Ekonomi

'Mesleksizlik sorununun işsizlikten daha önemli'

Devlet Bakanı Nazım Ekren Türkiye’de ’mesleksizlik’ sorununun işsizlikten daha önemli olduğunu belirtti.

22 Ocak 2009 02:00

Türkiye’de ’mesleksizlik’ sorununun işsizlikten daha önemli olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Nazım Ekren, "İşsizlik fonunu, Uzakdoğu ve Avrupa’daki gibi kullanıp, kitlesel bir mesleklendirme programına başlamak istiyoruz" dedi.

Hükümet, işten çıkarılanlar için kullanılan İşsizlik Fonu’nu, ’kitlesel mesleklendirme’yi finanse etmek üzere kullanmaya hazırlanıyor. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Nazım Ekren, Hürriyet Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu ile Merve Erdil’in sorularını yanıtladı. Ekren, işsizlikten çok bir mesleksizlik olgusunun daha önemli olduğunu söyledi. Ekren, "Gençlerin ve hanımlarımızın çoğu mesleksiz olduğu için özel sektörün ve finans sektörünün arzu ve talep ettiği bir mesleki donanım olmadığı için genelde işsiz kalıyorlar. İşsizlik fonunu bu amaçla kullanıp, kitlesel bir mesleklendirme programına da bu süreçte başlamak istiyoruz. Aynı Uzakdoğu ve Avrupa ülkelerinin bu süreci bu amaçla kullanmasına benzer bir şekilde, genç ve hanımları, işsiz kalma potansiyeli çok yüksek grupları mesleklendirmek istiyoruz. Bu yeni nesil reform diye odaklandığımız ana konu olacak" dedi.

Kısa dönemli ödenek

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in üzerinde çalıştığı ’kısa dönemli çalışma ödeneği’ konusunda da bilgi veren Nazım Ekren, "İşsizlik fonunda iki tane enstrüman var. Bir tanesi fiilen işsiz hale geldiğinde alacağın işsizlik ödeneği, bir diğeri de işsiz hale gelmeden çalıştığınız yerde şirket belli kriterleri yerine getirdiğinde eğer işletmenin faaliyetine devam etmesi mümkün, fakat işçilerin maaşlarının bir kısmını ödeyemiyor ise, biz ona kısa dönem çalışma ödeneğiyle destek verebiliyoruz" diye konuştu.

Çalışırken kurtarmak

Bugün için şirketlere kısa dönemli çalışma ödeneği desteğinin 3 ay süreyle verilebildiğini belirten Nazım Ekren, şöyle konuştu: "Onun da oranları en asgari düzeyde bir prim ödemişse belli bir rakam, eğer yüksek düzeyde bir prim ödemişse yine yüksek bir rakam. 250-600 TL arasındadır ama buradaki mantık şu, kısa dönem çalışma ödeneği fiilen şirket kapanmadan, insanlar işsiz kalmadan geçici bir süre ortaya çıkan sıkıntıyı, rahatsızlığı giderecek bir mekanizmadır. Dolayısıyla fiilen işsiz kaldıktan sonra ödeme yapılmak yerine, fiilen çalışırken de sıkıntı çıktığında bu süreci yönetmek mümkünse bunun imkanı. Sadece işsizlik fonuna prim ödeyenlerin yararlanacağı bir süreç olarak bakmak lazım. SSK ve vergi tahsilatlarının birleştirilmesi de gündemde, toplanması kolay olsun diye."

Yurtdışından para çekmek için özel yasa geliyor

 Yurtdışından fon sağlamak için proje var mı?

- Likiditesi yüksek uluslararası bölgelerden fon toplamak için özel bir yasa çıkartıyoruz.

Sukuk-u İcara mı?

- İşte onun ismine öyle demiyoruz. Sonuçta hangi ülkede ne tür bir fon alırsak, onlar hangi şeye yatırım yaparlar ona benzer bir kamu ihtiyacı. Yani alternatif finansman ihtiyaçlarını oluşturmaya çalışıyoruz. Ortadoğu’dan gelirse o (sukuk-u icara), Uzakdoğu’dan gelebilir, bonodan gelebilir. Burada belli bir noktaya odaklanmak yerine, daha önce Türk hukukunda olan bu gelir ortaklığı senedine benzer birşey girebilir devreye.

