Hülya Karabağlı/ Ankara
CHP heyetinden Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in, başvurusu üzerine MİT, komisyona 17.12.1996 tarihli raporu gönderdi. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, MİT’ten, Susurluk kazası gibi devleti içinde yasa dışı yapılanmanın araştırılmasını istedi.
MİT, Susurluk konusunda, “ Devlet adına yapıldığı öne sürülen işlerde dahi büyük miktarlarda maddi çıkarların söz konusu olduğunu gösterecek biçimde emarelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur” diyor.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na, bugüne kadar gerçek olup olmadığı tartışılan 17.12.1996 tarihli MİT raporu gönderildi. Söz konusu rapor, REFAHYOL hükümetinin başbakanı Necmettin Erbakan’ın talimatı üzerine hazırlanıyor. Erbakan, devlet içindeki yasa dışı yapılanmalarla ilgili bilgi istiyor. Susurluk kazası, Çiller özel örgütü, faili meçhullere ilişkin iddialar hakkında ayrıntılı bir rapor hazırlanıyor ve Erbakan’a sunuluyor. MİT, devlet-emniyet ve siyaset üçgeninde karanlık ilişkileri ortaya koyan Susurluk hakkında, “ Devlet adına yapıldığı öne sürülen işlerde dahi büyük miktarlarda maddi çıkarların söz konusu olduğunu gösterecek biçimde emarelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur” diyor.
CHP’li Şeker’in başvurusu her şeyi ortaya çıkardı
Komisyon üyesi Mehmet Şeker, komisyona 9. Kasım 2012 tarihinde yazılı başvuruda bulunarak 17.12.1996 tarihli raporun MİT Müsteşarlığı’ndan istenmesini talep ediyor. MİT, istenen tarihli raporu “ çok gizli” ibaresiyle gönderiyor. T24’e, raporun, yasa dışı yapılanmalarla ilgili çok çarpıcı bilgiler içerdiğine dikkat çeken Şeker, İstanbul’da Tansu Çiller’le yapılan görüşmede, haklarında ki iddiaları kendisine yönelttiğine dikkat çekiyor. Komisyon raporu hakkında T24’le görüşünü paylaşan Şeker, o dönemin portresinin çizildiğini hatırlatarak raporda yer alan bazı bilgilere dikkat çekiyor.
MİT raporunun içinde ne var?
Dönemin MİT Müsteşarı tarafından ‘Başbakanlığa’ başlıklı üst yazıda, kurumun görev alınana giren konuların dışına çıkmayacağına dikkat çekiliyor ve bu kapsamda istenen çalışmaların yapıldığı belirtiliyor. Susurluk Kazası, Çiller özel örgütü , Azerbaycan’da Aliyev’e darbe girişimi, Tarık Ümit, Cem Ersever, Behçet Cantürk, Tevfik Ağansoy’un öldürülmesi gibi bir çok faili meçhul cinayetlere ilişkin bilgiler yer alıyor.
Çakıcı, Cantürk, Ümit, Ağansoy kim kimdir?
Raporda, Mehmet Ağar, Korkut Eken, İbrahim Şahin, Alaattin Çakıcı, Haluk Kırcı, Abdurrahman Buğday, Sedat Peker, Mehmet Gözen, Ali Yasak, Hüseyin Baybaşin, Hüseyin Duman, Ahmet Cem Ersever, Mustafa Deniz, Neval Boz, Askar Simitko, Lazım Esmaeli, Behcet Cantürk, Tarık Ümit, Yusuf Ekinci, Savaş Buldan, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, Medet Serhat, Nurullah Tevfik Ağansoy, Sedat Demir, Ömer Lütfi topal, Bülent Öztürkmen hakkında özel bilgilere yer veriliyor
Susurluk olayı ‘ devletin içinde kontrolsüz varlığını’
MİT, raporunda, karanlık ilişkileri ortaya çıkaran Susurluk olayı ile ilgili,
-Devletin içinde kontrolsüz güçlerin varlığını,
-Bu güçlerin devletin ihtiyaçları dışında da bazı istenmeyen faaliyetlere yönelebildiğini,
-Güvenlik kuvvetlerinin resmi güçler dışında bazı unsurları da devlet görevi altında kullandıklarını,
-Devletin bazı belgelerinin (pasaport gibi) gayri kanuni unsurlara verilebildiğini,
-Devletin aynı kuruluşu içinde farklı anlayışta olanların birbirleriyle devletin olanaklarını kullanarak mücadele edebildiklerini,
-İstihbaratta ve örtülü operasyonlarda çok başlılığın bulunduğunu,
-Devlet adına yapıldığı öne sürülen işlerde dahi büyük miktarlarda maddi çıkarların söz konusu olduğunu gösterecek nitelikte emarelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
CHP’li Şeker, Çiller’e Mit raporunu sormuştu?
