T24 - 'Uludere'de 35 sivilin TSK operasyonu sonucu 'kaza'yla öldürülmesinin ardından, operasyona ilişkin bilgilerin kimden alındığı kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Bazı kaynaklar operasyonun MİT'ten alınan bilgilerle yürütldüğünü iddia ederken Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan tüm iddiları yalanladı. MİT iddiaları yalanlamakla kalmadı ve bu süreç içinde kapılarını gazetecilere açma kararı aldı.
Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila'nın, ''Uludere’yle ilgili istihbarat vermedik'' başlığıyla yayımlanan (6 Ocak 2012) yazısı şöyle:
‘Bu kadar üzücü bir olayda bile MİT’in kasti olarak istihbarat verdiği gibi iddialarla konu başka yönlere çekilmek isteniyor. Bu nedenle biz de pek geleneğimizde olmamasına rağmen açıklama yapmak zorunda kaldık’
‘Uludere’yle ilgili istihbarat vermedik’
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan da, gazetecilerin soracağı ilk sorunun Uludere olacağını biliyordu. Bu nedenle de sözlerine başlarken, “Siz” dedi, “Şimdi Uludere olayını merak ediyorsunuz, hemen söyleyeyim, programın sonunda sizi uğurlarken bir yazılı açıklama vereceğiz.”
Buna karşın mikrofon gazetecilerin eline geçince MİT’in yanlış istihbarat verdiği ve F-16’ların bunun üzerine grubu bombaladığı iddiası Fidan’a soruldu.
‘Geleneğimizde yok ama’
MİT Müsteşarı yanıtın yazılı olarak kapıda verileceğini hatırlatmakla birlikte şu değerlendirmeyi yaptı: “Sayın Başbakan açıklama yaptı, iddiaları yalanladı. Genelkurmay Başkanlığı detaylı bir açılama yaptı. Sayın Beşir Atalay da Meclis’te detaylı açıklama yaptı. Bu kadar üzücü bir olayda bile MİT’in kasti olarak istihbarat verdiği gibi iddialarla konu başka yönlere çekilmek isteniyor. Bu nedenle biz de pek geleneğimizde olmamasına rağmen açıklama yapmak zorunda kaldık.”
‘MİT’ten istihbarat verilmedi’
Program sonunda çıkarken aldığımız yazılı açıklamada ise MİT’in Genelkurmay’a Uludere’deki kaçakçı grubunun geçişiyle ilgili olarak herhangi bir istihbarat vermediği bilgisi yer alıyordu. MİT’in bu geçişle ilgili olarak birkaç rapor verdiğine ilişkin iddia da şöyle yanıtlanıyordu:
“Söz konusu sızdırılan raporların 21.12.2011 tarihli olanı hariç hiçbiri Uludere-Ortasu kırsalı ile alakalı değildir. Bu raporumuzda ise iddia edildiği gibi bir grubun Türkiye’ye illegal geçiş yapacağına dair bir bilgi kesinlikle yer almamaktadır. Teşkilatımıza yönelik bu maksatlı ithamlar terör ile mücadelede özenle yürüttüğümüz çalışmaları aksatmayacaktır.”
Israrla gündemde tutulan iddialara karşın MİT, F-16’ların bombaladığı grupla ilgili olarak istihbarat vermediğini bir kez daha vurgulamış oldu.
Görüntülü istihbarat askerde
Genelkurmay, operasyonun insansız hava araçlarından alınan görüntüler üzerine yapıldığını açıklamıştı. Fidan’a, Genelkurmay Elektronik Sistemler Başkanlığı’nın da (GES) MİT’e devredildiğini anımsatarak, bu görüntülerin MİT’e gelip gelmediğini, ABD’den alınan istihbaratın, Predatör veya Heron görüntülerinin MİT’e verilip verilmediğini sordum.
MİT Müsteşarı görüntülü istihbaratın MİT’ten geçmediğini, İHA görüntülerinin doğrudan askeri makamlara gittiğini söyledi. İHA verilerinin MİT’le ilgisi olmadığını, askeri makamların görüntüleri değerlendirip operasyon kararı verdiklerini belirtti. Fidan; görüntü istihbaratıyla ilgili olarak Türkiye’nin yeteneğinin sınırlı olduğunu, Heron ve Predatörlerin kullanıldığını, yerli insansız hava aracı olarak geliştirilen ANKA’yla ilgili çalışmaların ise devam ettiğini anlattı.
