Gündem

Sedat Peker: DHKP-C, Okmeydanı, Gazi ve Gülsuyu'na yerleşmiş, acaba bu insanlara fazla mı demokratik davranıyoruz?

'Muhalefet partileri sadece hükümeti zorda bırakmak için çıkarılan güvenlik yasalarına karşı durarak, teröristlerin şımarmasını sağlıyorlar'

07 Ocak 2015 14:22

Sedat Peker, Sultanahmet'te bir polisin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili olarak, "Saldırıyı üstlenen DHKP-C örgütünün, Suriye tarafından yönlendirildiğini sokaktaki çocuklar dahi bilmekteyken, uluslararası dengeler yüzünden oraya müdahale edemiyoruz" dedi.

Peker, "Ancak DHKP-C örgütünün Okmeydanı, Gülsuyu ve de Gazi mahallesinin bir bölümünde yerleşik düzende olduğunu televizyon seyreden, gazete okuyan bütün herkes zaten bilmektedir. Belki de sorulması gereken doğru soru bu insanlara biraz fazla demokratik davranılarak acaba şımarmaları mı sağlanmaktadır?" diye sordu.

Sedat Peker, Okmeydanı'nda Berkin Elvan'ın cenazesinin ardından öldürülen Burak Can Karamanoğlu'na "sahip çıkmadığı" iddiasıyla MHP yönetimine ağır eleştirilerde bulundu. Peker "MHP her zamanki gibi ne ölüye, ne diriye sahip çıktı. MHP yönetimi hatalarını yüzlerine vurduğum için yine beni AKP çalışmakla suçlayacak ancak bu kadar basit stratejik hataları neden yaptıklarıyla ilgili kendileriyle yüzleşmeye yine gitmeyecekler" dedi.

Peker Twitter'da diğer muhalefet partilerini de eleştirdi. Peker "Muhalefet partileri sadece hükümeti zorda bırakmak için çıkarılan güvenlik yasalarına karşı durarak, teröristlerin şımarmasını sağlıyorlar. Bir taraftan polisin eli kolu bağlı deyip oy devşirmeye çalışırken, diğer taraftan bu tip örgütlere karşı çıkarılan maddeleri, Anayasa Mahkemesi'ne götürerek kendilerince kurnazlık yapıyorlar" dedi.


Sedat Peker'in bugün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

Kıymetli Dostlarım, ülkemizde birçok şey normale dönmeye başlamışken, son günlerde sokakların karışması, cinayetlerin olması, polislerin DHKP-C örgütü tarafından şehit edilmesi sadece peş peşe tesadüfen gelişen olaylar diye bizler tarafından algılanırsa bence büyük bir yanılgıya düşmüş oluruz.

Saldırıyı üstlenen Dhkp-c örgütünün, Suriye tarafından yönlendirildiğini sokaktaki çocuklar dahi bilmekteyken, uluslararası dengeler yüzünden oraya müdahale edemiyoruz. Ancak Dhkp-c örgütünün Okmeydanı, Gülsuyu ve de Gazi mahallesinin bir bölümünde yerleşik düzende olduğunu televizyon seyreden, gazete okuyan bütün herkes zaten bilmektedir. Belki de sorulması gereken doğru soru bu insanlara biraz fazla demokratik davranılarak acaba şımarmaları mı sağlanmaktadır? Berkin Elvan isimli genç bir arkadaş, kafasına gaz kapsülü çarptığı için vefat etti. Aradan bunca zaman geçmesine rağmen halen daha bütün medya kuruluşlarında ismi anılarak, bazıları tarafından sembol hale getirildi. Genç ölümler her zaman gönüllerde acı bırakır.Bu kardeşimize de Yüce Allah rahmet eylesin.

