Mehmet Altan*
Ramazan'ın sonuna geldik…
Bayram geliyor olsa da, adamın birinin hastalıklı ‘takıntıları' yüzünden keyfimiz çok kaçık, ağzımızın tadı ise hiç yok…
Yaşam kıvancı bizi terk etti… Ölüm, kan, gözyaşı, acı ise her an hayatımızın içinde.
Buralarda mutlu, şen kahkahalı, sağlıklı ve huzurlu zamanlar pek uzun sürmüyor ne yazık ki… Dönüp dönüp hep aynı yere geliyoruz.
Hâlbuki devletlerin, kurumların ve toplumların amacı yaşam kalitesini sürekli artırmak… İnsanların daha iyi, daha mutlu, daha memnun yaşamasını sağlamak…
Michelin lastiklerinin sahibi Andre Michelin, kardeşi Edouard ile birlikte yüz yıl önce yolcu ve şoförlerin huzur içinde konaklayabilecekleri, lezzetli yemek yiyebilecekleri ve kaliteli hizmet alabilecekleri yerlerin listesini de bu amaçla çıkarmaya başlamış.
‘Michelin listesi' geçen asrın başında önce Fransa'da sonra Belçika'da yayılmış… Ardından da tüm dünyada en lezzetli yemeklerin yenildiği yerleri gösteren, çok nitelikli ve prestijli bir lokanta rehberine dönüşmüş.
Kimliği gizli müfettişler uygun gördükleri lokantaları ziyaret ederek, ‘malzeme kalitesi, hazırlama ve pişirme konusundaki ustalık, yaratıcılık, ödeme karşılığının alınması ve kalite standartlarındaki istikrar' şeklinde beş maddeyle belirlenmiş kriterler üzerinden yıldız veriyor.
En yüksek not üç yıldız…
Notlar her yıl yenileniyor.
Michelin yıldızı almanın ne kadar zorlu bir başarı olduğunu vurgulamak için 349'u tek, 81'i iki ve 50'si üç yıldız olmak üzere, dünya üzerinde Michelin yıldızına sahip toplam 480 restoran olduğunu söylemek yeter herhalde.
Örneğin, koskoca Londra'da üç yıldıza sahip yalnızca bir restoran var.
Michelin, belki de lezzetsiz ve yaşam kıvancından uzak bulduğu için Türkiye ile ilgilenmiyor, bizi ilgi alanı dışında bırakmış.
Bizimle ilgilenmeyen Michelin kimlerle ilgileniyor diye bir baktım… Michelin yıldızlarını alan lokantalar nerelerde diye araştırdım.
Şampiyon İspanya çıktı…
İspanya'daki 174 restoran Michelin yıldızına sahip: 8 tanesi 3 yıldızlı, 20 tanesi 2 yıldızlı, 146 tanesi tek yıldızlı.
Dünyanın en iyi 50 restoranından 8'i İspanya'da bulunuyor.
Lezzetin İspanya'da odaklandığı bölge ise en ünlü kenti Barcelona olan Katalanya Bölgesi…
İspanya'daki Michelin yıldızına sahip 174 lokantanın 50 tanesi Katalanya'da ve bu işletmeler toplam 60 Michelin yıldızına sahipler.
Bunların içinde, 3 Michelin yıldızlı, Girona'da bulunan, Roca kardeşlere ait olan ve ‘dünyanın en iyi restoranı' olarak görülen El Celler De Can Roca adlı restoran da bulunmakta…
En büyük Katalan yazarlardan birisi olan Josep Pla, “Yemek pişirmek tenceredeki manzaradır” diyor.
Katalanya bu fikri ileriye taşımış ve ‘tencereyi' hayatın parçası haline getirmiş.
Bölgenin derin mutfak kültürünün temeli 1324 yılına dayanıyor, ‘Katalan Mutfağı'nın ilk reçeteleri Sent Sovi adlı kitapta ilk kez bu tarihte yayınlanmış…
Ayrıca geçen yıl 8,3 milyon kişinin ziyaret ettiği Barcelona'da klasik Japon mutfağından Peru mutfağına, Patagonya ızgaralarından otantik Afrika lezzetleri tadabileceğiniz küçük mekânlara kadar her şey bulunmakta…
Bu çeşitlilik büyük de para kazandırıyor…
Lafı uzatmaya gerek yok…
Turist için Putin'e telefon yetmiyor, gelişmişlik, huzur ve lezzet de gerekiyor…
Bizde lezzet var da diğerlerini tamamlamakta biraz zorlanıyoruz…
Onun için böyle ‘yıldızsız' kalıyoruz.
Bu yazı Özgür Düşünce'de yayımlanmıştır