Gündem

MGK'dan 'tek dil' vurgusu

Yılın son MGK’sının sonuç bildirisinde tek bayrak, tek vatan, tek millet vurgusu yapıldı ve bunların ortak payda olduğu belirtildi.

30 Aralık 2010 02:00

T24 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün demokratik özerklik ve iki dil tartışmaları sürerken Diyarbakır ziyaretine saatler kala Milli Güvenlik Kurulu'ndan (MGK) tek bayrak, tek devlet ve Türkçe açıklaması geldi. MGK bildirisinde, demokratik özerklik ve iki dilli yaşam benzeri girişimlerin "kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine zarar vereceğine" vurgu yapılması dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında gerçekleşen MGK, yaklaşık 5 saat sürdü. MGK Genel Sekreterliği'nin toplantının ardından yaptığı iki sayfalık sonuç bildirisinde, "Tek bayrak, tek millet, tek vatan ortak paydamızdır" denilirken, iki dil tartışmalarına da "Resmi dil Türkçe'dir, aksi girişimler kabul edilemez" sözleriyle yanıt verildi. Bütünlüğü hedef alan tahrik girişimleri sonuca ulaşamayacaktır" denilen MGK bildirisinde şu ifadelere yer verildi:


"Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet"


''Toplantıda, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir. Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nın ardından yayımlanan bildiride, ''Toplantıda, 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet' anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir'' denildi.

Bildiride, toplantıda ülke güvenliğini ilgilendiren iç ve dış gelişmelerin etraflı bir şekilde ele alındığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Halkımızın her zaman ortaya koyduğu kardeşlik ve huzur içinde bir arada yaşama kararlılığının Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olduğunun altı çizilmiştir. Bu bağlamda, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve toplumsal barışını hedef alan tahrik ve girişimlerin milletimizin kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacağına olan kati inanç bir kere daha vurgulanmıştır.


"Kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine zarar veren girişimler"


Bu çerçevede, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir. Bu bağlamda, 'Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet' anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.

Bu yaklaşımla önümüzdeki dönemde de devletimizin terörün ve onun beslendiği ortamın tasfiyesine yönelik çok yönlü ve geniş kapsamlı mücadelesinin her zaman olduğu gibi, halkımızın sağduyusu ve desteğinden alınan güçle ve taviz verilmeksizin aynı azim ve kararlılıkla sürdürüleceği teyit edilmiştir.''



Asker ve sivilin ortak tepkisi

Genelkurmay Başkanlığı’nın da tartışmaların başladığı dönemde iki dilli yaşam önerisine karşı yaptığı “Son günlerde dilimiz üzerinde kamuoyunun gündeminde yer alan birtakım tartışmaların, cumhuriyetimizin temel kuruluş felsefesini kökten değiştirecek bir noktaya doğru hızla götürülmeye çalışıldığı endişeyle izlenmektedir” açıklamasının ardından asker ve sivil kanadı buluşturan MGK’da bu konuya ilişkin nasıl bir tepki konulacağı merakla bekleniyordu. Askeri kanadın hassasiyetlerinin de dikkate alınarak hazırlandığı öğrenilen bildiride, son dönemde çeşitli konular nedeniyle aralarında gerginlik yaşandığı bilinen hükümet ve askerin bu konuya tepkisinin aynı olması dikkati çekti.


DTK ve BDP’ye sert eleştiri

“Halkımızın her zaman ortaya koyduğu kardeşlik ve huzur içinde birarada yaşama kararlılığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olduğunun altı çizilmiştir” denilen bildiride, isim verilmeden DTK’nın taslağı ve BDP‘li sözcülerin açıklamaları kastedilerek, şu ifadeler kullanıldı:

“Bu bağlamda, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve toplumsal barışını hedef alan tahrik ve girişimlerin, milletimizin kardeşçe yaşama iradesi karşısında hiçbir sonuca ulaşamayacağına olan kat’i inanç bir kere daha vurgulanmıştır. Bu çerçevede, toplumda infial yaratabilecek ve demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerin gelişimine, toplumsal barışa ve kardeşlik duygusuna zarar verecek yaklaşımlardan kaçınılmasının ve herkesin sorumluluk içinde hareket etmesinin büyük önem taşıdığına işaret edilmiştir. Bu bağlamda, ‘tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet’ anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dilinin Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin kabul edilmeyeceğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.”


