Abdülfettah El Sisi işi tesadüflere bırakmak istemiyor. Devlet güdümündeki medya organları, kendsini her zamankinden daha yoğun bir şekilde desteklemek için hazır kıta bekliyor. Cumhurbaşkanlığı basın bürosu, seçim takvimi kesinleşir kesinleşmez, hergün Sisi ile ilgili propaganda haberleri yayınlanmsı için bir plan hazırladı. Buna göre devlet başkanı her gün ya bir fabrika açılışında görüntülenecek ya da terörle mücadelede elde ettiği başarılara dair yayınlar yapılacak.
Ülkedeki olağanüstü halin 2 Ocak'ta iki aylığına yeniden uzatılması da işleri kolaylaştırıyor. Bu sayede basına sansür uygulanmaya, STK'lar kapatılmaya, vatandaşların telefon konuşmaları dinlenmeye ve seyahat özgürlükleri kısıtlanmaya devam edilebilecek.
Sosyo-ekonomik sorunlar
Aslında Sisi'nin yeniden seçileceğine dair kimsenin şüphesi yok. Dört yıl önceki seçimlerdeki gibi yüzde 97'ye yakın bir oy almayı hedefliyor. Cumhurbaşkanı henüz resmî olarak adaylığını açıklamadı. Ancak ekonomideki kötü gidişat ve güvenlikle ilgili bitmek bilmeyen sorunlar, seçim sonuçlarının o kadar parlak olmasını engelleyebilir. Mısır Lirası hayli değer kaybetti, enerji ve temel ihtiyaç maddelerine verilen sübvansiyonlarda ciddi oranda kesintiye gidildi. Halkın üçte biri yoksulluk sınırının altında yaşarken, orta direk enflasyonun altında eziliyor. Sisi'nini elinden de, halktan fedakârlık yapmasını istemekten başka birşey gelmiyor.
Başarılı olduğu iddia edilen terörle mücadelede de gidişat pek iyi değil. Yüzlerce kişinin öldüğü terör saldırılarının sayısı giderek artıyor, Kahire'nin ortasında kiliselere saldırılar düzenleniyor. Sina Yarımadası'ndaki yerli Bedevî halkın isyanı da artık bir iç savaşa dönüşmek üzere. Devlet, bölgede kontrolü sağlamak için sadece askerî ve polisiye tedbirle başvuruyor; uzun vadeli sosyo-ekonomik stratejiler geliştirmeyi başaramıyor.
Halid Ali faktörü
2014 yılındaki seçimlerin aksine muhalefet daha hazırlıklı görünüyor. Sisi'nin en ciddi rakiplerinden biri de Halid Ali. Avukat Ali, Akabe Körfezi'nin giriş noktasında yer alan ve büyük bir startejik öneme sahip olan Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan'a devrini öngören antlaşmayı mahkemeye taşıdı. Mısır Yüksek İdare Mahkemesi 2017 başında aldığı karar ile Suudi Arabistan ile yapılan antlaşmanın geçersiz olduğuna ve söz konusu adaların Mısır toprağı olduğuna ve herhangi bir nedenle başka ülkeye devredilemeyeceğine hükmetti. Bir anda "Sisi'ye alt eden adam" şeklinde popüler olan Halid Ali, geçen kasım ayında devlet başkanlığına adaylığını açıkladı.
Ancak başarılı avukatın adaylığı sallantıda. Zira eylül ayında Kahire'de bir mahkeme, Ali'yi "kamuoyunu tahkir ve tahrik etme" suçundan üç ay hapis ve 50 Euro para cezasına çarptırdı. Halid Ali, bir yıl önce Yüksek İdare Mahkemesi'nde kazandığı zafer sonrası kameralara orta parmağını göstermişti. Mahkeme bunu suç olarak değerlendirdi. Davanın temyiz duruşması 7 Mart 2018'e ertelendi. Mahkumiyet kararı henüz kesinleşmediği için şu anda aday olmasına engel bir durum görünmüyor. Ancak seçim anketlerindeki göstergelere göre son anda cezanın onanabileceği ve Halid Ali'nin cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasının engellenebileceği konuşuluyor.
Ahmed Şefik adaylığını geri çekti
Mısır siyasetinin kilit isimlerinden biri de Hüsnü Mübarek döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı ve Sivil Havacılık Bakanı olan ve 2011 başında iki aylığına başbakanlık görevini üstlenen Ahmed Şefik. Eski rejimin adayı olarak 2012 seçimlerinde Muhammed Mursi'nin karşısına çıkan ve yüzde 48 oy almayı başaran Şefik, daha sonra gönüllü olarak ülkesini terkedip Birleşik Arap Emirlikleri'ne yerleşmişti. Beş yıl aradan sonra geçen yılın sonunda Mısır‘a dönen Ahmed Şefik, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı: "BAE'den döndükten ve Mısır'daki durumu bizzat gördükten sonra, önümüzdeki dönemde devlet idaresini ele almak için uygun kişi olmadığıma kanaat getirdim." Ahmed Şefik'in özellikle Mısır Ordusu içinde hâlâ çok sayıda destekçisi olduğu tahmin ediliyor.
Gabriel‘den övgü
Mısır'daki cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici faktörlerden biri de Abdülfettah Sisi'nin Avrupalı müttefikleri olabilir. Geçtiğimiz ekim ayında Fransa'yı ziyaret eden Sisi, bu ülkeden 6 milyar Euro'luk silah ve savunma sistemleri alımı yapmak için antlaşma imzaldı. Almanya da Mısır'a 500 milyon Euro'luk rekor düzeyde silah ihracatına onay verdi. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, geçen yılın nisan ayında Kahire'ye yaptığı ziyaret esnada, Sisi'yi "çok etkileyici bir Cumhurbaşkanı" olarak nitelendirmişti.
Ancak insan hakları kuruluşları Gabriel ile aynı düşüncüleri paylaşmıyor: Sisi'nin 2013 Temmuzu‘ndaki "kanlı" darbesinin ardından 60 binden fazla kişinin siyasi gerekçelerle tutuklandığını belirten insan hakları örgütleri, iki yılda yaklaşık 100 tutuklunun idam edildiğini, bin 700 kişinin de kayıp olduğunu kaydediyor.
Bachir Amroune
© Deutsche Welle Türkçe