EKK artık yeni nesil reformları planlayacak

Son krizi kim yönetiyor?

- Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK) bu süreci yönetiyor. En son AB İlerleme Raporu’nda, EKK’ya iyi bir atıf da yapılmış. Raporda temel ekonomik politikalar konusunda konsensüsün korunduğu, koordinasyonun da iyileştiğine bir atıf var. Biz de benzer bir şekilde EKK’nın etkinliğini arttıracağımızı ulusal programa kattık. EKK yasal çerçevesini kurumsal çerçevesini oluşturalım, bundan sonraki bütün süreci, kısa vadede sürece tepki nasıl olacak, yeni nesil reformlar nasıl yapılacak, ekonomik dinamizm de nasıl canlı tutulacak belli bir mimari döneme kadar EKK bu üç bileşeni yürütsün diye bakıyoruz.

O zaman Ekonomi Koordinasyonu Kurulu’nun yeni yasal altyapısı olacak?

- Yasal altyapısı olacak, Hangi görev ve yetkilerinin olacağını topluca yazacağız ki herhangi bir düplikasyon veya yanlış anlamaya neden olmasın. Dolayısıyla hangi kurumun hangi veriyi ne zaman ne şekilde derleyip toparlayacağını kurula takdim edeceğini, kuruldan da bu çıktıktan sonra ne yapılacağını ana hatlarıyla söyleyebiliriz.

Yani artık Ekonomiden Sorumlu Bir Başbakan yardımcılığı var.

- Aslında Başbakanın yayınladığı genelgeyle bütün Başbakan Yardımcılarının ana görevleri tebliğ edilmişti. Benim üstlendiğim görev tanımı ekonomik konularda genel koordinasyondu. Para Kredi Koordinasyon Kurulu’nun işlevlerinin bir kısmını buraya aktararak, Parasal Kredi Koordinasyon Kurulu yerine bir EKK kuralım istiyoruz. Bunun da yasal çerçevesini çok kısa sürede tamamlayıp, TBMM’ye intikal ettireceğiz. Kemal Bey’in (Unakıtan) bir torba kanunu var, ona koyacağız.

IMF’den gelecek kaynağın kullanım alanına bakılacak

 IMF ile görüşmeler hangi aşamaya geldi?

- IMF konusunda Mehmet Bey (Şimşek) devam ediyor. Adım adım bizi bilgilendiriyor. Perşembe (bugün) muhtemelen son aşamaya gelinmiş olur. Biz de bir gözden geçiririz, EKK olarak. Sonra Sayın Başbakana arz edilir. Talimatlandırma nasılsa o çerçevede biter. Şubatta çıkması lazım. IMF’den gelecek fonun kullanım alanlarının etkinliğine bakmak lazım. Bizim şu an ihtiyacımız kısa vadede yeni nesil reform sürecini başlatmamız lazım. Kamudaki yeni nesil reformun birinci en önemli bileşeninin mali kural olması lazım. Mali kuralda da faiz dışı fazlanın, bütçe açığının, kamu borç stokunun GSYH’ya oranlarına ilişkin orta ve uzun vadeli bir perspektif sunacak altyapının oluşturulması lazım. İki tanesi Maastricht’ten geliyor, bir tanesi uluslararası ilişkilerden gündeme gelmiş oluyor. Zaten en son gözden geçirmede vardı.

Kısa çalışma ödeneğine 518 şirket başvurdu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kısa dönem çalışma ödeneğinden yararlanmak için 60 bin kadar işçinin çalıştığı 518 firmanın bakanlığa başvurduğunu söyledi. Çelik, "İşçi, işveren temsilcileriyle bir araya geliyoruz. Bugüne kadar bakanlığımıza 518 firma kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için müracaat etti. Takriben 60 bin işçiyi kapsıyor bu. Bu konularla ilgili müfettişlerimiz yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Şu ana kadar ödenekten yararlanan 30 firma var. Takriben 9 firma da bu ödeneği hak etmediği şekilde değerlendirme yapıldı."