Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonraki ilk romanı olan “Masumiyet Müzesi” bugün tüm Türkiye’de aynı anda vitrine çıkıyor. İlk baskısı 100 bin yapılan roman için Pamuk, 2002 Aralık’ında yaptığımız röportajda “Belki de en iddialı romanımı yazıyorum ama araya başka bir kitap ‘İstanbul’ girdi” demişti.
Yazarın ana eksenini “Bir aşk romanı” olarak tarif ettiği “Masumiyet Müzesi” iki hafta sonra Almanya’da da yayımlanacak. Hanser Yayınevi’nin yayımlayacağı kitabın Almanca ismi ise “Museum der Unschuld.” Böylece ilk kez bir Türkçe roman, çıkar çıkmaz başka bir dilde de yayımlanmış olacak. Tabii bunda bu yılki Frankfurt Kitap Fuarı’nın misafir ülkesinin Türkiye olması ve açılış konuşmasını Pamuk’un yapacak olması önemli bir etken. Ayrıca romanın hakları, daha yazılışı bitmeden, okunmadan 30’dan fazla dilde yayın yapan yayıncılar tarafından satın alındı.
“Masumiyet Müzesi”nin konusuna gelince... Aslında bir Yeşilçam aşkını yani zengin oğlan, fakir kız gerilimini konu alıyor. Tekstilci Basmacı ailesinin 30 yaşındaki oğulları Kemal ile uzak akrabaları Keskin ailesinin 18 yaşındaki güzel kızı tezgahtar Füsun’un aşkını... Ama bunu basit bir aşk romanı ile karıştırmamakda fayda var. Zira roman daha ilk cümlesiyle iddiasını ortaya koyarak çarpıcı bir açılış yapıyor: “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.” Zira Orhan Pamuk, bir roman için ilk cümlenin önemini en iyi bilen yazarlardan... Nitekim “Bir gün bir kitap okudum ve hayatım değişti” ilk cümlesi ile “Yeni Hayat” romanı okurun kalbini tam on ikiden vurmuş, dahası bu cümle herkesin diline dolanarak sloganlaşmıştı.
Müzesi de kurulacak
* Orhan Pamuk, “Masumiyet Müzesi”ne 2001’de “Kar”ın yayımlanmasından kısa süre sonra başladı. Bir yıl yazdıktan sonra ara verdi ve İstanbul’u yazmaya başladı. 2003’te tekrar romana döndü ve beş yıl daha “Masumiyet Müzesi” üzerinde çalıştı.
* Masumiyet Müzesi bir aşk romanı. Ama diğer romanlarında olduğu gibi insan hayatının her alanına, günlük hayatın inceliklerine ve resim, arkadaşlık, yalnızlık, mutluluk, gazeteler ve televizyon, aile gibi Pamuk’un sevdiği pek çok konuya da değiniyor.
* “Masumiyet Müzesi” yalnızca bir roman değil. Pamuk’un yıllardır kurmaya çalıştığı bir müzenin de adı. Bu müzede Pamuk’un âşık kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’un dokunduğu eşyaların koleksiyonu sergilenecek. Bu müzenin kurulması da romanın bir parçası. Pamuk, romanı yazarken dünyanın pek çok müzesinde eşyaların nasıl sergilendiğini araştırdı.
* “Masumiyet Müzesi” 592 sayfa, 3071 paragraf, 140366 kelimeden oluşuyor. Yani “Cevdet Bey ve Oğulları”ndan sonra yazarın en uzun romanı. Pamuk’un doğup büyüdüğü Nişantaşı semti yine romanın merkezinde. Ama bu kez Çukurcuma, Taksim, Harbiye, Beyoğlu ile Boğaz yalıları, lokantaları da romanda geniş yer tutuyor.
* Romanın pek çok sahnesi, 56 model bir Chevrolet’nin içinde geçiyor.
* Pamuk’un diğer romanlarından tanıdığımız bazı karakterleri, mesela “Kara Kitap”ın ünlü köşe yazarı Celâl Salik de var. Pamuk’un ailesi ve kendisi de romanda görünüyor.
* Romanda 1975 yılında Hilton Oteli’nde geçen 50 sayfalık bir nişan sahnesi var.
* Roman için “Pamuk’un en eğlenceli, gürültülü ve en kalabalık romanı” deniyor. 150’ye yakın kişi 83 bölümlük romanda okurun karşısına çıkıyor.