Gündem

Mehmet Altan yazdı: Millî Demokratik Devrimci misin, sosyalist mi?

Yön dergisi, özellikle askerî-bürokratik elit ve üniversite gençliğiyle entelektüel kesim üzerinde etkili oldu

12 Şubat 2020 15:53

Bir yanda 27 Mayıs "devrimi" ve 1961 Anayasası’nın yarattığı siyasi iklim, diğer yanda da 1965 Genel Seçimleri’nde Sosyalist Türkiye İşçi Partisi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup kurmasının sol düşünceyi yeşerttiğini, toplumsal düşünce iklimini renklendirdiğini belirtmiştim.

Ancak bu gelişmeler Cumhuriyet’in demokratikleşmesi, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleşmesi, zihniyetin değişmesi anlamına gelmiyordu. Türkiye maalesef dönemsel nisbî rahatlamalar ile dönemsel büyük baskıların ülkesi olarak kaldı, bugün de öyle… Siyasetin seyrine göre özgürlüklerin de vanası ya biraz açılıyor ya da iyice yok edilmeye çalışılıyordu.

Buralarda yaşamak ömür boyu İşkoç duşu almak gibidir, en olumlu zamanlarda bile inanılmaz gelişmeler yaşanır.

1962 yılında Şadi Alkılıç’ın Cumhuriyet gazetesindeki Yunus Nadi Yarışması'na yazdığı yazıdan dolayı altı yıla mahkûm olması veya 1964 yılında Fransız Devrimi önderlerinden Babeuf’un yazılarından derlenen Devrim Yazıları adlı kitap nedeniyle Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’un yargılanmaları başka nasıl açıklanabilir.

Fransız Devrimi'nin önderlerinden 1760-1797 yılları arasında yaşamış olan Babeuf’ün fikirleri 1964 Türkiye’sinde mahkeme konusu oluyor, kitabı çevirip derleyen insanlarımızın başı belaya girebiliyordu… Aslında bu Babeuf rezaleti başlı başına bir yazı konusu, belki genç kuşaklara anımsatmak için geri dönebiliriz.

Üstelik Türk hümanizmasının kurucuları olarak andığımız Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol’a eziyet sadece bu kitap davasıyla da kalmadı, 1971 yılında bu kez de Komünist Partisi kurmakla suçlanarak eziyet gördüler.

Kısacası hiçbir zaman dört dörtlük, özgür ve demokratik bir ülke olmadı Türkiye…

* * *

27 Mayıs 1960 sonrası tüm ilerici adımlar ve yenilikçi fikirler bu gelgit’ler arasında yaşandı…

Daha genişçe hatırlatacağımız TBMM milletvekili ilk sosyalist olan Türkiye İşçi Partisi, 1961 yılında kuruldu.

Sol düşünce dergilerinin ilki sayılan Yön dergisi de bu dönemde yayınlandı.

Düşünce farklılıkları solda ayrışmaların da temelini attı.

Örneğin, 1960 sonrasının iki önemli hareketini temsil eden Türkiye İşçi Partisi ile Yön Hareketi arasında derin görüş farklılıkları söz konusu oldu…

Bunları özetlemek, sol düşünce ve sol basın tarihi açısından önem taşıyor. 

* * *

1960’lı yıllarda ilk sol eğilimli düşünce dergisi Yön oldu… Yön, 20 Aralık 1961’de haftalık olarak yayına başladı.

Sıkıyönetim Komutanlığı’nca 5 Haziran 1963 tarihli 77’nci sayısından itibaren 14 ay süreyle kapatıldı.

Bu süre dışında yayınını 5,5 yıl kesintisiz sürdürdü. 

Yön, toplam 222 sayı çıktı. Son sayısı 30 Haziran 1967’de yayımlandı.

Cumhuriyet tarihimizin en etkili fikir dergilerden Yön, 20 Aralık 1961’de "Çıkmazdan Kurtuluş Yolu" kapağıyla çıkan ilk sayısında, başlangıçta 156 aydının imzaladığı "Aydınların Ortak Bildirisi"ne (Yön Bildirisi) yer verdi.

İlk imzacılar arasında Muammer Aksoy, Mete Akyol, Erdoğan Alkin, Melih Cevdet Anday, Sadun Aren, Özdemir Asaf, Türkkaya Ataöv, Doğan Avcıoğlu, Hamdi Avcıoğlu, Rona Aybay, Kahraman Bapçum, Deniz Baykal, Fakir Baykurt, Korkut Boratav, Alev Coşkun, Necati Cumalı, Cevat Çapan, Sencer Divitçioğlu, Orhan Duru, Süleyman Ege, Mustafa Ekmekçi, Oktay Ekşi, Tarhan Erdem, Muzaffer Erdost, Sabahattin Eyüboğlu, Ali Gevgilili, Sefa Giray, Turan Güneş, Nail Güreli, Rıza Güven, Abdi İpekçi, Tarık Dursun K., Arslan Başer Kafaoğlu, Ceyhun Atıf Kansu, Suphi Karaman, Coşkun Kırca, Mehmet Ali Kışlalı, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Alp Kuran, İdris Küçükömer, Mahmut Makal, Fethi Naci, Mustafa Özyürek, İlhan Selçuk, Turhan Selçuk, İlhami Soysal, Mümtaz Soysal, Kemal Tahir, Esin Talû, Server Tanilli, Erdoğan Teziç, Taner Timur, Cavit Orhan Tütengil, Tahsin Yücel gibi isimler vardı.

