Çevre

Marmara Denizi'nde 'müsilaj' tehlikesi

İstanbul Üniversitesi, (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Aktan Turan, “Müsilaj, (salya) problemi nedeniyle denizdeki oksijen azalıyor" dedi.

28 Eylül 2010 03:00

T24 - İstanbul Üniversitesi, (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yelda Aktan Turan, “Müsilaj, (salya) problemi nedeniyle denizdeki oksijen azalıyor. Zamanla dibe çöken oluşum balıkların yumurtlama alanlarını daraltarak, balıkçılık sektörüne bir darbe vuruyor” dedi.


Turan, Marmara Denizi'nde yaptıkları bilimsel araştırmalarda, denizde görülen problemin halk arasında salya yada lez olarak bilinen müsilaj olduğunu belirten Turan, problemin, fitoplankton olarak adlandırılan tek hücreli bitkisel mikroorganizmaların denizde aşırı şekilde artmasından kaynaklandığını ifade etti.


Mikroorganizmaların, denizde kendilerine uygun ortam bulduklarında aşırı derecede artıp, besin rekabetine girerek denize salgılarını bıraktığını anlatan Turan, böylece su üzerinde ve dibinde sümüksü bir yapının oluştuğunu söyledi. Bu problemin Marmara Denizi'nde, 2007 yılında çok fazla görüldüğünü ifade eden Turan, şöyle konuştu:



"Problem tekrarlayabilir"


“Müsilaj probleminde geçen yıl bir düşüş yaşandı. Şu anda yüzeyde görülmemekle birlikte su dibinde hala bulunmakta. Problemin tekrarlaması muhtemel. Organizmalar ışık, sıcaklık gibi uygun şartlar ve besinleri olan evsel atıklar nedeniyle büyüyüp gelişmekteler. Deniz kirliliği ve iklimsel faktörlerde düşünüldüğünde, özellikle evsel atıklardaki artış, organizmalar için uygun ortam oluşturmakta. Şu anda Marmara Denizi'nin dibindeler. Müsilaj problemi nedeniyle denizdeki oksijen azalıyor. Zamanla dibe çöken oluşum balıkların yumurtlama alanlarını daraltarak, balıkçılık sektörüne bir darbe vuruyor. Balıkçılar bu durumdan direkt etkileniyor. Problemden dolayı ağlarını yüzeye çekmekte zorlanan balıkçıların iş gücü ve yakıt masrafları artıyor, av araçları zarar görüyor. Ağlar çok kirleniyor, bu da ağların temizliği için ekstra iş gücü demek.”


Müsilaj sorununa ilişkin üniversiteler olarak çalışmalar ve araştırmalar yaptıklarını belirten Turan, ancak problemin çözümü için öncelikle yerel yönetimlerin çalışması gerektiğini ifade etti.


Yerel yönetimlere ve balıkçılıkla ilgilenen sektörlerin başında yer alan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na görev düştüğünü bildiren Turan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Deniz kirliliğini önlemek adına yerel yönetimler çeşitli arıtma sistemleri kuruyor. Ancak hala bu tarz problemler tesislerin yetersizliğini ya da kontrollü bir şekilde çalışmadığını gösteriyor. Sadece bazı bölgelerde arıtma sistemi kurulması da yeterli değil. Marmara bir bütün olarak ele alınmalı. Evsel atıklara yönelik arıtım yapılıyor. Ama tek başına yeterli değil. Derelerden gelen atık ile birlikte, endüstriyel arıtımda denetim altında tutulmalı.”



"Marmara'da balık bolluğu yok"


Marmara Denizi'nde balıkçılık yapan İdris Şeremet, bu yıl balıkçılığa sorunsuz başladıklarını belirtti. Ancak, müsilaj probleminin yenilenmesi korkusuyla balığa çıktıklarını anlatan Şeremet, sorunun özellikle kirlilikten kaynaklandığını tahmin ettiklerini ifade etti.


2007 yılından 2009 yılına kadar müsilajdan dolayı ağ çekemediklerini ve balık avlayamadıklarını bildiren Şeremet, şu anda bu tarz sorunlar yaşamadıklarını söyledi. Şeremet, şunları kaydetti:


“Özellikle 2007 yılında müsilajdan dolayı balığa çıkarken çok sorun yaşadık. Ancak bu yıl bu problemle karşılaşmıyoruz. Yine de tekrarlamasından korkarak ava çıkıyoruz. Problemin kirlilikten kaynaklandığını tahmin ediyorum. Denizdeki oksijensizlikten balıklar Marmara Denizi'ne geçmedi ve yumurtlayamadı. Denizde şu anda balık bolluğu yok ancak para eden balık var. Bu sayede para kazanabiliyoruz. Yetkililerin bir an önce bu konuda tedbir alıp çalışmaları gerekiyor.”