Gündem

MHP İstanbul İl Başkanı: İstanbul'da da seçim güvenliği sıkıntılı

Karataş: Can güvenliğinin sorun olduğu bir süreçte, seçim atmosferine hangi şartlarda girilecek

14 Eylül 2015 13:17

MHP İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, son günlerde yaşanan terör saldırı yüzünden 1 Kasım’da seçimlerin gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu söyleyerek, "1 Kasım’da seçimlerin yapılabilip, yapılamayacağı ile ilgili tereddütler var. Şu anda Türkiye’yi yönettiğini zanneden hükümet,  'seçim olacak' diyor. Yaşanan olaylara baktığımız zaman, bu devletin kendi emniyet gücünü sağlayamadığı bölgeler var. Üstelik bu sorun sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil, şu anda Türkiye’nin her yerinde var. İstanbul’da da" ifadelerini kullandı.

MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, AKP’nin kurdurttuğu iddia edilen Osmanlı Ocakları’nın, Ülkü Ocakları üzerinden provokasyon yapmak istediğini söyledi. “Dün beş parmaktan dördünü bir araya getirip rabia işareti yapanların, bugün eylemlerini Bozkurt işareti ile yapmaları alçakça ve şerefsizce bir harekettir” diyen Karataş, Ülkü Ocakları tarafından Türkiye genelinde düzenlenen “Şehitlere Saygı ve Teröre Lanet Yürüyüşü” sonrasında gerçekleşen saldırıları değerlendirdi. 

 

'Çatışmak için yürümedik'

 

Sözcü'den Nil Soysal'a konuşan Karataş, "Biz Şehitlere Saygı ve Teröre Lanet Yürüyüşü’nü bu vatanın sahipsiz olmadığını, bir anda Türk Bayrakları ile milyonların sokaklara dökülebileceğini, Türkiye’yi sahipsiz sanan haydutlar, çakallar ve eşkıyalara göstermek için yaptık. Bu memleket ne olacak diye korkmaya başlayan milletimize, bu memleketin sahipleri olduğunu göstererek moral verdik. Biz çatışmak ve savaşmak için yürümedik. Ama bu ortamda dosta güveni ve huzuru, düşmana da korku ve endişeyi yaratmak istedik. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda kıvılcımı yakan bir Mustafa Kemal olduğu gibi, bugün de onun evlatlarının var olduğunu bir kere daha bu millete göstermek ve anlatmak için yürüdük" dedi.

 

'Sandık güvenliği sağlanamaz'

 

1 Kasım’da seçimlerin yapılabilip, yapılamayacağı ile ilgili tereddütler var. Şu anda Türkiye’yi yönettiğini zanneden hükümet,  "seçim olacak" diyor. Ancak "seçim olacak" demekle seçim olmuyor. Yaşanan olaylara baktığımız zaman, bu devletin kendi emniyet gücünü sağlayamadığı bölgeler var. Sandık güvenliğini nasıl sağlayacaklar? Oy kullanacak olan vatandaşlar, sağlıklı iradeyi beyan edecekleri oyu nasıl kullanacaklar? Üstelik bu sorun sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil, şu anda Türkiye’nin her yerinde var. İstanbul’da da

39 ilçenin ciddi bir bölümünde sorun oluşabilecek bölgeler olduğunu görüyoruz. Normal seçim atmosferine girildiğinde bayraklama olsun, afişleme olsun, alandaki stantlar olsun ya da seçim ilçe merkezleri, irtibat büroları ve koordinasyon merkezlerinde, ne Emniyet güçleri, ne de siyasi partilerin kendi olanaklarıyla koruma alanı mümkün gözükmüyor. Can güvenliğinin sorun olduğu bir süreçte, seçim atmosferine hangi şartlarda girilecek? Girilse dahi orada yaşanacak en küçük kıvılcımın İstanbul’u yangın yerine dönüştüreceğinin farkında mıyız, değil miyiz, buna iyi bakmak gerekiyor.