Çetin Altan da imzacılar arasındaydı.

* * *

Bildirinin ana fikri Türkiye’nin kapitalist yoldan kalkınamayacağıydı.

"Ağırlık merkezi özel teşebbüs olan bir iktisadi sistemin, bugünkü yapısıyla Türkiye’yi hızla ve sosyal adalet içinde çağdaş uygarlık seviyesine eriştirebileceğini sanmıyoruz. İktisat ilminin ve tarihin ışığında inanıyoruz ki, özel teşebbüse dayalı kalkınma yavaştır, ıstıraplıdır, israflıdır, ve sosyal adaletle bağdaşması, az gelişmiş bir memlekette imkansızdır. Böyle bir kalkınma, siyasi gücün geniş ölçüde iktisadi güce tabi kılınması yüzünden demokratik de değildir."

Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü noktasında gereken ilk adımın, topluma yön vereceği belirtilen sivil-asker aydın zümrenin bir iktisadi kalkınma felsefesi etrafında birleşmesi olduğu vurgulanıyordu.

Kapitalist yol bir kurtuluş olmamıştı. Devletçilik ilkesi (yeni devletçilik) kapitalizmden sosyalizme geçişin bir imkânı olarak sunuluyordu.

Bildiri büyük yankı uyandırdı. Bildiriyi imzalayanların sayısı bir süre sonra 1042’yi buldu. 

İmzacılar arasında toplumun çeşitli kesimlerinden insanlar bulunmaktaydı: 

Bakanlar, senatörler, milletvekilleri, Kurucu Meclis Üyeleri, subaylar, sendikacılar, gazeteciler, bürokratlar, öğretmenler, işçiler, din adamları, köylüler, iş adamları, öğrenciler, futbolcular ve ev kadınları…

Derginin 12’nci sayısında bildiriye ilişkin olumlu ve olumsuz bütün eleştirilere cevap verildi.

* * *

Yön dergisi, özellikle askerî-bürokratik elit ve üniversite gençliğiyle entelektüel kesim üzerinde etkili oldu.

Yön dergisi, sola bir ses ve fikirlerini duyuracak bir platform vermek suretiyle Türkiye’nin daha açık bir topluma dönüşmesine giden yolda katkıda bulundu.
 
Kadro dergisi deneyi gibi Yön dergisi de içinden "Yön Hareketi" olarak adlandırılan aydın hareketini doğurdu. 

Yön Hareketi, sola ve sol partilere, CHP ve TİP’e yakındı.

Hareket bürokrat aydınların, asker ve sivil karışımından oluşuyordu. 

Avcıoğlu, ilk başyazısında "…yirminci yüzyılın ikinci yarısında azgelişmiş memleketler için tek çıkar yol sosyalizmdir" demişti.

İçinde bulunulan yüzyıl sosyal ve milli devrimler yüzyılıydı ve emperyalizme karşı milletçe mücadele milli kurtuluş cephesi’yle yürütülmeliydi. Bu cephede işçiler, köylüler, öğretmenler, subaylar, memurlar, küçük sanatkarlar ve milli burjuvazi bulunuyordu. 

Yani bu Millî Demokratik Devrim stratejisiydi. 

Millî ekonomi, millî dış politika, halkçılık, millî cephe hep bu stratejiye tâbiydi. 

Yön, bu yönelimiyle dönemin en büyük sol-sosyalist siyasal kuvveti TİP’ten ayrı bir kulvarda yürüyordu.

Zaten Millî Demokratik Devrim Tezi daha sonraları sol düşüncede ortaya çıkacak derin bir yarılmanın başlangıcıydı.

* * *

Marksizmden etkilenen ve yararlanan Kemalist aydınların sosyalizm için yol arayışlarının bir tartışma platformuydu Yön.

Bir anlamda neo-Kadro hareketini çağrıştıracak "sınıfsız ilericiliğin" yeni bir laboratuvarıydı. 

1960’larda şeklini bulmuş, ideologluğunu Doğan Avcıoğlu’nun yürüttüğü, tepeden inmeci bir anlayışla Kemalist devrimi ve 27 Mayıs darbesini tamamlayacak bir devrim planı amaçlanmaktaydı. 

Türkiye’nin geleceği Doğan Avcıoğlu’nun tabiriyle "zinde kuvvetlerin ‘yüzyıllık aydın uykusu’ndan uyanmalarına bağlı"ydı…

30 Haziran 1967’de yayın hayatını sonlandırdı ve yerini, başta günlük gazete olarak tasarlanan, 79 sayı çıkacak olan Devrim dergisine bıraktı.

* * *

Türkiye İşçi Partisi ise "Sosyalist Türkiye" için yola çıkmış, Demirel’li yıllarda tarihsel bir rol oynamıştı.

1960 sonrası sol hareket ilk büyük kırılmayı "Millî Demokratik Devrim" ile "Sosyalist Türkiye" anlayışlarının farklaşmasıyla yaşadı.