini hazırlayan annesi ve ablası en büyük destekçimizdi. Sabahları işe gitmeden öğlen yemeğini ve ara öğünlerini mutlaka yanına alıp evden çıkıyordu. Bunu gören iş arkadaşları da onun beslenme tarzına az da olsa uyarak onunla beraber kilo kaybetmişler. Bu süreç uzun ve yorucu görülebilir ama en sağlıklısı uzman bir hekim ve diyetisyen ile multidisipliner bir yaklaşımla kilo vermektir. Biz her 20 kilo verdiğimizde tahlillerini yaptırıp doktor kontrolü sağladık. Kısa yolu seçip ameliyat olmayı düşünenler risklerini de doktorları ile çok ayrıntılı konuşmalılar.”