Oslo görüşmeleri
Fidan’a, MİT Müsteşarı olmadan önce Oslo’da PKK ile yapılan görüşmelere katılmış olmasıyla ilgili eleştiriler de soruldu. Fidan, bugünkü pozisyonuyla bu konuda yorum yapmak istemediğini, ancak kamuoyunun bir fikir sahibi olduğu kanısını taşıdığını belirtmekle yetindi. Ayrıca, görüşmeyle ilgili kayıtların basında yer almasıyla ilgili bir soruşturmaya kurum olarak taraf olup olmadıkları sorusuna da “taraf değiliz” yanıtını verdi.
Kozinoğlu’na yanıt yok
Fidan’a, Silivri Cezaevi’nde yaşamını yitiren eski MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu’yla ilgili bir çalışma yapıp yapmadıkları sorusu da yöneltildi. Ancak MİT Müsteşarı bu soruya yanıt vermedi. Fidan, İsrail’in kendisini hedef gösterdiği anımsatılarak, MOSSAD’la görüşüp görüşmediği yolunda yöneltilen bir soruya da yanıt vermedi.
‘Modası geçmiş ölçüler kullanmıyoruz’
Fidan, MİT’e eleman alınırken yapılan güvenlik soruşturmalarında, “Babası 12 Eylül’de tutuklanmıştır” gibi gerekçelerle işe almamak gibi ölçülerin hâlâ kullanılıp kullanılmadığının sorulması üzerine ise, “Artık o garip, modası geçmiş ölçüleri kullanmıyoruz” yanıtını verdi.
Genelkurmay’ın G’si yerine Gölbaşı’nin G’si
Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde “Bayrak Garnizonu” olarak da bilinen Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Başkanlığı MİT’e devredildi. Fidan, bu tesisin yine GES olarak anılacağını belirterek, isminin Gölbaşı Elektronik Sistemler (GES) Başkanlığı olarak değiştirildiği bilgisini verdi.
Fidan, GES’in MİT’e devredilmesinde; milli istihbarat yeteneğinin topluca görülmesi, GES’in ‘nasıl olsa MİT bakıyordur veya MİT’in, ‘nasıl olsa GES bakıyordur’ yaklaşımıyla bir eksiklik doğmaması, istihbaratta düblikasyona ve kaynak israfına yol açılmaması amaçlarının güdüldüğünü ifade etti.
Elektronik İstihbarat Köyü
Fidan, GES ile MİT bünyesindeki Elektronik ve Teknik İstihbarat (ETİ) biriminin birleştirileceğini ve Gölbaşı’ndaki tesisin etrafındaki araziyle birlikte bir Elektronik İstihbarat Köyü kurulacağını da açıkladı. GES kampüsünün önünde bulunan 2 bin dönümlük arazinin “anten tarlaları” olduğunu, bu antenler sayesinde dünyanın en uzak yerlerinin bile dinlenebildiğini söyledi.
Esnek yapılanma
Fidan, MİT’in esnek yapılanma olanağına sahip olduğunu, terör öncelikli olarak, tehdide göre esnek yapılar kuracaklarını ifade etti. Tehdidin geldiği yere göre hareket edebilen, esnek birimlerle istihbarat çalışmasının sürdürüleceğini vurguladı.
İstihbarat akademisi
Fidan, MİT bünyesindeki açık istihbarat başkanlığının, uzaydan 1000 kadar televizyon görüntüsünü indirip izleyebildiğini de kaydetti.
MİT Müsteşarı, Esenboğa yolu üzerindeki Saray mevkiinde de MİT’e ait bir kampüs bulunduğunu, bu kampüs içindeki İstihbarat Okulu’nun bir akademiye dönüştürüleceğini belirtti.
Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu
Fidan, MİT Müsteşar Yardımcısı’nın başkanlığında bir İstihbarat Koordinasyon Kurulu Genel Sekreterliği kurulduğunu da açıkladı.
Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun; MİT, Genelkurmay, Jandarma, Emniyet istihbarat başkanları, bakanlıkların müsteşarları ve Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı’ndan oluşacağını ve ilk toplantısını bu ay yapacağını duyurdu.
Kokteyl masalarında
Dünkü organizasyondan bazı notları da şöyle aktarabilirim:
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, teşkilatı yeniden yapılandırmanın heyecanı içinde görünüyordu. Soğuk savaş sonrası dönemde, istihbarat anlayışı ve teknolojisindeki değişime uygun yeni yapılanmayı anlatırken heyecanı gözlerinden okunuyordu. Göreve geldiğinden bu yana, bölge ülkelerindeki meslektaşlarından büyük övgüler aldıklarını ancak bunun kendileri için yeterli olmadığını belirtirken de; “Bizim hedefimiz dünyanın en iyileriyle rekabet etmektir. Sadece bölgede değil” dedi.
