İkinci yemekte gündem medya
“13 Haziran Cuma saat 20.00'de Marmara Köşkü'nde yeme
Katılımcılar: İlhan SELÇUK, İbrahim YILDIZ, Cüneyt ARCAYÜREK, Mustafa BALBAY, Şenkal ATASAGUN, Cevat ÖNEŞ, Emre BAŞER, Cem KOCA
Önce Marmara Köşkü'nün bahçesinde 30-40 dakika oturma. Etrafta çam ağaçları, iğne yapraklı ağaclar, kuş sesleri..
Burada genel konulara giriş. Atasagun, yemeğin ana amacağının medyanın durumunu tartışmak olduğunu söylüyor
devam ediyor sizinle bir sorunumuz yok. En sorumlu gazetesiniz ama,
özellikle televizyon kanallarındaki magazin programları ürkütücü. Büyük
kentlerin varoşlarında değişik yankılar yapıyor. Terör örgütlerine
giden gençlerin bir nedeni de bu hayatı yaşayanlardan intikam almak. Bu
durum yakın gelecekte, vanoşlardan kent merkezlerine çıkışları
getirebilir. Televizyon temsilcileriyle konuşuyoruz. Hepsi, çok
haklısınız ama, halk bunu istiyor diyor. Ya da rekiplerimiz magazin
programını kaldırırsa biz de kaldırırız diyor. şimdi o noktadayız...'
MİT'in durumu, basına açılması konu oluyor. Atasagun,
MİT olarak basınla yakın olmayı ama, gündemde olmamayı tercih ediyoruz.
Bir kez ağzımız yandı. Sohbet için ettiğimiz konuları yazdılar. O bizi
zora soktu. (2000 Kasımı... Hürriyet, Milliyet, Sabah, Star Ankara
temsilcileri... Ben de komünist olurdum gibi açıklamalar…
Dünyanın 90 gizli servisiyle temasımız var. artık uluslararası
bir kuruluş olduk. Yabancı gizli servis şeflerini burada ağırlıyoruz.
Yılda 200 milyarlık masraftan kurtulduk. Yoksa Hilton'a yılda bu kadar
para veriyorduk. Bu kişilerin güvenliğinin korunması da ayrı bir sorun
oluyordu. Burası Atatürk'ün mekanı, gelenlere anlatırca
heyecanlanıyorlar, hoşlarına gidiyor
Sohbetin daha başında Doğu
PERİNÇEK'in 90'lı yılların ilk yarısında Öcalan'la çekilmiş
fotoğrafları dağıtıldı. Çoğu bilinen fotoğraflar ama, yine de
gösterdiler. Bir iki tanesi o günlerde dağıtılmamıştı... Öcalan,
esas duruşta PKK militanlarını selamlıyor, Öcalanla çok samimi sarılıp,
kucaklaşıyorlar. Öcalan, Perinçek'e bir dağ çiçeği veriyor,
gülüşüyorlar..
‘İsmet İmset’i herkes kullanmış’
Bu sohbet, dönekliğin sınırı olmadığıyla devam etti. Konu İsmet İMSET'e geldi... Onu herkes kullanmış. Bir ara onlar da kullanmış ama sonra vazgeçmişler. Şimdi, Londra'daymış. Kim bakıyor diye soruldu, Atasagun, vallahi biz bakmıyoruz' dedi..
İkram iyiydi.. Deniz ürünü kanapeler, köfteler, salatalık... İlhan
abiyle viski içtik, Cüneyt abi bira, İbrahim su, Atasagun içi naneli
rakı..
21.00'e doğru, Marmara biçiminde yapılan havuza bakan balkona gidiş...
Hoş bir ortam... Eşyalar fotoğraflardan bakılıp, aynısı yapılmış. 15
metrekare kadar bir iç mekan, önde balkon... Burası 1927'lerde
yapılmış. Atatürk öğleyinleri buraya gelir, deniz hasretini giderirmiş..
21.00'de yemeğe geçtik. köşkün içi.. Etraf Atatürk portreleriyle süslü. Yüksek tavan, beyaz ortam... çiçekler..
yemekte konuşulanların döküm
öcala
soru (S)- Öcalan konusunda iki yıl önce yine sizinle yemek
yerken, bundan sonra biz kullanacağız demiştiniz, şimdi ne durumda?
kullanabiliyor muyuz?
Atasagun- biz o gün ortaya 8 sayfalık bir metin koyduk. Dedik
ki, asılırsa şu olur asılmazsa şu olur. Geçenlerde o metni tekrar önüme
aldım, dediklerimdeki haklılığımız devam ediyor bir terör örgütü için
en tehlikeli durum, eylemsizliktir. Onları eylem diri tutar.
