Sabah gazetesinin başyazarı Mehmet Barlas, köşesinden Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ı eski Başbakan Basın Sözcüsü Akif Beki'nin Hürriyet'e transferinden dolayı tebrik etti. Barlas, "Dört gün önce "Aydın Doğan Barış Açılımı'nda olduğu gibi sokak eylemleri konusunda da Hürriyet yazarlarını yine uyarmalıdır" diye yazdığını hatırlatarak "Demek ki Aydın Doğan yazarlarına bir mektup yazmak yerine, yazması gerekenleri haftada dört gün Hürriyet'teki diğer köşelere hatırlatacak bir ismi bu gazeteye köşe yazarı olarak atamayı daha uygun görmüş" dedi. Barlas, "Akif Beki'ye başarılar dilerken, Aydın Doğan'ın ustalığına da şapka çıkartıyorum" ifadesini kullandı.
Yazısının devamında Hürriyet yazarı Ahmet Hakan ile birkaç gündür devam eden polemiğe dair yazan Mehmet Barlas'ın Sabah gazetesinde "Akif Beki'ye başarılar Aydın Doğan'a da tebrikler..." başlığıyla yayımlanan (25 Eylül 2013) yazısının ilgili kısmı şöyle:
Dört gün önce "Aydın Doğan Barış Açılımı'nda olduğu gibi sokak eylemleri konusunda da Hürriyet yazarlarını yine uyarmalıdır" diye yazdığım için, Ahmet Hakan haksız ve kırıcı ifadelerle benim hakkımda ileri geri yazılar yazdı.
Dün Başbakan Erdoğan'ın eski danışmanı Akif Beki'nin Hürriyet'te yazmaya başlayacağını açıklayan duyuruyu görünce, açıkçası güldüm.
Demek ki Aydın Doğan yazarlarına bir mektup yazmak yerine, yazması gerekenleri haftada dört gün Hürriyet'teki diğer köşelere hatırlatacak bir ismi bu gazeteye köşe yazarı olarak atamayı daha uygun görmüş.
Akif Beki'ye başarılar dilerken, Aydın Doğan'ın ustalığına da şapka çıkartıyorum.
Kendini sözcü sandı
Bu arada Ahmet Hakan'a da kendinden menkul "Aydın Doğan sözcüsü" olmaktan artık vazgeçmesini öneriyorum.
Bir şeylerin sözcüsü olduklarını ve "İleri gelenler" katına yükseldiklerini zanneden yeni yetmelerin, bir anda "İleri gidenler" konumuna yerleştirilmeleri ilk defa görülmüyor. Bunların geçmişte nasıl kullanılıp atıldıklarını, sonra da nasıl davalık olduklarını hep hatırlamak gerekir.
Bir gün Deniz Feneri tellallığında, ertesi gün Odatv tahrikçiliğinde, bir başka gün de Gezi eylemleri kışkırtıcılığında rol alınarak bir hayat ve düşünce çizgisi oluşturulamaz. "Kanal 7"de 28 Şubat'a karşı çıkıp "CNN Türk"te 27 Nisan muhtırasını desteklemek arasındaki alanda yaşamak, bir gün Erbakan'ın yanında beyaz çoraplı ve terlikli oturmak ile ertesi gün Aydın Doğan'ın masasında şarap içmek kadar tutarsızlık getirebilir.