Terörün tasfiyesi aynı azimle sürecek

Bildiride yer alan, “Bu yaklaşımla önümüzdeki dönemde de devletimizin terörü ve onun beslediği ortamın tasfiyesine yönelik çok yönlü ve geniş kapsamlı her zaman olduğu gibi halkımızın sağ duyusu ve desteğinden alınan güçle ve taviz verilmeksizin aynı azim ve kararlılıkla sürdürüleceği teyit edilmiştir” ifadeleri PKK’nın genel seçimlere kadar uzattığı eylemsizlik kararına karşın devletin terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceği şeklinde yorumlandı.

Kıbrıs’ta devam etmekte olan BM müzakere sürecinin de ele alındığı toplantının ardından yayımlanan bildiride, ocak ayında BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un başkanlığında devam edecek müzakereler öncesi, Ada’da barış sürecine ilişkin Rum tarafını suçlayıcı ifadeler yer aldı.

Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik’in Irak’taki son gelişmelere ilişkin brifing verdiği toplantının ardından yayımlanan bildiride, “Irak’taki son gelişmeler tüm boyutlarıyla değerlendirilmiş, 21 Aralık’ta yeni hükümetin kurulmasından duyulan memnuniyet kaydedilmiştir.

Türkiye’nin her türlü desteği vermeye devam edeceği vurgulanmıştır. Bu kapsamda aynı zamanda terörle mücadeleye ilişkin Türkiye, Irak, ABD üçlü mekanizması sürecindeki gelişmeler gözden geçirilmiştir” denildi.




Kıbrıs'ta kalıcı çözüm


Kıbrıs'ta devam etmekte olan BM müzakere sürecinin de ele alındığı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Ada'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme ulaşılmasını teminen önümüzdeki dönemde atılabilecek adımlar değerlendirilmiştir. BM Genel Sekreteri'nin ortaya koyduğu '2010 yılı sonunda kapsamlı çözüme ulaşılması' hedefine Türk tarafınca gösterilen tüm çabalara karşın Rum tarafının oyalayıcı tutumu nedeniyle halen ulaşılamaması üzerinde durulmuş ve BM Genel Sekreteri'nin bu durumdan duyduğu memnuniyetsizlik paylaşılmıştır.

Kıbrıs'ta en kısa sürede kapsamlı bir çözüme ulaşılması için gerekli zeminin mevcut olduğu ve bu fırsatın değerlendirilmesinin gerektiği anlayışıyla hareket eden Türkiye'nin, devam eden müzakere sürecine ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu'nun yapıcı çabalarına tam destek vermeye devam edeceğinin altı çizilmiştir.''


BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın iki dil çağrısı ardından Demokratik Toplum Kongresi'nin özerklik içeren taslağı özellikle askerde büyük rahatsızlık yaratmıştı. Genelkurmay'dan yapılan yazılı açıklamada, üniter devlet ve 'resmi dil Türkçe'dir' uyarısı yapılmış, "Bu tartışmada tarafız ve taraf olmaya devam ediyoruz" denilmişti. Geçen hafta önce Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplanmış, ardından da Başbakan'ın talimatıyla güvenlik zirvesi gerçekleştirilmişti.


Irak'a 'memnuniyet' mesajı


Toplantıda, Irak'taki son gelişmelerin de tüm boyutlarında değerlendirildiği belirtilen bildiride, toplantıda 21 Aralıkta yeni hükümetin kurulmasından duyulan memnuniyetin kaydedildiği ifade edildi.

Yeni hükümetin Irak halkının karşı karşıya bulunduğu güvenlik, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunların çözülmesi yönünde göstereceği çabalara Türkiye'nin her türlü desteği vermeye devam edeceğinin vurgulandığına işaret edilen bildiride, bu kapsamda ayrıca terörle mücadeleye ilişkin Türkiye-Irak-ABD üçlü mekanizması sürecindeki gelişmelerin gözden geçirildiği bildirildi.