İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi'nin Barış Akademisyenleri hakkındaki hak ihlali kararını tanımadı. Mahkeme, "Terör örgütü propagandası yapmak" suçunu işlediği gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen akademisyen S.U.'nun yeniden yargılanma talebini reddetti.
TIKLAYIN: AYM, 'Barış Akademisyenleri' için 'hak ihlali' kararı verdi
"Usule uygun hüküm gerekli"
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine göre, 6 Mart 2019'da hükmün açıklanması geri bırakılarak 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen akademisyenin avukatının yeniden yargılama ve beraat talebini reddeden mahkeme, ret gerekçesinde yargılanmanın yenilenmesi için usulüne uygun bir hüküm gerekli olduğunu belirtti.
Mahkeme, sanık akademisyen hakkında verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezasının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıyla birlikte verildiğine değinerek, kararının hukuki niteliği bakımından hüküm niteliğinde olmadığına vurgu yaptı.
37. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamanın yenilenmesi için kabul edilebilirlik şartları bulunmadığı için talebi reddetti.
484 akademisyen beraat etti
Anayasa Mahkemesi'nin 26 Temmuz'daki hak ihlali kararından sonra, çeşitli mahkemelerde hakkında dava açılan 822 Barış Akademisyeni'nden 484'ü beraat etti.
Sanık avukatı: Aynı olaya ilişkin farklı kararlar verilmesi de hak ihlali
Sanık avukatı Melike Polat, 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla ilgili "Mahkeme, teknik hukukla ilgili bir tartışma yürüterek söz konusu kararı vermiş. Ancak hukukun genel ilkelerinden olan "yargı kararlarının yeknesaklığı" ilkesini göz ardı etmiştir. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararının ardından, AYM kararını emsal göstererek ceza almış diğer akademisyenler için yargılanmanın yenilenmesi başvurusu yapıyoruz. Diğer mahkemeler beraat kararları verirken İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi talebimizi reddetmiş bulunmaktadır. Bu şu sonucu doğuracaktır: Aynı bildiriye imza atan bir kısım akademisyen beraat ederken bir kısmı mahkum olacaktır. İşte yargı kararlarının yeknesaklığı ilkesi bu açıdan çok önemli. Aynı olaya ilişkin farklı kararların verilmesi adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. Eğer İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına yaptığımız itiraz da reddedilirse yine Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz" değerlendirmesinde bulundu.