Oyuncu ve İhtiyaç Haritası’nın kurucusu Mert Fırat, eskiden beri sivil toplumcu olduğunu oyunculuğun onun için daha yeni bir iş olduğunu söyledi. Sivil toplum çalışmalarına katılan ünlü isimlerin azlığına değinen Fırat, “Bazı insanlar isimlerinin Mert Fırat’la, Selahattin Demirtaş’la, Osman Kavala’yla ya da KHK’dan veya başka bir nedenle okuldan uzaklaştırılmış insanlarla anılmasını istemeyebilir. İnsanlar bunu politize olmak gibi anlayabiliyorlar ama zaten politize bir iklimde olduklarının farkında olmayabiliyorlar kimi zaman” dedi.
Fırat “Bu iktidar olmasa da başka bir iktidar olsa, öbür iktidar da olsa zaten her zaman çeliştiğimiz, çakıştığımız ve mutlaka savunacağımız bir ilke olacaktır” ifadesini kullandı.
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin düzenlediği Sivil Sesler Festivali’nde İhtiyaç Haritası’nı anlatan Fırat’ın konuşmasının ardından Gazete Fersude’den Neşe İdil'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Türkiye’de sosyal sorumluluk projelerini yürüten az sayıda insan var ve sivil toplum da baskı altında. Siz sesinizi yükseltiyorsunuz, fakat çoğunlukla bir grup sanatçı dışında sesini yükselten yok. Ünlüleri söz konusu projelere ve sivil topluma dahil etmek için sizce ne yapmak gerekiyor?
Bunun bir baskı unsuru olmaktan çıkması lazım yavaş yavaş. Sonuç alınabilecek etkinlikler yapmakta fayda var. Sivil toplum her zaman politik değildir. Sivil toplumun kendi başına çıkış amacı aslında politiktir. Ünlüleri risk alınmayacak organizasyonlara dahil etmek faydalı olabilir ama ne olursa olsun ünlülerin bizim gibi çalışmalarını bekleyemeyiz. Onların takvimleri ve çalışma sistemleri çok yoğun olabiliyor.
Sizin için de aynı durum geçerli değil mi?
Ben zaten sivil toplumcuyum. Oyuncu olmam daha yeni. Benim için oyunculuk, bu işleri yapmak, bu sivil toplum faaliyetleri ya da bu biçimde, bu anlayışta çalışmak için bir araç. Bazı kişiler için de bu bir amaç olabilir ya da yoğun oldukları için o kadar vakit ayıramayabilirler. Kısacası, heveslendirmek, dahil etmek, parçası haline getirmek için kişinin daha çok sorumluluk alabileceği bir sistem kurulabilir. Bu, kimi zaman bir duyuru bazında da olabilir. Kişi daha fazla vakit ayırabiliyorsa daha çok sorumluluk alabilir.
Süregelen korku iklimi ve art arda gelen tutuklamalarla sanatçıların bir duyuru yapmasını sağlamak sizce mümkün mü?
Hangi alanda olduğuna göre değişebilir. Örneğin, Osman Kavala’yı destekleyecek arkadaşlar kısıtlı ama bir yandan da altta başka bir destek verilebiliyor. Kimin neye, ne kadar destek olabildiğini ya da olabileceğini bilemiyoruz. Ben, bu bağlamda çok çeşitli skaladan insanın sivil toplumda çalışabileceği zemini yaratmakta fayda olduğunu düşünüyorum, çünkü o bizi çoğaltacak.
Bazı insanlar isimlerinin Mert Fırat’la, Selahattin Demirtaş’la, Osman Kavala’yla ya da KHK’dan veya başka bir nedenle okuldan uzaklaştırılmış insanlarla anılmasını istemeyebilir. Bilmiyoruz, ona da saygı göstermek gerekiyor. O insanlar bunu politize olmak gibi anlayabiliyorlar ama zaten politize bir iklimde olduklarının farkında olmayabiliyorlar kimi zaman. Yapacak bir şey yok.
Aktivist kimliğinizin projelerinizi etkileyeceğini düşünüyor musunuz? Ana akımda olmanız nedeniyle de yaptıklarınız oldukça önemli. Bunun günümüzdeki politize olmuş iklimde sizi etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
Çok büyük bir zorluk yaşamadım şu ana kadar. Kimseye hakaret etmezsem, dinlenebilir bir seviyede konuşmayı ve sesimi yükseltmeyi başarabilirsem yaşayacağımı da düşünmüyorum. Bu demek değildir ki çok özgür ve rahat bir iklimde yaşıyoruz. Zorluk yaşayan çok insan var. Tabii ki çeşitli baskılar, engeller ve daha birçok şeyle karşılaşıyoruz ama hayat zaten öyle çok sütliman değil. Hep böyle. Bu iktidar olmasa da başka bir iktidar olsa, öbür iktidar da olsa zaten her zaman çeliştiğimiz, çakıştığımız ve mutlaka savunacağımız bir ilke olacaktır.