Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, MHP'li üst düzey bir yöneticinin seçim anketi yapan bir şirketi arayarak tehdit ettiğini iddia etti. Takan, "Zaten adamcağızın (Anket şirketi yöneticisi/T24'ün notu) başı şirketinden eksik olmayan maliye müfettişleri ile sıkıntıda" dedi.
Takan'ın "MHP anketçileri tehdit ediyor..." başlığıyla (18 Ocak 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
İdare ediverin... Afrin gerçeklerini anlatabilmek adına birkaç günlük gecikmemiz oldu. MHP Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli'nin, AKP'nin bindirilmiş kıtalarıyla düzenlediği Osmaniye mitinginden sonra Ankara'ya dönüş yolunda mola yerinde yaptığı "ittifak" açıklamalarını değerlendirmekte biraz geride kaldık!..
Bu elimizde olmayan aksaklıktan dolayı meydana gelen gecikmeyi hem telafi edelim hem de kendimizi okurlara affettirmeye çalışalım. Sıcak ve bomba bir haber vererek...
Anahtarları saraya teslim edilen Doktor Devlet Bahçeli'nin MHP'si sadece Cumhurbaşkanlığı ve bilumum seçimler için AKP ile ittifaka girmedi. Korku imparatorluğunun da yavru ortağı oldu MHP... Nasıl mı?..
Artık rutinimiz haline geldi, "ondan olmayana" uygulanan baskı, zulüm, tehdit ve şantajlar... Gazetecilere, iş adamlarına, siyasetçilere, bilim insanlarına, sokaktaki simitçiye, devlet dairesindeki bürokrata, okulda öğretmene... Ya onlardan olacaksın ya da... Yaşam hakkı bile tanımıyorlar desem çok mu abartmış olurum!..
Yukarıda kısa tuttuğum zulüm listesine bir ekleme daha yapıldı: Anket şirketleri sahipleri ve çalışanları.
"Ya, nasıl olur bu memlekette anket şirketleri hep iktidardan nemalanır. Ne yaptılar da birilerini ürküttüler" diye hayrete düşmeyin. İşini hakkı ile yapan/yapmak isteyenler de var. Sesleri, malum ambargolardan dolayı biraz cılız çıksa da "yiğidin hakkı yiğide" diyen 'Doğrucu Davut'lar da var. Parayı değil işinin, bilimin namusunu düşünen insanlar bunlar. İktidar ve çevreleri "ne diyecek" diye düşünmeden kamuoyuna gerçek verileri sunmak için çalışan adamlar bunlar... Yaptıkları ölçümler ile "MHP-AKP ittifakı 50 artı 1 etmez", "AKP-MHP ittifakı iktidarın Kürt oylarını kaçırır", "MHP barajın çok altında", " AKP yüzde 40'ı geçemiyor" diyorlardı. Farkında mısınız?.. Son günlerde sesleri bıçak gibi kesildi!.. Televizyon ve gazeteler onlara kapıları kapattığı gibi sahaya inip anket yapmakta da türlü zorluklarla karşılaştıklarını duyuyorum. Korku imparatorluğunun da yancılığına soyunan MHP'den bir üst düzey yönetici, bir anket şirketinin yöneticisini arayarak tehditler savurmuş. Zaten adamcağızın başı şirketinden eksik olmayan maliye müfettişleri ile sıkıntıda!.. MHP'li görevli bir de "Bu anketleri yayınlamaya devam edersen hapse dahi girersin" demiş. Bu tehdidin ardından adamcağız sahada çalışacak anketör bulmakta bile zorluk çekiyor. Var olan çalışanları bile sahaya inmekten korkar hale gelmiş. Adamcağız, muhalif kimlikli gazetecilerden köşe bucak kaçar hale geldi. Kenarından soru sorsanız bile "ben bilmez merkez bilir" diye cevap veriyor, "a, öbür telefondan hanım arıyor. Ben size sonra dönerim" deyip telefonu kapatıp sırra kadem basıyor.
Hak vermemek elde değil!.. Parası batsın... Adamı bir dakikada FETÖ'cü, PKK'lı yapıverirler. Söz konusu ittifaksa gerisi teferruat değil mi?..
"AKP'nin MHP ile ittifakı Kürt oylarını alamaz" eleştirilerine karşılık, ne cevap vermişti mola yerinde Doktor Devlet Bahçeli?..
"İmralı canisinden 'eğer bu ittifak gerçekleşirse PKK'lılar, benim taraftarlarım oy vermeyecek' diye bir şey duydunuz mu?.. Öyle olacağını nereden biliyorsunuz?"
Gerçek referans noktası neresi anladınız mı?.. Bebek katili Öcalan!.. Anketçiler de kimmiş!.. Apo'ya selam ittifaka devam!.. Bu sütundan defalarca kaleme aldığım "bin yıllık kardeşlik" tezgahı (siz ona 'Gel Hasip Kaplan çiçek bahçesine çevirelim' projesi de diyebilirsiniz-aht-) artık iyice ete kemiğe büründü diye tekrarlasam herhalde bana kızmazsınız.
Hâl böyle olunca ne olur?.. Ortalıkta artık şu anketler cirit atar durur;
"İttifakı destekliyorum diyenlerin oranı yüzde 70'leri buldu."
"MHP barajın üstüne çıktı."
"OHAL'den hoşlanıyorum diyenlerin oranı yüzde 80'e çıktı."
Ha!.. Bu arada, şarkıcı Sibel Can'ın ittifak çalışmalarına olan etkisini de ıskalamamız gerekir. Mola yerinde, Doktor Devlet Bahçeli'ye abuk sabuk sorular soran (!) gazetecilerden öğreniyoruz ki;
Bahçeli, partisinin baraj altı kalacağı iddialarının sorulması üzerine de "MHP milletin kaderini belirleyecek yapıda bir siyasi kurumdur. Sibel Can'ın 'Seyyah' kasetinde bir şarkısı var; kader bize eşit davranmadın, gibi..." ifadelerini kullandı. Bahçeli, ardından gülerek masada bulunan Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın cep telefonundan sanatçı Sibel Can'ın "Hançer" adlı parçasını gazetecilere dinletti.
Anketlere değil şarkılara bak hizaya gel!..
Gazeteci arkadaşlara tavsiyem olacak. Seçimlerden sonra MHP Genel Merkezi'nin kapısına kilit asma töreninde, Muazzez Ersoy'dan "Bırakma ellerimi... Bırakma yalnız beni... Artık bülbül ötmüyor... Yalnız hatıran kaldı, ahh boş kalan çerçevede" sözlerinin yer aldığı "Boş Kalan Çerçeve" şarkısını dinlemeye hazırlıklı olun. Tabii, Semih Yalçın ve cep telefonu hâlâ orada olursa!..