Dr. Mahfi Eğilmez
Bu hafta başına kadar TL, Türkiye ile aynı kategoride düşünülen ülkelerin (kırılgan beşli) para birimlerine göre değer kazanıyordu.
TL'nin son bir yılda benzer ülke para birimlerine göre çok daha hızlı değer kaybına uğramış olması toparlanmanın da hızlı olmasına yol açmıştı.
Yılbaşından bu yana kurlarda ortaya çıkan gelişmeyi kırılgan beşli temelinde karşılaştırmalı olarak aşağıdaki tablolardan izleyebiliriz.
İlk olarak yılbaşından TL'nin günü en yüksek değer kaybıyla kapattığı 13 Ağustos tarihine kadar olan döneme bakalım.
Yılbaşından 13 Ağustos akşamına kadar kırılgan beşlinin Türkiye dışındaki üyelerinin paralarının dolara karşı değer kaybı ortalama yüzde 11,6.
TL'nin, kırılgan beşlinin ortalamasından 7 kat fazla değer kaybı yaşamasının nedenleri
Buna karşılık TL'nin dolara karşı kaybı yüzde 81,8. Bir başka deyişle TL grup ortalamasının 7 misli daha fazla değer kaybı yaşamış.
Bu büyük farkın nedenleri üzerinde şimdiye kadar fazlasıyla durduk ama kısaca bir kez daha özetleyelim:
- Türkiye'de siyasal risklerin hızlı artışı (Rahip Brunson olayı, Halkbank meselesi, S 400'ler olayı).
- Faiz artırımında yaşanan gecikme ve tereddütler (özellikle Merkez Bankası'nın Temmuz ayı toplantısında faizi artırmaması).
- Bu gecikme ve tereddütlerin yarattığı enflasyon artışı.
- Petrol fiyatlarının artışı ve bunun cari açığa olumsuz etkisi.
- GSYH'nin kur etkisiyle gerilemeye başlaması ve dolayısıyla Dış Borç / GSYH oranının yükselişe geçmesi.
- İşsizlik oranının artması.
- Bankaların, dış finansman kaynaklarına erişim başta olmak üzere sorunlarla karşılaşmaya başlaması.
- Peş peşe gelen iflaslar, konkordatolar.
Çoğu Türkiye'ye özgü olarak çıkan bu gelişmeler, TL'nin grubun diğer üyelerinin paralarına göre ciddi biçimde negatif ayrışmasına yol açmıştı.
Son aylarda yaşanan ve TL'yi olumlu yönde etkileyen gelişmeler
Bu olumsuz ayrışmaya yol açan olayların düzelmesiyle bu kez de pozitif bir ayrışmanın ortaya çıkacağı tahmin ediliyordu. Gerçekten de öyle oldu.
Son aylarda yaşanan bazı gelişmeler bu kez TL'yi olumlu yönde etkiledi. Bu değişimlerin en önemlilerine de bir bakalım:
- Siyasal sorunların bir bölümünün çözülmesi (Rahip Brunson'ın serbest bırakılması) ve bunun risklerde düşüş yaratması (CDS priminin gerilemesi.)
- Merkez Bankası'nın gecikerek de olsa faizleri çok yüksek oranda artırması.
- Petrol fiyatlarında düşüşün başlaması.
- Cari açığın düşüşe geçmesi.
- Kurun yükselmesinin ihracatta yarattığı önemli artışlar.
- Turizm gelirlerinde ciddi bir artışın ortaya çıkması ve beklentilerin düzelmesi.
Bu etkilerle TL, bu kez pozitif ayrışma yaşadı ve hızlı bir toparlanma içine girdi. Bu toparlanma Kasım ayı sonuna kadar sürdü. Bunun da gelişimini aşağıdaki tablo eşliğinde izleyelim.
Tablodan görüleceği gibi TL, Ağustos ortasında ulaştığı yüzde 81,8'lik rekor kayıptan sonra hızlı bir toparlanma ile Kasım sonunda kayıplarını azaltmış ve yüzde 36,4'e kadar düşürmüştür. Böylece TL'nin Dolara karşı kaybı diğer ülke paralarına göre 7,5 misli fazladan 3,5 misli fazlaya gerilemiştir.
TL'deki bu olumlu toparlanma devam ederken 3 Aralık Pazartesi günü Kasım ayı enflasyon verisi açıklandı. Buna göre enflasyonda TÜFE'de 3,62, Yİ-ÜFE'de 6,47 puan olmak üzere ciddi gerileme olduğu ortaya çıktı.
İlk açıklandığında bu gerilemeler de kurlar üzerinde TL lehine bir gelişmeye yol açtı. Sonrasında kurlarda yeni bir yükseliş dalgası başladı.
Bugün geldiğimiz noktada kurlardaki durumu aşağıdaki tabloyla özetleyebiliriz.
Buna göre TL, bugün itibariyle dolara karşı Kasım sonuna göre yüzde 4,3 ve yılbaşına göre yüzde 42,2 değer kaybetmiş görünüyor. Diğer ülke para birimlerinin son dört günde Dolara karşı değer kaybı ortalaması ise yüzde 0,5.
TL ne oldu da değer kaybetmeye başladı?
Son dört günde üstelik enflasyon oranının beklentilerin çok üzerinde bir düşüş sergilemesine karşın TL ne oldu da dolara (ve diğer paralara) karşı değer kaybetmeye başladı? Bunun yanıtı birkaç farklı gelişmeye bakılarak verilebilir:
- Yılsonunun yaklaşması nedeniyle TL riskini daha fazla taşımak istemeyen yabancıların döviz talebi, kurun yükselmesinde etkili oluyor. Her yıl Noel tatili öncesi yani Aralık ortalarında yaşanan bu gelişme bu yıl TL'nin geçen yıllara göre daha riskli görülmesi sonucu Aralık'ın ilk haftasına çekildi.
- Enflasyondaki büyük düşüş, geçmişte yaşanan uygulamaların hatırlanmasına ve Merkez Bankasının faiz indirimi yapabileceği beklentisine yol açtı.
- Katar'ın OPEC'ten ayrılma kararı ve İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidini tekrarlaması düşmekte olan petrol fiyatlarının yeniden yükselişe geçmesine yol açtı. Bu, Türkiye'nin cari açığına olumlu katkı yapacak olan bir gelişmenin tersine dönmesi olasılığını ortaya çıkardı.
- Çin ile olan ticaret savaşlarına üç ay ara verilmesi kararından sonra doların az da olsa değer kazanması (Dolar Endeksi 96,78'den 97,13'e yükseldi) TL'nin değer kaybına yol açan bir başka neden oldu.
- Bu tabloları incelediğimizde görülüyor ki TL her iki yönde de en çok etki altında kalan para birimi. Negatif ayrışmada da pozitif ayrışmada da hep en önde gidiyor. Son dönemde oluşan bu imaj da TL'nin hızlı değer kazanması ve kaybetmesinde etkili oluyor.