Eylemsizlik çözülmeyi beraberinde getirir.
S- bu çözülme geldi mi
A- yer yer geldi. Bunu görüyoruz. Ancak ürkütücü durum şu,
katılmalar da oluyor. Bizim çözülme ortamını sürdürmemiz lazım. Şu anda
terör örgütünün 500'ü Türkiye'de 4500'ü Kuzey Irak'ta olmak üzere 5 bin
silahlı adamı var. Bunları ne yapıp edip terhis ettirmemiz lazım. Bunu
da Apo'yu idam ederek yapamayız. Bir defa idam edilirse kesin terör
patlar... Bu kez sadece Güneydoğu'da olmaz, büyük şehirlere sıçrar...
Biz kimilerince hain ilan edilsek de bu konularda siyasete bulaşmadan
ne düşünüyorsak söyleyeceğiz
S- Hain ilan edilsek de dediniz. Sizi devlet katlarında hain
gibi gören mi var, bu konuda örneğin askerlerle görüş ayrılığı mı var
A- var tabii... Onlar farklı bakıyorlar. Tarafız diyorlar ama,
biz kesinlikle siyasetin dışına çıkarak, güvenlik boyutuyla konuya
bakıyoruz. Biz herkesten bağımsızız. Sorulursa görüşümüzü söylüyoruz,
çekiliyoruz.
…
S- Öcalan’ı asamacağımız söyleniyor, daha getirilirken bu sözü verdiğimiz yazıldı... Tuncay ÖZKAN'ın kitabında var..
A- hayır biz kimseley asmayacağız sözü vermedik. Sadece, adil
yargılamamızı istediler. O sözü verdik, o kadar. Asılırsa, büyük
kentlerde Filistin tipi intihar eylemlerine hazır mıyız, bunu sormak
lazım. İsrail, sınırlarını o kadar koruyor. Güvenlik alıyor ama,
eylemleri görüyorusunuz. Türkiye'nin her tarafı elek gibi. Akmerkezde
bomba 40 ölü, Taksim'de 50 ölü... Böyle bir duruma hazır mıyız
sonra Almanlar da endişe ediyor. Apo asılırsa, orada 400 bin Kürt var.
Bunlardan en az 10 bini örgütlü. Eylemlere girişirse ne olacak
diyorlar? Biliyorsunuz daha yakalandığında 4-5 eylem olmuştu
Atasagun’un ‘abartılıyor’ tespitine Arcayürek sitemi
Din-irtic
S- Tayyip'in yükselişini nasıl buluyorsunuz
A- Çok değişik anketler var. Bizde bir tehlike ya çok
abartılıyor ya da görmezden geliniyor. Bunun kökeni milli görüş. Oy
oranı yüzde 22'dir. Haydi diyelim 25 olsun... Şimdi bu 3'e bölünecek.
Eşit bölünürse, 8'er alırlar. Biri öne geçerse, 14-15 alır, ötekiler
barajın altında kalır. Genel durum böyle aslında.
CA- şimdi siz böyle derseniz olmuyor ama, bu kez mesela
Hürriyet, Ertuğrul ÖZKÖK, geldi konuştunuz... Başka türlü yazmaya
başlıyorlar. Onlar da bu tehlike değilmiş demeye başlıyor..
S- Bunların kontrol ettiği mali güç ne kadar
A- Şimdi bunların holdingleri oldu, finans şirketleri oldu.
Ekonomiyi öğrendiler aslında. Ama 28 Şubattan sonra yüklü bir sermaye
yurtdışına gitti. Suriye'ye giden oydu. O dönem alman bankası hemen bir
yasa çıkardı ve faizsiz bankacılığa yol veren bir düzenlemeye gitti.
Onlar aldılar bizim sermayeyi
‘Fethullah Gülen ABD projesinin ayağı’
S- Gülen ABD'de... Emekli maaşıyla çiflikte yaşıyor. ABD tüm İslam kökenlilere kök söktürürken ona neden bir şey oluyor
A- onu biliyorsunuz, ABD'nin yeşil kuşak projesinin bir
ayağıydı. Olay hala odur. Bin Ladin'i de ABD yarattı, Afganistan'da
Ruslara karşı besledi, sonucu gördünüz. Bu terör örgütünü beslerseniz,
sonunda ne olacağının göstergesi..”
DEĞERLENDİRME
Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde
yapılan incelemede 13 Haziran’ın 2003 yılında Cuma gününe rast geldiği
ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “13 Haziran 2003” tarihinde
yapıldığı değerlendirilmiş olup görüşmenin Cumhuriyet gazetesi
yazarları ile MİT Müsteşarlığı üst yönetimi arasında gerçekleştiği
görülüyor.