Oysa ki Burak Can Karamanoğlu isimli genç kardeşimiz, 19 yaşındayken Okmeydanı'nda yine bu örgüt üyelerince şehit edilmiştir. Bu olay ilk birkaç gün basında yer bulmuş ancak daha sonra unutulmuştur. Okmeydanı'nda yaşayan şehit kardeşimizin cenazesine çelenk gönderdim. Daha sonra da ailesine haber göndererek taziye ziyareti yapmak istediğimi söyledim. Saygıdeğer babasıyla telefonla konuştum. Kendileri de çok mutlu olacaklarını söylediler. Hazırlığımızı yapıp ziyarete gideceğimiz zaman birkaç devlet görevlisi tarafından şahsıma haber gönderildi. Onların istediği ortalığı karıştırmak, lütfen bu oyuna alet olmayın dendi. Devletimizin isteği bizim için her şeyden önemli olduğundan bu ziyareti iptal ettim. Ziyarete kardeşlerimi gönderdim. Burak Can kardeşimizin Facebook sayfasında Milliyetçi dünya görüşünün sembollerinin olmasından dolayı ayrıca da cenazesine katılan on binlerce insanın çoğu, elleriyle Bozkurt işareti yaptıkları için gazeteler Burak Can kardeşimiz için ülkücü olduğunu yazmışlardı. Bunun akabinde MHP üst yönetimi de açıklama yaparak, bu şahsın parti teşkilatımızla hiçbir ilgisi yoktur (Yani bizden değildir açıklaması yapmışlardır).Yani her zamanki gibi ne ölüye, ne diriye, ne de cezaevindekilere sahip çıkmama geleneğini devam ettirmişlerdir. Bunun üzerine AKP, şehit Burak Can kardeşimize sahip çıkıp, ismini basında devamlı dillendirince, hem şehitin ailesinin hem arkadaşlarının hem de hemşerilerinin bir anda sempatilerini kazandılar. Şimdi bunu yazarak stratejik hatalarını yüzlerine vurduğum için yine beni AKP'ye çalışmakla suçlayacaklar. Ancak bu kadar basit stratejik hataları neden yaptıklarıyla ilgili kendileriyle yüzleşmeye yine gitmeyecekler.

Burak Can kardeşimizin hayali ailesine bir daire almakmış.Bunu semtindeki arkadaşlarından öğrenmiştim. Şehit kardeşimiz, Facebook sayfasına şehit edilmeden önce bana olan sevgisini belirten bir yazı da yazmış. Kardeşimin şahsıma duymuş olduğu sevgiden dolayı son isteğini gerçekleştirmenin bana düşeceğine inandığım için saygıdeğer babasını tekrardan arayarak, eğer kabul ederseniz şehit kardeşimiz Burak Can'ın adına size bir ev almak isterim, bizde sizin evladınız sayılırız dediğim için ve de ısrarlı bir şekilde üstelemem sonucu saygıdeğer babası bu isteğimi kabul etti. Hiç değilse şehit kardeşimizin hayalini gerçekleştirebildim.Ailesine ev alınmasını sağladım diye sevinirken, aynı örgüt tarafından şehit edilen Vatan evlatlarını bugün televizyondan öğrenince ne yapacağımızı bilmez halde üzüntülere gömüldüm. Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet, kederli ailesine, meslektaşlarına, Türk milletine başsağlığı diliyorum.

Muhalefet partileri sadece hükümeti zorda bırakmak için çıkarılan güvenlik yasalarına karşı durarak, teröristlerin şımarmasını sağlıyorlar. Bir taraftan polisin eli kolu bağlı deyip oy devşirmeye çalışırken, diğer taraftan bu tip örgütlere karşı çıkarılan maddeleri, Anayasa Mahkemesi'ne götürerek kendilerince kurnazlık yapıyorlar.

Ülke güvenliğini ilgilendiren konularda bence muhalif olunmaz. Bu tür yasalara destek olunur. Destek olunursa bu davranışın mükâfatını halk seçimde mutlaka verir. Ancak oy devşirmek için bu tip hileleri yapanlara ise halk sandıkta cezasını mutlaka verecektir.

İlgili Haberler