MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT Eski Müşteşarı Emre Taner, yardımcısı Afet Güneş ile birlikte 5 MİT mensubu hakkında yürütülen soruşturma dosyası Başsavcıvekili Oktay Erdoğan'ın resmi yazısı ile Terörle Mücadele Savcılığı’na atanan Adem Özcan'dan alındı.
Selahattin Günday'ın DHA'da yer alan haberine göre; Başsavcı vekili Oktay Erdoğan’ın resmi yazı ile dosyayı istemesi üzerine Adem Özcan geçtiğimiz hafta dosyaları göndererek, soruşturmayı bıraktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ’nca yürütülen KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu 5 isim 7 Şubat 2012 tarihinde ifadeye çağrıldı. Bu işlemin ardından soruşturma dosyasına bakan savcı Sadrettin Sarıkaya dosyadan alındı.
Savcı Özcan Başbakanlık’tan izin istedi
Onun yerine özel yetkili savcı Adem Özcan soruşturmada görevlendirildi. MİT kanunu gereği Başbakanlık’tan Mart ayında soruşturma izni istenildi. İzin yazısında imzası bulunan Özcan’a, özel yetkili savcılığın kaldırılmasının ardından kurulan Terörle Mücadele Savcılığı’nda da görev verildi. Terörle Mücadele Soruşturmalarına bakmakla görevlendirilen Özcan, Hakan Fidan hakkındaki soruşturmayı sürdürmeye devam etti.
Soruşturmada görev değişikliği
Yaklaşık 9 aydır Başbakanlığın izin yazısına cevap vermediği soruşturmada görev değişikliğine gidildi. Terörle Mücadele Savcılığından sorumlu Başsavcı vekilli Oktay Erdoğan, geçtiğimiz hafta resmi yazı ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan, MİT Eski Müşteşarı Emre Taner, yardımcısı Afet Güneş ile birlikte 5 MİT mensubunun şüpheli olduğu dosyayı istedi.
Başsavcı vekili dosyayı istedi
Bu yazı üzerine Özcan, geçtiğimiz hafta Çarşamba günü soruşturma dosyasını klasörlerle birlikte Başsavcı vekili Erdoğan’a teslim etti. Söz konusu soruşturmayı Oktay Erdoğan ya kendisi yürütecek ya da terör suçlarına bakan başka bir savcıyı görevlendirecek.
'Gazetecilere 7 kat yasağı' uygulaması
Başsavcı vekili Oktay Erdoğan’ın adı geçtimiz günlerde Adliye muhabirlerinin savcıların bulunduğu 7. kata çıkışını kayıt altına alan uygulamanın talimatını veren kişi olarak duyulmuştu. Erdoğan daha sonra yaptığı açıklamada söz konusu uygulamanın "güvenlik görevlilerinin yanlış anlaması" sonucu ortaya çıktığını belirtmişti.
