İyi Parti'de 24 Haziran seçimlerinin ardından başlayan "neden başarısız olduk" tartışması, Genel Başkan Meral Akşener'in sürpriz, "genel başkanlığı bırakma" kararıyla sonuçlandı. Akşener'in "bırakma" kararına karşı parti yönetimi ve milletvekilleri, Ağustos ayında yapılacak olağanüstü kongrede Akşener'i "tek aday" gösterme kararı alırken, gözler şimdi Akşener'in vereceği karara çevrildi. Peki İyi Parti kulislerinde neler konuşuluyor?
MHP'den ayrılan bir grup arkadaşı ve geçmişte siyaset yaptığı merkez sağ kökenli isimlerle, önüne çıkarılan çeşitli engellere karşın, 25 Ekim 2017'de İyi Parti'yi kuran Meral Akşener'in, "siyaseti bırakma" anlamına da gelen genel başkanlıktan ayrılma kararı, hem partisinde hem de siyasi kulislerde "şok etkisi" yarattı.
Zira, partinin üst düzey yöneticileri ve en yakın kurmayları dahi, Akşener'in "bırakma" kararını, tüm sosyal medya kullanıcıları gibi twitter mesajından öğrendi.
Öyle ki, ilk anda bazı parti yöneticileri, söz konusu mesajın Akşener'in bilgisi dışında atılmış olabileceği olasılığını bile düşündü. Kulislerde şimdi merak edilen, Akşener'in yeniden adaylığa ikna olup olmayacağı ve eğer ikna edilemezse İyi Parti'nin kimin liderliğinde yola devam edeceği. Ve her şeyden önemlisi, partinin dağılıp dağılmayacağı.
Kulislerde, Akşener'i bırakma noktasına getiren gelişmeler ve partinin bundan sonra siyasette nasıl yol alacağına ilişkin konuşulan olasılıklar şöyle:
Erken seçim hesapları bozdu
Büyük bir rüzgar yakalayarak İyi Parti'yi kuran Meral Akşener, hedefini de 16 Nisan referandumunda kabul edilen anayasa değişikliği doğrultusunda "cumhurbaşkanlığı" hesabı üzerine kurdu.
MHP'de Devlet Bahçeli'nin iktidara destek vermesinden rahatsız olan muhalifler, çeşitli partilere dağılan merkez sağ seçmenin yeni adresi olma iddiasıyla yola çıkan İyi Parti için ilk önemli sınav, 24 Haziran milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. İyi Parti'nin seçime girmesi, Akşener'in de cumhurbaşkanı aday olması önündeki olası engeller, CHP'nin 15 milletvekilini "ödünç" vermesiyle aşıldı. Ancak AKP ve MHP'nin "cumhur ittifakı" ile seçime girme kararı üzerine hesaplar değişti ve Akşener, CHP ve Saadet Partisi ile "gönülsüz" de olsa "Millet ittifakı"nı kurdu.
Kendisinin her koşulda cumhurbaşkanı seçileceğine inanan Akşener, ikinci önemli kırılmayı ise muhalefetin adayı olarak Abdullah Gül'ün "çatı aday" gösterilmesi üzerine yaşadı ve bu teklife kesin bir dille karşı çıkıp, adaylıkta ısrar etti ve aday oldu.
Ancak CHP'nin Muharrem İnce'yi aday göstermesi, Akşener'in planlarını büyük ölçüde bozdu. Hesabını, CHP'nin, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener gibi AKP kökenli bir ismi aday göstereceği ve bu parti seçmeninin kendisini destekleyeceği üzerine yapan Akşener için sıkıntılı süreç, Muharrem İnce'nin aday gösterilmesi ile başladı.
Seçimde hüsran
24 Haziran seçimlerine, "millet ittifakı" ile giren İyi Parti 43 milletvekiliyle parlamentoda temsil imkanı buldu. Uzun yıllar sonra, 8 aylık geçmişi olmasına karşın, ilk kez bir siyasi partinin yüzde 10 barajını zorlaması kimi parti yöneticilerine göre "başarı."
Ancak Akşener'in oyunun partisinin de altında, yüzde 7,29'da kalması partide "iç tartışmayı" başlatırken, Akşener'i de siyasi kariyeri konusunda sorgulama noktasına getirdi. Hatta seçimden hemen sonra Akşener, partisinin Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısında, "istifayı" gündemine aldı. Ancak GİK, Akşener'e "tam güven" bildirince bu seçenek gündem dışı kaldı.
El öpme polemiği, namus tartışması
Seçimler sonrasında partide iç hesaplaşma durmadı. Aday olamayan ya da milletvekili seçilemeyen aralarında eski milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun da bulunduğu birçok isim parti ile yollarını ayırdı.
Partide, CHP ile "millet ittifakı" yapmanın "hata olduğu" görüşü, yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Partide Akşener'i en kızdıran gelişmelerden birisi ise TBMM'de milletvekili yemin töreninde, MHP kökenli bazı milletvekillerinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin elini öpmesi, Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın'ın da "sıcak sohbeti" oldu.
Bazı milletvekilleri de MHP ve iktidar partisi AKP'ye yönelik "ılımlı" mesajlar verdi. Kimi iddialara göre Akşener, Bahçeli ile sohbet-el öpme gerekçesini "nezaket gereği" diye savunan milletvekillerine, "Partimize; FETÖ'cü, ipsiz sapsız diyen ve hatta genel başkanın namusuna kadar laf edenlere böyle hürmet göstermek siyasi nezaket değildir. Bizim ilkelerimize bağlı kalacak olanlara yanımızda yer alabilir" diye sitem etti.
Parti içinde ilk kez bazı milletvekillerinin MHP'ye geçebileceği iddiaları dile getirilmeye başladı.
