Yaşam

Merkezi vaaz ve ezan kalkıyor

Merkezi vaaz ve merkezi ezan sisteminin yeterli kadro sağlandıktan sonra kaldırılacağı açıklandı

16 Ekim 2009 03:00

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, merkezi vaaz ve merkezi ezan sisteminin yeterli kadro sağlandıktan sonra aşamalı olarak kaldırılacağını söyledi.
     Bardakoğlu, ''Din ve Toplum'' ana temasıyla toplanan 4. Din Şurası kararlarına ilişkin bilgi verdi.
     Şura üyelerinin, vaazların ve hutbelerin birebir yapılması halinde daha etkili olacağını dile getirdiklerini anlatan Bardakoğlu, ancak sınırlı kadro nedeniyle başkanlık olarak merkezi vaaz sisteminden yararlandıklarını söyledi.
     Başkanlık bünyesindeki yüzde 10-15 olan ilahiyat fakültesi mezunu oranını arttırmayı hedeflediklerini belirten Bardakoğlu, kademeli olarak merkezi vaaz uygulaması yerine din görevlisinin alın terinin ürünü hutbe ve vaazla topluma ulaşmayı amaçladıklarını kaydetti.
     Merkezi ezanın da kademeli olarak kaldırılacağını, din görevlilerinin kendi edasıyla sedasıyla ezanı okumasının teşvik edileceğini bildiren Bardakoğlu, imkanlar yetersiz olduğu zaman merkezi sisteme geçtiklerini dile getirdi.
     Bardakoğlu, şurada ayrıca yer değiştiren vatandaşlara daha iyi din hizmeti sunulması, yabancı turistlere camileri gezdiren rehberlerin bu yapıların sanatsal yönünün yanında manevi ve kültürel geçmişini de anlatması, gençlerin sigara, alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan kurtarılmasında diyanetin aktif rol alması yönünde tavsiye kararları alındığını dile getirdi.
     Şurada camilerde kültürel ve sosyal merkezler açılmasının da önerildiğini söyleyen Bardakoğlu, bunun vatandaşların bir araya gelmesi, cami görevlilerinin de sosyal hayata katılması için önemli olduğunu dile getirdi.
     Bardakoğlu, vaaz ve irşat faaliyetlerinde gelişen teknolojiden yararlanılmasının da tavsiye edildiğini belirterek, bu kapsamda camilerde görsel sunumların yapılması yönünde önerilerin getirildiğini kaydetti.
     Şuranın açılışında üzerinde durulan ''din dili'' konusunun ulusal ve uluslararası hiçbir siyasi projeyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Bu bize ve bizim bütün iyi niyetli gayretlerimize büyük bir haksızlık olur. Din dili deyince dinin anlattıklarının, muhtevasının, mesajının ve davetinin toplumun her kesimine anlayacağı şekilde ulaştırılmasını kastediyoruz. Yoksa bizim dışımızdaki ortakların bizden beklediği şekliyle dini anlatmayı kastetmiyoruz. Din dili konusundaki çabalarımızın herhangi bir siyasi projeyle, ılımlı İslamla ilişkilendirilmesi, sadece bizim insanımızın zihninde olan herşeyi magazinleştirme yanlışının bir parçasıdır. Biz dini din olarak anlıyor, dini din olarak anlatıyoruz. Hiçbir siyasi projenin bir parçası değiliz ve dini bütün bunların üzerinde görmeyi dinimize bağlılığımızın bir gereği sayıyoruz.''
     Şurada cinsel istismar konusunun da ele alındığını hatırlatan Bardakoğlu, tebliğlerin ''bu konuda çok da iyi bir noktada bulunulmadığını ve bu alandaki özgürlüklerin giderek toplumu aşındırdığını'' ortaya koyduğunu ifade etti.
     Televizyon dizilerinde ve filmlerde daha özenli davranılmasını da isteyen Bardakoğlu, ''evlilik dışı ilişkileri normal gösteren ve alıştıran ahlaki yanlışları sıradanlaştıran'' filmlerden ve rol modellerden kaçınılması gerektiğini söyledi.