“Alçakça bir iftira yüzünden gözaltına alınmasaydım, Şu anda NASA’daki ofisimde, Mars gezegenine insanlı yolculuk projesinde görevli olarak çalışan, binlerce bilim adamı ve mühendis içinde birkaç Türk’ten biri olarak araştırmalara devam ediyor olacaktım.”
Yaptığı işi, Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmasında bu sözlerle anlatan Serkan Gölge, 11 aydır tutuklu.
Gölge, Hatay’da bir aylık aile ziyaretinin ardından, eşi ve iki çocuğuyla birlikte havaalanına gitmek üzereyken, isimsiz bir ihbar üzerine 23 Temmuz’da gözaltına alınmıştı. İhbarda “NASA’da değil CIA’de çalıştığı” ve “FETÖ’nün kripto elemanı” olduğu söyleniyordu.
Gölge, 17 Nisan’daki ilk duruşmada mahkeme heyetine, NASA tarafından Mars’a gönderilecek insanların orada iki yıl kalmasının planlandığını, uzayda atmosfersiz ortamda, radyasyon nedeniyle kanser riskinin çok yüksek olduğunu anlatıp, “Benim görevim, bu uzaydan gelen radyasyonu doğru hesaplamaktır” dedi. Duruşmanın büyük kısmında uyuyan hakim dahil tüm mahkeme heyeti, bu bölümü ilgiyle dinledi.
Fizik doktorası için 2003 yılında ABD’ye giden Gölge, doktora sonrası çalışmalarını da tamamladıktan sonra 2013’te NASA’da çalışmaya başlamıştı. 2010’da ABD vatandaşlığı alan Gölge’nin çok sayıda makalesi prestijli dergilerde yayınladı. Savunmasında, "FETÖ üyeliği" suçlamasını reddeden Gölge “Anne ve babam dışında hiç kimseye diyet borcum yoktur. Çünkü kendim çalıştım ve kazandım. Hayatım ve kariyerim şeffaf bir şekilde ortadadır” dedi.
Altı yasadışı mülakat
37 yaşındaki Serkan Gölge gözaltına alındığında, misafir olarak kaldığı babasının evinde yapılan ilk aramada herhangi bir şey bulunmamış, ancak polisler 3 saat sonra tekrar gelip, Gölge’nin kardeşinin odasındaki bir hatıra kutusunda bir dolar bulmuştu.
Gölge, duruşmada 1 doların kendisine ait olmadığı belirtirken, avukatı polisler tarafından konmuş olabileceğini söyledi.
Avukat, bu şüphenin nedenini açıklarken ise, 14 günlük gözaltı sürecinde, Gölge’yle, bazen gece geç saatte uykusundan uyandırılarak, toplam altı kez “yasadışı mülakat” yapıldığını belirtti ve şunları aktardı:
“Altı mülakatta da müvekkile diyorlar ki ‘Bildiğini söyle,’ müvekkil diyor ki ‘Ben bir şey bilmiyorum.’ O zaman diyorlar ki ‘Bize çalış’ ”
Avukatın anlatımına göre, “MİT’ten olduğunu söyleyen, başka istihbarattan olduğunu söyleyen kişiler,” Gölge’ye Amerikan vatandaşı olduğunu ve bilgi almak için istediği yere gidebileceğini söylediler. Avukat “Acaba, müvekkilin bir şekilde bilgi toplaması, zor durumda kalması için mi, o 1 dolar oraya konuldu, bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Gölge’nin 35 sayfalık iddianamesinin genelinde "FETÖ" yapılanması anlatılıyor. Yalnızca bir sayfalık bölümde Gölge’den bahsediliyor. Burada da, isimsiz ihbar ve 1 doların yanında, Gölge’nin NASA kimlik kartının “ele geçirildiği” söyleniyor.
Sabah haberine tıklamak delil
Gölge’yle ilgili bir diğer tespit ise, “Atatürk havalimanından çok sayıda giriş çıkış kaydı.” Gölge, savunmasında resmi kayıtlara göre 13 senede 14 defa Türkiye’ye geldiğini belirtip, “İddia makamına soruyorum acaba kaç kez Türkiye’ye gelmeliydim” dedi.
Gölge, bundan 14 yıl önce mezun olduğu Fatih Üniversitesi’nde ilgili olarak, tercihlerini Boğaziçi’nden başlayarak sıraladığını, YÖK’ün tam burslu kontenjanından Fatih’i kazandığını söyledi. Banka hesabına ilişkin ise katılım bankalarını tercih ettiğini, Kuveyt Türk ve Bank Asya’da hesabı olduğunu belirtti, “Hangisi mevduatıma daha yüksek kar oranı teklif ettiyse paramı o bankada değerlendirdim” dedi.
MASAK raporunda Gölge’yle ilgili bulunan ‘delil’ ise 2014 yılında bir arkadaşına borç olarak verip 7 ay sonra aldığı 1000 dolar. Evdeki bir bilgisayardan Sabah gazetesinin “FETÖ’ye bir darbe daha” başlıklı haberine tıklanmış olması da iddianamenin eklerine girmiş vaziyette.
İhbarcı: Sadece şüphelendim
İlk duruşmadan önce, 9 saat boyunca adliyedeki bir odada elleri kelepçeli olarak bekletilen Serkan Gölge, 26 Mayıs’ta yapılan ikinci duruşmaya cezaevinden video konferansla katılmayı tercih etti.
Bu duruşmada, tüm bu sürecin başlatan ihbarı yapan kişi ifade verdi. Serkan Gölge’nin eniştesinin kardeşi olduğu ortaya çıkan ihbarcı, televizyonda Nurettin Veren’in ‘Biz adamlarımızı CIA’ye yerleştirdik’ sözlerini duyduğunu belirtip, “Sanığın yurtdışına çıkması, ABD’de çalışması nedeniyle, yine tahmine dayanarak CIA’de çalışabilir diyerek ihbarda bulundum” dedi. Gölge’yi hayatında bir kaç defa gördüğünü, herhangi bir delili olmadığını ifade eden ihbarcı “Ben sadece şüphemi söyledim” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti bu duruşmada da Gölge’yi tahliye etmedi. Bu arada geçen yıl Türkiye’ye geldiklerinde Gölge’nin üç aylık olan bebeği, şimdi bir yaşını doldururdu. Gölge, ona sadece bayramlarda ve üç ayda bir yapılan açık görüşlerde dokunabiliyor.
İskenderun cezaevinde 10 aydır tek kişilik bölümde tutulan, Gölge’nin üçüncü duruşması yarın Hatay 2. Ağır Mahkemesi’nde yapılacak.