Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara Bölgesi'nde 10 yıl içinde 7'den büyük bir deprem beklendiğini söyledi. Marmara depreminin milli güvenlik sorunu olduğunu da söyleyen Ersoy, "Niye Marmara'yı fazla konuşuyoruz. Çünkü 13 tane il var, toplam nüfusa baktığımız da 26 milyon yapıyor, 6 milyon konut var. Neredeyse ekonominin yüzde 50'sine katkı buradan. Buradaki deprem bizi bağımlı hale getirebilir. Ülkemizin bağımsızlığı tehlike altına girebilir" dedi.
Prof. Şükrü Ersoy
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Çorlu İlçesi Belediyesi ve Çorlu Kent Konseyi'nin ortaklaşa düzenlediği, 'Deprem ve Şehir Afetleri' konulu panele katılan Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Türkiye'nin deprem bölgesi olduğunu hatırlatarak, Marmara Bölgesi'nde 10 yıl içinde büyük bir deprem beklediğini söyledi. Ersoy, "7.7 depreminin hakikaten dikkate alınması gerekir. Niye 7.7? Çünkü 7.7 depremini 1509 yılında yaşamışız. Biz isteriz ki, deprem dalgaları yerin içinden geçsin gitsin, hızlı geçerse işimize gelir hiç tutunmaz ama gevşek sulu bir zeminde geçemez takılır o zaman dalgalar büyümeye başlar. Dalgalar büyüdükçe binaya aktardığı yükler artar ve bu da binanın daha çok sallanması, zarar görmesi, yıkılması anlamına gelir" dedi.
“Marmara'daki deprem milli güvenlik sorunu”
Marmara depreminin milli güvenlik sorunu olduğunu söyleyen Ersoy, "Niye Marmara'yı fazla konuşuyoruz. Çünkü 13 tane il var, toplam nüfusa baktığımız da 26 milyon yapıyor, 6 milyon konut var. Neredeyse ekonominin yüzde 50'sine katkı buradan. Dolayısıyla İstanbul insanı, Tekirdağ insanı, Anadolu insanı daha kıymetli demiyoruz. Diyoruz ki, Marmara'daki bir deprem ülkenin milli güvenlik sorunudur. Buradaki deprem bizi bağımlı hale getirebilir. Ülkemizin bağımsızlığı tehlike altına girebilir. Senaryolara göre 60 milyar dolara kadar çıkacak zararlar oluşabilir" dedi.
“Bolu Tüneli'nin içi ile İzmit Körfezi'nin batısında müthiş bir gerilim var”
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, depremin olacağını bildiklerini ancak ne zaman olacağını bilemedikleri ifade ederek, "Jeolojik olarak kıtalar birbirilerini itiyor. Biz bunları her yıl uydudan ölçebiliyoruz. Ne kadar itiliyor ve nereler sıkışıyor gelecekte nerede deprem olacak hepsini biliyoruz. Bakın deprem nerede olacak biliyoruz. Ne büyüklükte olacağını biliyoruz. Ama zamanını bilmiyoruz, biz değil kimse bilmiyor. Dünyada depremi önceden bilme şansımız yok. Fakat potansiyel olarak nereler gerilim altında, nerelerde deprem olacak bunları biliyoruz. Marmara'da deprem olacak diyorsak bu yaklaşım genel olarak doğrudur. Tekrarlanma aralıklarını tahmin ediyoruz, geçmiş depremleri ortaya koyarak. Deprem olan yer rahatlar orada uzun süre deprem olmaz. 1999 yılında iki deprem oldu, 160 kilometre kırıldı.169 kilometre boyunca uzun süre deprem olmayacak ama her ucunda gerilim birikti. Biri Bolu Tüneli'nin içi, diğeri İzmit Körfezi'nin Hersek bölgesinin batısında bitti. Bu iki uçta müthiş bir gerilim var. Çünkü bu gerilimde mesela bir kıtayı 4 metre itmişsiniz. Marmara'daki gelecek depremi öne çekiyorsunuz o gerilimle. Marmara'da beklerken, Bolu Dağı'nda büyük bir deprem olabilir. Aynı derece ve gerilime sahip 10 yıl içerisinde 7'den büyük bir deprem olabilir. En kötü senaryo ise 7.7, büyüklüğünde bir deprem.7.7. büyüklüğü ne demek biliyor musunuz. Yaklaşık üç tane Kocaeli depremi aynı anda olması. Marmara'nın çevresindeki 13 il bundan etkilenebilir" dedi.
“Kartal'da çöken bina, bile bile gelen bir afet”
İstanbul'un Kartal ilçesinde çöken binanın bile bile gelen bir afet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Fayanslar kırılmış, bunları herkes görmüş ve bunu bir tehlike olarak görmemişler. Bu bile, bile gelen bir afet. Hiç bir ev hiçbir şekilde pat diye 5 saniye içinde yıkılmaz. Böyle bir şey yok. İnşaat mühendislerimiz daha iyi bilir yok böyle bir şey. Mutlaka bir emaresi görülür o anda ihbar edilir insanlar sokağa tahliye edilir. Ondan sonra bina yıkılırsa yıkılır. Bu şekilde olması büyük bir ihmali gösteriyor" diye konuştu.