Mehmet Şeker, dönemin başbakan yardımcısı Tansu Çiller’le görüşmede MİT raporunu sormuştu. İşte, tutanaklara yansıyan bölüm:
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – MİT’in işte bu Susurluk’la ilgili… Kişiler arası ilişkileri, nelerin olduğunu, kimlerin ne yaptığını, kimlerin kimlerle nasıl ilişki içerisinde olduğunu tanımlayan bir raporu var. Hatta bu raporu ilk önce Sayın Doğu Perinçek Demirel’e götürüyor -MİT raporunu- böylece de basına yansımış oluyor, yoksa bu rapor direkt, büyük ihtimalle Başbakana gitmiş bir rapor olarak geçiyor ama çok detaylı bir rapor bu. Bundan haberiniz var mıydı?
Bu raporun içerisinde, Susurluk raporunda -Sönmez Köksal imzasıyla bir rapor bu- tabii, çok iddialar var bununla ilgili. İşte, bir yerinde de sizin kara para aklama işinde birileriyle gizli ortak olduğunuz iddia ediliyor. Yani bu iddiaları ben söylemiyorum, o zamanki MİT raporunda olan iddialar. Yine bu rapora göre, bunlarla ilgili sizin bir örgüt kurduğunuzu iddia ediyor. Bu raporun içerisinde bu örgütle ilgili… Onu da size detay olarak şöyle söyleyeyim: “Sayın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller’in eşi Özer Uçuran Çiller’in, İçişleri Bakanı Elâzığ Milletvekili Mehmet Ağar’ın, MİT Kontrterör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür’ün, Emniyet Genel Müdür Müşaviri Korkut Eken’in, Emniyet Özel Harekât Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’in, ülkücü mafya şeflerinden Abdullah Çatlı ve Alaattin Çakıcı‘nın yer aldığı belirtilmiştir.” Böyle bir iddia var, bu yapılan işleri burada anlatıyorlar. Azerbaycan’da bir darbe tertibi, İran’da savaş kışkırtması, Çeçenistan’da bir provokasyon, Avrasya feribotunun kaçırılması, uyuşturucu ticareti, Tarık Ümit, AskarSimitko, Lazım Esmaeili cinayetleri, nükleer madde kaçakçılığı, Manukyan’a bombalı saldırı gibi pek çok iddialar var. Bunlarla ilgili bilginizi öğrenmek istiyorum.
Yine, Susurluk’la ilgili, kişiler arasındaki ilişkileri çok açık ve net ortaya koyan bir rapor bu, ama bu kişilerle ilişkili -benim takip ettiğim kadarıyla- yargı yoluyla herhangi bir şey yapılmamış çünkü çok iddialar var, özellikle de Mehmet Ağar’la ilgili çok ciddi iddia var.
Yine, Azerbaycan’la ilgili bu raporda Ayvaz Gökdemir’in -rahmetlik, benim de hemşehrim- Devlet Bakanı olduğu dönemde Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in planladığı, MİT’in olayı Demirel’e bildirmesi sonucu Cumhurbaşkanının da Aliyev’i haberdar etmesiyle darbe girişiminin başarısızlığa uğratıldığı… MİT Müsteşarlığı bunları “Bizim bu işlerle ilgimiz yoktur.” diye belirtiyor. Yine bu noktada, Kutlu Savaş ve arkadaşları tarafından darbeyi planlayanlar da şöyle adlandırılıyor: İşte “Ayvaz Gökdemir’in desteği -Kamil Yüceoral Türkiye’den katkı sağlıyor- Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Ayaz Muttallibov, eski Başbakan Suret Hüseynov, OMON birlikleri komutanı Ruşen Cevadov, burada yine MİT’in Bakü temsilcisi Ertuğrul Güven, TİKA görevlisi Ferman Demirkol, Din Hizmetleri Müşaviri Abdülkadir Sezgin’in ihmali, kusuru ve tertibiyle bu olay oluşturulmuş.” deniliyor. Bu rapordan haberiniz var mı?
