Kılıçdaroğlu ve Topbaş'ın moderatörsüz düelleosu bugün. Bu kez moderatör Uğur Dündar yok. İki taraf da suçlamalarını söyleyecek.Topbaş erken yanıtladıTopbaş'a İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait 23 şirketin bilançolarını açıklaması için pazara kadar süre verdi. Topbaş ise “Gizli kapaklı hiçbir şeyimiz yok. Şirketlerimizin yaptığı işler de ortada” dedi.
Şaban Dişli, Dengir Mir Mehmet Fırat ve Melih Gökçek’ten sonra hedefinde Kadir Topbaş var. Onu da düelloya çağırıyor ama Topbaş, “Ona şov yapma imkânı vermem” diyerek reddediyor. Topbaş’ı masanın karşısına alamayacağını anlayan CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, düellosunu medya aracılığıyla gerçekleştirme yolunu seçti. İlk dosyasından ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerini çıkaracak. Büyük olasılıkla yolsuzlukları açıklayacak. Kadir Topbaş ise Kılıçdaroğlu’nun sorularını yine medya aracılığıyla yanıtlamak zorunda kalacak. Çünkü ikili, karşı karşıya gelmese de birbirleri hakkında yapılan açıklamalara anında yanıt veriyor.
Adaylığı açıklandığında ‘İstanbul’a elimde dosyalarla geliyorum’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’ndan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a ilk salvo: Pazar (Bugün) gününe kadar açıklamazsa ben açıklayacağım.
Kılıçdaroğlu’nun ‘açıklayacağım’ diyerek Topbaş’ı sıkıştırmaya çalıştığı konu İstanbul Büyükşehir Belediye'sine bağlı 23 şirketin bilançoları. Şimdilik bu bilançolarda ne olduğu bilinmiyor. Ama Kılıçdaroğlu sayesinde gözler bu şirketlere döndü. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
'Susmayacağım, konuşacağım' "Benim konuşmalarımdan özetler alıp mektup göndermesini çağdaş bir mantıkla bağdaştıramıyorum. Madem benden daha bilgili Sayın Topbaş, operanın ne olduğunu biliyor mu, hiç gitti mi? Bu tartışmaları bırakıp konuşmalarımdan kesitler alıp bürokratlarına hazırlatıp, haber servislerine servis etmesin. Bakın Topbaş'ın muhallebici dükkânı var. Muhallebicisinde otursun geliştirsin kendisini... Sayın Topbaş İstanbul Büyükşehir Belediye'sine bağlı 23 şirketin bilançolarını açıklasın. Bana mektup yazmasına gerek yok. Topbaş açıklamazsa ben açıklayacağım. Ona pazar gününe kadar süre veriyorum. Topbaş'ın özgüveni yok. Bir insanın özgüveni yoksa bir anakenti yönetemez. Demek ki Topbaş konuşmamdan rahatsız oluyor. Susmayacağım konuşacağım.
‘Şov yapmasına gerek yok’ Kadir Topbaş, Kılıçdaroğlu’nun çağrısına şu yanıtı verdi: "Açıklasın, zaten becerdiği iş bu, hafiyelik. Bir kere bunlar Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş şirketler. Bu şirketlerin kendi denetim mekanizmaları var. İlgili makamlara bilançolarını verirler. Kongreleri hükümet komiserinin denetiminde yapılır. Bilgi Edinme Yasası kapsamında müracaat ettiği zaman bütün bu bilançoları alabilir. Kalkıp da bununla şov yapmasına gerek yok.
Kaldı ki Sayın Sözen döneminde de bu şirketler vardı. Niye o zaman halka açıklamadılar, açmadılar. Çünkü, bu şirketlerin yapısı böyle. Bunları belediye denetimine almak için yasal düzenleme lazım. Kaldı ki biz bu şirketlerin büyük bir bölümünü bu yılsonunda halka açmayı düşünüyoruz. Halka açtığımız zaman bütün bilançolar ilan edilecek. Gizli kapaklı hiçbir şey yok.
‘Açıklayacağım demek maharet mi?’ Yani bir maharet mi 'Ben açıklayacağım' demek. Bir vatandaş olarak Bilgi Edinme Yasası kapsamında siz de müracaat edin, size de bu bilgileri verirler. Milletvekili olmanız, aday olmanız, Kılıçdaroğlu olmanız gerekmez. Gizli kapaklı hiçbir şeyimiz yok. Şirketlerimizin yaptığı işler de ortada. Bu şirketlerin yurtdışında da işler yapıyor. Trafik sinyalizasyon araçları geçmişte, Sayın Sözen döneminde de büyük paralarla ithal edilirken, Sayın Başbakanımızın kurduğu İSBAK şirketi şu anda Yunanistan dâhil birçok ülkeye bu araçları satıyor. Onlar nerelerde kaldıklarının halen farkında değiller."
