Mehmet Altan*
Ocak ayında 115 işçi, Şubat ayında 143 işçi, Mart ayında 160 işçi öldü.
Nisan ayında ise en az 168 işçi öldü. Ölenlerin sekizi kadın, 160'ı erkek… Üçü çocuk, 53'ü yaşlı, dokuzu göçmen…
Türkiye ‘işçi ölümlerinde' dünyada 3'üncü, Avrupa'da 1'inci sırada…
Siyasal iktidar, sürekli ve düzenli biçimde işçilerimizi katlediyor.
Şöyle söyleyebilirim, AKP'nin 14 yıllık iktidarında tam 17 bin işçi yok edildi.
Neden?
Tabii ki ‘baret takmadıkları' için değil, ülkedeki bile bile sürdürülen ‘cinayet ekonomisi' yüzünden.
Anlatacağım…
* * *
Önceki gün AB Günü'ydü, o halde AKP'nin sırf ‘cinayet ekonomisi' tezgâhı yürüsün diye, önünde hiçbir engel olmadığı halde AB ile bir türlü açmadığı ‘Sosyal Politika ve İstihdam' faslından başlayalım.
Bu fasıl inatla açılmıyor… Çünkü ‘iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının daha etkin biçimde uygulanmasının sağlanmasını' mecbur kılıyor.
Cinayetlere yeşil ışık yaktığı ve kasten önlem almadığı için Ankara uluslararası emek dünyasında kara listede.
* * *
AKP sadece uluslararası iş güvencesini sağlayan önlemleri almaktan kaçmıyor, içerdeki mevzuata göre alınması gereken önlemleri de erteliyor.
Ağustos 2015'te Resmi Gazete'de yayımlanan kararname, kömür madenlerinde kullanılan patlamayı önleyici sistemlerin, uluslararası standartlara uygun hale getirilme süresini 2019 yılı sonuna kadar uzatıyor.
Bu cinayet kararının anlamını Çiğdem Toker'in konuyu ortaya çıkardığı 5 Ağustos 2015 tarihli yazısından okuyalım:
“Türkiye'de kömür üretimi yapan 176 işyeri var.
İş müfettişlerinin 2014 ve 2015'te yaptığı denetimler sonucunda 176 işyerinin 126'sı yönetmeliğe uygun olmadığı için kapatılmış.
Kapatılan 126 işyerinin tam 65'inin kapatılma nedenleri arasında, bu kararnameye konu olan patlayıcıyı önleme sistemi sertifikasına sahip olmaması yer alıyor.
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, sertifika zorunluluğunu 2019 yılı sonuna kadar uzatan bu kararnameden itibaren, kapatılan 65 kömür madeninin tekrar açılabileceğini söylüyor.
Tablonun korkunçluğuna bakar mısınız?
Soma'da 301 madenci yanarak yaşamını yitirdi.
İnsan yaşamından bahsediyoruz…”
Bu erteleme, 301 işçimizin bile bile katledildiği yeni Soma cinayetlerine ortam hazırlıyor.
Ama işçi öldürmekte o kadar mahir ve utanmazlar ki hiç aldırmıyorlar.
* * *
Gene, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 24 Mart'ta Resmi Gazete'de yayınlanan ‘Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik'in geçici 3'üncü maddesi ile ‘personel takip sistemi' ve ‘hayat hattı' hükümlerini 2017 yılına erteledi.
Yine aynı yönetmeliğin 10'uncu maddesinde yer alan ve bir yıla yakın bir süredir mevzuata girmesi beklenen ‘yaşam odalarının' 6 ay sonra çıkarılacak tebliğ ile özelliklerinin belirleneceği belirtildi.
Bunun ne anlama geldiğini, Maden Mühendisleri Odası'nın verdiği bilgiler açıklıyor:
“Hayat hattı, çalışanların yerüstüne çıkmalarını kolaylaştıran; yanmaya, kopmaya ve aşınmaya karşı dayanıklı bir sistem.
Personel takip sistemi, yeraltında çalışacakların giriş-çıkışlarının ve bulundukları yerlerin her an doğru bir şekilde yerüstünden takip edilebileceği bir sistem.
Yaşam odası ise kaza anında madencilerin sığınabilecekleri odalar…”
Yapılan tam da taammüden cinayet…
Adeta ‘katil doğanlar' filmi seyrediyoruz…
* * *
Görüldüğü üzere Türkiye'deki işçi katliamları, ‘hava sıcak diye bareti takmıyorlar' meselesi değil, cinayet ekonomisinin planlı ve programlı sonuçları.
Her işçi öldüğünde, bu belgelere şöyle bir bakın ve hem cinayeti, hem de katilleri görün…
* Bu yazı Özgür Düşünce'de yayımlanmıştır