Yine, iddia edilen, 22 Mayıs 1996’da bu 500 milyar liralık, sizin, örtülü ödenekten harcamanızla ilgili… Sizin açıklamanız, sizin ağzınızdan yine doğrulatmak amacıyla söylemek istiyorum: “Bu sırlar açıklanırsa millet ayağa kalkar, dünya ayağa kalkar. İnsanlar, milletler birbirine düşer, Türkiye çöker. Rejim tehdit altına girer, herkes altında kalır. Halka halka, zincir zincir o ülkeden buraya her gün büyüyerek devam eder.” demişsiniz.
Susurluk’ta, yine bu raporda, Mercedes’te bulunan silahların büyük bir kısmının MOSSAD’ın aracılığıyla, MOSSAD’la irtibat kuran Ertaç Tinar aracılığıyla alındığı, bunların bir kısmının PKK’yla mücadele adı altında Hizbullah terör örgütüne verildiği; bunlarla ilgili, o dönemde, bilginiz var mı? Bu silahların bir kısmının, biliyorsunuz, bu Susurluk’ta ortaya çıkan silahların bir kısmının da bu silahlardan olduğu, bu alınan silahların önemli bir kısmının ise Hizbullah’ın depolarında yakalandığı iddia ediliyor ve sonuç olarak Azerbaycan’daki darbe olayları sırasında, girişimi sırasında 23 tane ülkücü ve nizamı alemci, Büyük Birlik Partisi gençlik örgütünden insanların öldüğü iddia ediliyor. Bu rapordan haberiniz oldu mu? Sayın Başbakan size bundan bahsetti mi?
O ölüm listesi, basında açıklanan listeyi açıkladınız, onu tekrar şey yapmak istemiyorum.
TANSU ÇİLLER – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Şeker’in öncelikli olarak Susurluk’la ilgili bir raporu gündeme getirdiğini görüyoruz. Ben doğrusu bu raporu görmedim ama bunun içinde olan bazı şeylerin anlaşılıyor ki bir iddia safhasında olduğu ve sonra bu Azerbaycan’a ilişkin ve burada geçen bazı şeylere ilişkin Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılamanın yapıldığı anlaşılıyor ve raporda yazılanların asılsız olduğu görülüyor. Burada Ayvaz Gökdemir ve Mehmet Ağar da sanık olarak yargılanmış. Oradaki bazı terimlerde de okurken acaba “İddia ediliyor.” şeklinde mi diye geçiyor diye…
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – Bu, MİT’in Başbakanlığa verdiği rapor.
TANSU ÇİLLER – Evet, çünkü burada anlaşılıyor ki bir yargı sürecinden geçmiş bu.
BAŞKAN – Sayın Çiller, Susurluk Komisyonuna verdiği rapor…
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – Hayır, hayır. MİT’in Başbakanlığa verdiği…
BAŞKAN – Hayır, ben kaynak olarak nereden edindiğinizi soruyorum.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – Bu, Susurluk raporlarının içinde de var, Komisyonun raporlarında…
BAŞKAN – Susurluk Komisyonunun raporlarından aldığınız bir konu, öyle mi?
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) – 17/12/1996 tarihli, yaklaşık 28-30 sayfalık bir rapor. Millî İstihbarat Teşkilatının Başbakanlığa gönderdiği bir rapor.
BAŞKAN – Doğrudur yani Başbakanlık da… Bu, Komisyon raporundan mı edinilmiş bir şey diye merak ettiğim için…
TANSU ÇİLLER – Ben bu raporu görmedim ama dediğim gibi, böyle bir mahkeme sürecinden geçtiği anlaşılıyor ve Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir yargılama yapılıyor bu konuda ve raporda yazılanların asılsız olduğu görülüyor ve sanık olarak da Ayvaz Gökdemir ve Mehmet Ağar var bu mahkemede. Dolayısıyla bu konuda benim ilave edecek bir şeyim yok, bu raporun içeriğinin de doğrusu ne olduğunu bilmiyorum.