Topbaş, Kılıçdaroğlu’nun “Neden karşıma çıkmıyor?" şeklindeki sözlerine karşılık ise şunları söyledi:
‘Çağırsak kaybolur’ "Biz kendisini buraya çağırsak kaybolur, gelemez. Yolu bulamaz. Dünya ile yarışan Avrupa Kültür Başkenti olan bir şehre belediye başkanı adayı olan bir kişi bıraksın, bütün ufku ve bilgisiyle bu şehre neler yapabileceğini konuşsun. Bu şehirde neler var bunları öğrensin önce. Kalkıp da şunun bunun peşinde dolaşıp 'karşıma çıksın' demesin. Ne demek o laf öyle ya. Biz onun gibi elli tanesini sıraya dizeriz gerekirse. Ama biz işimizi yapıyoruz, işimize bakıyoruz. Biz yolumuza devam ediyoruz. Ben şu anda Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Bir taraftan başkanlık görevimi yürütürken, diğer taraftan başkan adayı olarak vatandaşlarımızdan yeniden yetki istiyorum. Bu yetki verilirse 5 yılda İstanbul'un çehresini değiştiren bu hizmetler artarak devam edecek. Bu bir vizyon meselesi. Onların yönetim anlayışlarını geçmişte Sayın Sözen döneminde gördük."
'Tartışma programında yokum' dedi Başkan Topbaş, bir tartışma programında Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya gelmeyi düşünüp düşünmediğini soran gazetecilere de, "Hayır neyi tartışacağım? Neyi bilecek ki onunla ben ne konuşacağım. Neyi bilir ki?" dedi.
'Topbaş operaya gitmiş mi?' Kılıçdaroğlu, Başkan seçildiği taktirde Taksim, Kadıköy yeniden düzenleneceğini, trafiğe kapatılarak yayalara açılacağını söyledi. Taksim’deki gösteri yasağının da kaldırılacağını anlattı. En büyük projelerinden biri de İstanbul’a opera salonu yaptırmak. Bu konuda Topbaş’a göndermede de bulundu: “Kadir Topbaş hayatında operaya gitmiş mi?"
BU sözlere Topbaş’ın yanıtı şöyle oldu:
"Bakın ben İstanbul'da yetişmiş birisiyim. Çocukluğum, geçliğim, bütün hayatım burada geçti. Onlar opera kelimesini daha bilmezken biz bu şehirdeydik. Biz bu şehirde yetiştik, bu kültürden geliyoruz. O daha Tunceli'deyken, babasının görev yaptığı başka şehirlerdeyken, biz İstanbul'daydık. Kendisi opera kelimesini lisede ya da üniversitede kitaplarda görmüşken biz bunları bilen birisiydik. Bu şehrin kültürünü, geçmişini bilmede konuşuyor. Biz bunun içinden geliyoruz. İstanbul bir zarif bir kent, İstanbul lehçesiyle, yaşamıyla farklı bir şehir. İstanbul kavga şehri değil. İstanbul Fatih Sultan Mehmet'ten bu yana barış, sevgi, hoşgörü kenti. Farklı dinlerden ve kültürlerden insanlar burada asırlardan beri aynı sokaklarda ve aynı apartmanlarda yaşamaktalar. Kendisinin bunları öğrenmesi çok zor, öğrense bile yaşamadığı için bilmesi mümkün değil."
‘Yarıştan çekilmeye hazırım’ Kılıçdaroğlu ile ilgili, SSK’da görevli olduğu sürede 1937 kişiyi usulsüz işe aldığı, SSK’yı zarar uğrattığı ileri sürülüyor. Kılıçdaroğlu bu konuya ilişkin, “İnsanlar sokakta yürürken pisliğe basmak istemezler. Çünkü ayakkabıları kirlenir. Ben de ayakkabılarımın kirlenmesini istemiyorum. Açık ve net çek veriyorum. Benimle ilgili bir tek olumsuz dosya varsa, bırakın milletvekilliğini belediye başkanlığından çekilmeye hazırım. Benim bir ölçüm var. Benim boğazımdan haram lokma inmedi” dedi.