 

Türk-Kürt kardeşliği

 

Türk ve Kürt değerini ayırmak, et ve tırnağı sökmek gibi bir şeydir. Can acıtır. Bu inanların bin yıllık bir tarih birlikteliği, bir kardeşliği var. Yaşanan bu kargaşayı bir iç savaşa dönüştürmek isteyenlerin, bu işi Türk-Kürt kavgası üzerinden yapmak istediklerinin bilincindeyiz biz. Türk vatandaşı olan Kürt kökenli kardeşlerimizin PKK destekçisi olmadıklarını da biliyoruz ve Kürt milliyetçiliği adı altında yapılan alçakça propagandaya karşı herkesin duyarlı olması gerektiğini söylüyoruz.  Bu topraklarda yaşayan insanların bir tane üst kimliği vardır. O da Türk Milleti’dir. Kürtler bir millet değildir. Atatürk’ün dediği gibi; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına bağlı olan herkes Türktür. Bu anayasamızda da açıkça ifade edilmiştir. Irka dayalı bir milliyetçilik mümkün de değildir, doğru da değildir.

 

'AKP’nin kurduğu çakma ocakların hedefindeyiz'

 

AKP’nin kurdurttuğu Osmanlı Ocakları denen o çakma ocakçıların hedefinde şimdi milliyetçi ve ülkücü camia var. İt izi kurt izine karışmış. Ama onların izi bizim izimize benzemiyor.  Bunlar her bölgede 3-5 tane çapulcu ile Türkiye’yi kardeş kavgasına götürmek istiyorlar. Aralarında cezaevinden çıkardıkları mafya bozuntuları olduğunu da biliyoruz. Saldırılarında bozkurt işareti yaparak,  toplumu provoke etmek istiyorlar. Hatta o kadar ileri gidiyorlar ki; Tayyip Erdoğan’ın “400 vekil olsaydı bunlar olmazdı” dediği yayına tweet atan bir gazeteye düzenledikleri saldırıda rabia işaretiyle birlikte bozkurt işareti yapıyorlar. O 400 vekili Tayyip Erdoğan’a vermeyeceğini söyleyen milliyetçi ve ülkücü camiaya mensup bir insan böyle bir şey yapar mı? Türkiye’yi kardeş kavgasına bu çapulcular arasından getirmek istiyorlar. Yani senaryoyu yazmışlar. Oyuncu ve figüran arıyorlar. Biz hiçbir şartta bu işin içinde yer almayacağız. Bizim mahallede ne oyuncu var, ne de figüran. Bu filmin oynamaması için biz sinemayı kapatacağız, bunu herkes böyle bilsin. Milliyetçi ülkücü camia olarak, biz kimsenin burnu kanamasın diye çaba gösteriyoruz.”

 

MHP-CHP kazanacak AKP-HDP kaybedecek

 

7 Haziran seçimlerinden sonraki son hükümet döneminde milliyetçi ülkücü camia, marjinal bir grup gibi gösterilmek istendi. Milliyetçi hareket ve ülkücü camia, Türk Milleti’nin çimentosudur. Bu camianın birleştirici, yapıştırıcı ve sağlamlaştırıcı olmasından rahatsız olanlar, bunu gerçekleştiremesin diye toplumda bir sinerji oluşturma çabasındalar. Aynı şekilde MHP’yi de uyumsuz ve huysuz bir görüşe sahipmiş gibi ‘Hayır’cı bir parti olarak gösterme çabasındalar. Onların bu çabalarına cevabı yine millet verecek. 1 Kasım’ın kazananı CHP ve MHP, kaybedeni ise AKP ve HDP olacak.

 

‘Eylem yapıyorlar, başkasının üzerine atıyorlar'

 

Mehmet Bülent Karataş, Türkiye’yi karıştıran eylemlerin ikitar tarafından yapıldığını söyledi. MHP’li Karataş, “Biz bir eylem yapacağımız zaman, eylemimizi başkasının üzerine atacak kadar korkak bir hareket değiliz! AKP eylem yapıyor, başkasının üstüne atıyor. Bunu da bu millet görüyor” dedi.