Gündem

Mikro ölçekte yargı krizi

20 Şubat 2010 02:00

T24 - Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in evi ve makamının aranması ve sonrasında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun kararlarıyla yaşananlarda bugüne nasıl gelindiğini özetleyen Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, yaşananların her anlamıyla hukuk fakültelerinde okunabilecek zenginlikte bir laboratuvar işlevi gördüğüne dikkat çekiyor.

İlhan Cihaner’in İsmailağa cemaatinin faaliyetlerini izlediği dönemde cemaate mensup bazı işadamlarının hükümet çevreleriyle kurduğu ilişkilerle karşılaşmış olmasının dikkat çekici bir husu olduğunu belirten Ergin, yapılan yasal dinlemeler sırasında cemaat mensubu işadamlarının dönemin bazı bakanlarıyla muhtelif ihale konularında yaptıkları konuşmalar da teknik takibe takıldığını belirterek “t24.com.tr” haber sitesinde Doğan Akın’ın bu konuda kaleme aldığı analize dikkat çekiyor.

Hürriyet gazetesi yazarlarından Sedat Ergin'ni kaleme aldığı "Mikro ölçekte yargı krizi" (20 Şubat 2010) başlıklı yazısı şöyle:

Mikro ölçekte yargı krizi

Türkiye'nin gündemini kaplayan yargı krizini tetikleyen olaylar dizisi, Erzincan’da bir dini cemaati hedef alan bir soruşturma sürecinin uzantısı olarak patlak verdi.

*  Soruşturma sürecinin sahne olduğu çatışmalar, mikro düzeyde bakıldığında Türkiye’de yerel düzeyde yargının nasıl işlediği, savcılıklar arasındaki yetki sorunları ve siyasal iktidarın Adalet Bakanlığı aracılığıyla yargı üzerinde oynadığı role ışık tutması bakımından hukuk fakültelerinde ders olarak okutulabilecek zengin bir laboratuvar işlevi görüyor.
Erzincan dosyasını bu şekilde masaya yatırdığımızda karşımıza çıkan öykü ana başlıklarıyla şöyle beliriyor:

ERZİNCAN-ERZURUM ÇATIŞMASI NASIL BAŞLADI

*  Olaylar dizisi, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in bu ildeki köktendinci İsmailağa cemaatinin faaliyetlerini izlemeye alıp, soruşturma açmasıyla başlıyor. Soruşturmanın başladığı tarih 27 Kasım 2007.
Cihaner, soruşturma çerçevesinde 23 Şubat 2009 tarihinde yaptığı baskında 29 kişiyi gözaltına alıyor. Bu baskınlarda 4-6 yaş arasındaki çocuklara yasadışı bir şekilde din eğitimi verildiği suçüstü yapılarak ortaya konuyor.
Erzincan Başsavcısı’nın yürüttüğü soruşturma ve yaptığı tutuklamaların Ankara’da rahatsızlık yarattığı anlaşılıyor.
*  Erzurum-Erzincan çatışması bu noktada patlak veriyor. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı, 2009 Mart ayında devreye girerek, terör suçlarını ilgilendirdiği gerekçesiyle bu soruşturmaya ancak özel yetkili savcıların bakabileceğini belirtip, dosyanın kendilerine gönderilmesini istiyor. Erzincan’da özel yetkili savcılık bulunmuyor. Cihaner, cemaatin silahlı olmadığını belirterek itiraz ettiyse de uzun bir çekişmeden sonra dosya 2009 Mayıs ayında Erzurum’a gönderiliyor.

ADALET BAKANLIĞI DEVREYE GİRİYOR

*  Erzurum’a gitmesinden sonra İsmailağa dosyasının akıbeti ne oldu? Dosyayı Özel Yetkili Savcı Osman Şanal üstlendi. Şanal’ın İsmailağa iddianamesi 22 Haziran 2009’da açıklandı. Cihaner’in daha önce verdiği görevsizlik kararında 235 şüphelinin ismi geçerken, iddianamede 16 sanık yer aldı. Bu arada, daha önce tutuklanmış olan sanıklar da serbest bırakıldı.
Burada ilginç bir nokta var. 2009 ilkbaharında dosyanın Erzurum’a gidişi sırasında yaşanan çekişme sırasında, Cihaner’in Gülen cemaatinin faaliyetleri hakkında da ayrı bir soruşturma başlattığı ortaya çıkıyor.
*  İsmailağa dosyasının Erzurum’a gitmesinden sonra yaşanan bir başka gelişme de, mayıs ayı sonunda Adalet Bakanlığı’nın gelen şikâyetler üzerinde Cihaner hakkında teftiş başlatması. Adalet Bakanlığı müfettişleri Cihaner’i sorguladıktan sonra hazırladıkları fezlekeyi Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, bu fezlekeyi esas alarak hazırladığı iddianame ile görevi kötüye kullanmak, evrakta tahrifat yapmak iddialarıyla Cihaner hakkında 26 yıl hapis talebiyle dava açtı. Yasa gereği başsavcılar hakkındaki davalar Yargıtay’da görülüyor. Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi’ndeki dava nisan ayında başlayacak.

CİHANER ERGENEKON SANIĞI OLUYOR

*  Cihaner, bunlara ek olarak Ergenekon sanığı olmasına uzanan bir hukuki sürecin de öznesi oldu ve geride bıraktığımız hafta içinde gizli tanıkların ifadelerine dayanılarak tutuklandı. Kendisini bu dosyada soruşturan savcı, İsmailağa dosyasında karşı karşıya geldiği Özel Yetkili Savcı Şanal’dan başkası değildir. Bu arada cemaat soruşturmalarında Cihaner ile birlikte çalıştığı öne sürülen Erzincan’daki MİT yetkilileri ve Jandarma görevlilerinin de muhtelif iddialarla daha önce tutuklandığını biliyoruz.
Son olarak bu konuda dikkate alınması gereken bir husus, Cihaner’in İsmailağa cemaatinin faaliyetlerini izlediği dönemde cemaate mensup bazı işadamlarının hükümet çevreleriyle kurduğu ilişkilerle karşılaşmış olmasıdır. Yapılan yasal dinlemeler sırasında cemaat mensubu işadamlarının dönemin bazı bakanlarıyla muhtelif ihale konularında yaptıkları konuşmalar da teknik takibe takılmıştır.
*  Cihaner, görevsizlik yazısını Erzurum’a gönderirken, bu konudaki şüphelerini de bir yazıyla kayda geçirerek devlet arşivine kayıt düşmüştür. “t24.com.tr” haber sitesinde Doğan Akın’ın bu konuda kaleme aldığı analiz, konunun bu yönünün anlaşılmasına yardımcı olan önemli bir gazetecilik çalışması.