Merkez-ülkücü krizi
Partide seçim sonrasında başlayan iç tartışmalar sürerken, Akşener en yakınındaki isimlerden Genel Başkan Yardımcısı ve GİK Üyesi Ayfer Yılmaz'ın istifasıyla sarsıldı.
Akşener'le DYP'de aynı dönemde siyaset yapan Yılmaz, kendi isteğiyle milletvekili adayı olmamıştı. Yılmaz'ın, partinin kuruluşunda büyük bir rüzgar yakalayan Meral Akşener'e "cumhurbaşkanlığı" hedefinde yardımcı olmak için parti kuruluşunda yer aldığı, bu gerçekleşmeyince de aktif siyaseti bırakma kararı aldığı ifade edildi.
Partide milletvekili aday listelerinin açıklanması ile başlayan ve seçim sonrasında da süren istifalarla ilgili dile getirilen bir başka iddiaya göre ise istifanın bir başka nedeni, partinin kurulduğu günden bu yana "MHP kökenli-merkez sağ kökenli" ayrışması.
"Merkez sağ parti" boşluğunu doldurmak için yola çıktığı belirtilen Akşener'in, ANAP, DYP ve hatta DSP kökenlileri de partiye taşımasına karşın, partiyi "MHP'li egemenliğinden" kurtaramadığına dikkat çekiliyor. İyi Parti kuruluşunda yer almasının "merkez sağda boşluğu dolduracak parti" hedefini yaşama geçirmek olduğu yorumları yapılan Yılmaz'ın istifasında, bu konuda yaşadığı hayal kırıklığının da etkili olduğu ifade ediliyor.
"7,29'u sindiremedi"
Meral Akşener'in Afyonkarahisar'daki çalıştayın son gününde, ağırlıklı olarak listelerde yer bulamayanların ve CHP ile ittifak yapılmasına karşı çıkanların parti yönetimi ve kendisine yönelik sert eleştirileri üzerine istifa kararı aldığı kamuoyuna yansıdı.
Akşener'e yakın kaynakların verdiği bilgiye göre istifa, olağanüstü kongre ve aday olmama kararlarının altında, Afyonkarahisar kampında partililerin eleştiriler kadar Akşener'in cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı 7,29'luk oy oranını sindirememesi yatıyor. Akşener'in çalıştayda, "Bu beklentimizin altında bir sonuçtur, bunun bir sorumluluğu var ve genel başkan olarak da bu sorumluluk bana aittir" sözlerinin de bu durumun yansıması olduğu ifade ediliyor.
Rest mi, samimi mi?
İstifadan partililerin ısrarıyla vazgeçen Akşener'in olağanüstü kurultay kararını açıklamasının hemen ardından, kulislerde, "muhalif sesleri kesmek için kongreye resti çektiği" ve "olağanüstü kongreden güçlü çıkarak muhalif sesleri susturma hesabı yaptığı" iddia edildi.
Ancak bu yorumlar, Akşener'in sosyal medya hesabından yaptığı "aday olmayacağım" açıklamasıyla boşa çıktı. Zira Akşener'in, bu kararını en yakın kurmayları bile sosyal medya mesajıyla öğrendi. Birkaç gün evine çekilip durum değerlendirmesi yapma kararı alan Akşener'in, siyasi hesap üzerinden bu kararı almadığı ve şimdilik aday olmama kararlılığını sürdürdüğü belirtiliyor.
Partide yaygın görüş, Akşener'in büyük güçlüklerle kurduğu İyi Parti'nin dağılmasına izin vermeyeceği ve partinin başına döneceği yönünde.
"Duyarsız kalamaz"
Partide ilk şok atlatıldıktan sonra milletvekili ve parti yönetimi yaptıkları ilk durum değerlendirmesinde, Ağustos ayında yapılacak olağanüstü kongrede Akşener'i tek aday gösterme kararı aldı.
Parti kaynakları, gerek parti yönetimi, gerek parti teşkilatlarının yeniden aday gösterme konusundaki kararlılığı ve ısrarı karşısında Akşener'in duyarsız kalamayacağı ve yeniden adaylık için ikna olacağı görüşünde.
Akşener'in bu şekilde yeniden genel başkan seçilmesi halinde kendisine sert eleştiriler yönelten muhaliflerin de etkisizleşeceği ve partideki iç tartışmanın sona ereceği ifade ediliyor. Kongrede de Akşener'in yeni yönetimi istediği gibi şekillendireceği ifade ediliyor.
Kötü senaryo: İkna olmazsa
İyi Parti'de şimdilik bütün hesaplar Akşener'in tek aday gösterilmesi ve "ikna olacağı" üzerine kurulsa da, olasılık dahilinde bile olması istenmeyen "kötü senaryo" ise ikna olmaması halinde ne olacağı.
İyi Parti'nin Akşener ismiyle özdeşleştiği ve partideki çeşitli kanatları bir arada tutan tutkal olduğu, partinin başına dönmemesi halinde "dağılma sürecine" girileceği yorumları yapılıyor.
Partide Koray Aydın, Ümit Özdağ'ın da aralarında bulunduğu MHP kökenliler, liderlik konusunda ilk akla gelen isimler. Ancak bir çok yorumcu, Akşener dışındaki hiçbir ismin, partiden kopuşları engellemeyeceğine dikkat çekiyor.
Kulislerde,bazı partililerin "pişmanlık ifade etme" koşuluyla, İyi Parti'den geleceklere kapıları açma kararı alan MHP'ye dönebileceği, merkez sağdan gelen isimlerin de CHP'ye hatta AKP'yi tercih edebileceği konuşulanlar arasında.