Teşkilatın 85. kuruluş yıldönümü nedeniyle kapılarını basına açan MİT, toplantıyı kokteyl salonunda, branç şeklinde düzenledi. Çay, kahve, soğuk içeceklerle birlikte açık büfe kahvaltılık ikram edilen salonda gazeteciler, küçük kokteyl masalarının etrafında, yapılan sunuşu ve Fidan’ın konuşmasını dinlediler.
Basına ayrım yok
Bütün gazete ve televizyonlar davetliydi. MİT, akreditasyon uygulaması yapmadı. Aralarında Taraf ve Sözcü’nün de yer aldığı tüm gazeteler ile televizyonların genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileri davet edilmişti.
Yönetim gazetecilerin arasında
MİT Müsteşarı Fidan uzun bir konuşma yaptı. Dev ekrana yansıtılan teşkilat şeması üzerinden bilgiler verdi. Fidan konuşurken müsteşar yardımcıları ve daire başkanları da gazetecilerin aralarındaydılar. Kendilerini tek tek tanıtıp, sorulara yanıt vermediler ama gazetecilerle tanıştılar, müsteşarı birlikte dinlediler.
İstihbarat müzesi
Salonun bir köşesi “gizli servis malzemeleri müzesi” gibi düzenlenmişti. Eski dönemlerde kullanılan istihbarat araçlarından örnekler sergilenmişti. Bunlar arasında dinleme aygıtları, telsiz alıcı ve vericileri, yabancı ülkelerin gizli servislerinin Türkiye’nin büyükelçilik ve konsolosluk binalarına yerleştirdikleri dinleme cihazları vardı. Eski fotoğraf makineleri, şifre yazma cihazları da sergilenmişti. Sovyetler Birliği, Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya gibi ülkelerde Türk diplomatik binalarında telefonlara, duvardaki tuğlaya ve prizlere yerleştirilmiş çeşitli dinleme cihazları bulundukları haliyle sergiye konulmuştu. Keza mesaj taşımak için kullanılan sabunluklar, içi boş vidalar, mikro filmlerin sığdığı küçük saklama kapları, ayakkabı topuğuna yerleştirilmiş telsiz vericisi, kolay taşınabilen bıçaklar, küçük kamalar, şişler, iğneler ilk James Bond filmlerini hafızalara getiriyordu.
Eski usul fişleme belgeleri
MİT’e ait fişleme defterleri de sergilenmişti. Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait bu defterlerde, “Hedef Şahıslar” başlığı altında insanların fotoğrafları, hakkındaki bilgiler ve değerlendirme notları yer alıyordu. Örneğin; “Takip edilmesinde faide vardır”, “Türkmen’dir, İngilizce öğretmeni bir kadınla gayri meşru ilişkisi olduğu işitilmiştir” gibi notlar dikkat çekiciydi.
‘Çalışma odam şifreli'
Fidan, sorular üzerine tamamen izole bir hayat yaşadığını söyledi. Bu konuda ilginç bir örnek veren Fidan, evdeki çalışmalarını şifreli bir odada sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
“MİT kampüsünde ailemle kalıyorum. Günde 16-17 saat çalışıyorum. Sosyal hayatım hiç kalmadı. Sinemaya, tiyatroya gitmek veya arkadaşlarla buluşup kafa dağıtmak artık mümkün olmuyor. Güvenlikten sorumlu arkadaşlarım beni sabah kampüsün içindeki evden mevcutlu getiriyorlar, akşam da yine mevcutlu götürüp eve bırakıyorlar. Bu yaşam tarzında ancak kitap okumaya fırsat bulabiliyorum. O bakımdan yararlı oldu. Cumartesi, pazar mefhumu yok. Çalışma sürüyor. O kadar ki iş rüyalarıma giriyor, ‘acaba şunu atladık mı, buna baktık mı’ gibi şeyler görüyorum.”
Bürokrat kararıyla dinleme
Fidan, MİT’teki yeniden yapılanma hedefinin “mükemmeli yakalamak olduğunu” ifade etti. İstihbaratın “iç ve dış istihbarat” olarak ayrı müsteşar yardımcılıklarına bağlanarak birbirinden ayrıldığını vurguladı. Fidan, telefon dinlemeleriyle ilgili olarak da, ABD ve Avrupa’da bürokratların kararıyla dahi dinleme yapılabildiğine, ancak bizde mahkeme kararı gerektiğine dikkati çekti.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan medya yöneticilerine açıklamalarda bulundu. İstanbul’daki sis nedeniyle hava ulaşımında sorunlar yaşanınca bazı genel yayın yönetmenleri Ankara’daki toplantıya gidemedi.