Türkiye'nin en başarılı olarak görülen liselerinin de aralarında bulunduğu 155 okulda yapılması planlanan öğretmen değişiklikleri, liselerin öğrencileri tarafından çeşitli illerde düzenlenen eylemlerle protesto ediliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 81 il valiliğine gönderilen 19 Eylül tarihli genelgeyle, MEB tarafından 'proje okullara' dönüştürülen okullarda sekiz yılı aşkın süredir görev yapan öğretmenlerin başka okullara tayin edileceği bildirildi.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin 24 Eylül'de Twitter hesabında, öğretmen değişikliği yapılacak toplam 155 proje okulunda 4 bin 598 öğretmenin çalıştığını ve bunların içinde sekiz yıldan fazla süredir aynı okula bulunan 1. 187 öğretmenin başka okullara görevlendirileceğini açıkladı.
Öğretmen kadrolarının değiştirileceği liseler arasında; İstanbul Erkek, Vefa, Galatasaray, Cağaloğlu, Kabataş Erkek, Kadıköy Anadolu, Hüseyin Avni Akyol, Çankaya Fen, Ankara Atatürk, Bornova Anadolu ve İzmir Fen Lisesi gibi Türkiye'nin en yüksek puanlarla öğrenci alan liseler de bulunuyor.
Geçen hafta liselerde düzenlenen eylemlerden sonra Perşembe günü, medyaya yansıyan bazı haberlerde MEB'in bu okullardaki öğretmen değişikliği uygulamasını durdurduğu açıklandı.
Fakat bilgi veren MEB yetkilisi, bu haberlerin resmi bir açıklamaya dayanmadığını söyledi:
"Kesinlikle geri adım söz konusu değil, uygulama devam ediyor. Koşulları uygun olan okullarda, okul müdürlerinin teklifiyle bazı öğretmenlerin kendi okullarında devamı sağlanabilecek. 1.187 öğretmenin hepsi olmasa da, illa ki içlerinden bazıları kendi okullarında kalabilecek."
Konuştuğumuz öğrenciler eğitim hayatlarına aynı okullarda devam edecekleri için haberde isimlerinin yer almasını istemedi.
Vefa Lisesi'nden bir 10. sınıf öğrencisi, uygulamaların 'tek tip bireyler yetiştirmek' amacı taşıdığına inanıyor:
"Okula geldiğimizden beri mevcut hükümet tarafından baskı altındayız. İmam Hatip lisesinden atanan müdür, festival komitesindeki kızlara 'Sizin bu kadar erkek arasında ne işiniz var' diyecek kadar gerici bir müdürdü. Biz bu yaşananları laik bireyler yetiştiren bir eğitim kurumuna hakaret olarak kabul ediyoruz."
Başka bir Vefa Lisesi öğrencisi ise, "Okul her türlü siyasi görüşe karşı birbirine saygı duyan insanlardan oluşuyor. Bu saygı ve hoşgörü atmosferinde öğretmenlerin payı yadsınamaz. Okulda artık eğitim yerine siyaset ağır basacak" diyor.
Bornova Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisi de durumu 'BAL'ın aydınlanmacı kimliğine karşı bir saldırı' olarak değerlendiklerini söylüyor:
"Bizim okulumuz öğrencisini hiçbir zaman saçıyla ya da giyimiyle yargılamadı. Aydınlanmacı insanlar yetiştiren öğretmenlerimizi okuldan alırsanız bu ekol dezenformasyona uğrayacak. Özellikte üniversite sınavına hazırlanan bir öğrencinin okulda nasıl davranıp nasıl giyineceğini düşünmeden derslere konsantre olması çok önemli."
sorularını yanıtlayan Gazi Üniversitesi Temel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hayati Akyol, liselerin kadrolarında yaşanan değişimlerin ideolojik amaçlar taşıdığı fikrine katılmadığını söylüyor:
"Millet olağanüstü bir hal yaşıyor ve devletin bir takım tasarruflarının olması normal. Devlet sadece bu okullarda değil, diğer okullarda da görev değişiklikleri yapıyor. Elde somut bilgiler olmadan, 'Bu okulların laik ve Atatürkçü sistemine karşı devlet bunu yapıyor' demek doğru olmaz. Aksi takdirde, onlar da kendi siyasal düşüncelerini devlete dayatmaya çalışıyor diye düşünürüm. Kaldı ki ben bizzat devletin bu kavramların bekçisi ve devam ettiricisi olduğunu düşünüyorum."
Akyol, son yıllarda 'değerler eğitimine' büyük önem verildiğini, bu eğitimin bireyleri cemaatlarden uzak tutmak için önemli olduğu savunuyor:
"Ahlaklı insan yetiştirelim desek, 'Siz bunu demekle dinci bir görüş getirmek istiyorsunuz' diyenler var. Bazı insanlar, bazı okullarda daha fazla değerler eğitimi verildiği düşünecesine sahip olabilir. Bence insanlar neye inanıyorsa onun eğitimini herkese açık ve şeffaf olan okullarda almalı. Bunlar değerler okullarımızda kazandırılmazsa, bu iş cemaatlerin eline kalır. O zaman da herkes kendi değerini yaratmaya çalışır ve senin ortak değerini tanımazlar."
'Solcu Liseliler' adına sorularını yanıtlayan Kadıköy Anadolu Lisesi mezunu Ahmet Batur da yaşanacak kadro değişimlerinden sonra liselerin 'aydınlık' kimliğinin kaybolacağı endişesi taşıyor:
"AKP'nin bu liselerde kendi eğitim politikalarıyla bağlantılı etkinlikler düzenleneceğinden endişe duyuyoruz. Geçen hafta tüm okullarda 15 Temmuz Şehitler haftası ilan edildi ve Kadıköy Anadolu Lisesi'nde öğretmenler, MEB zorlamasıyla bütün hafta AKP propagandası yapmak zorunda kaldı."
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir Sen) Genel Başkanvekili Latif Selvi, "Başka okullara atanacak öğretmenler de, onların yerine gelecek olanlar da bizim öğretmenimiz" diyerek bu uygulamada 'öğretmen kıyımının' söz konusu olmadığını söylüyor.
Selvi, tayin edilecek öğretmenlerin görev yaptıkları seneye göre belirlenmesi durumunu eleştiriyor:
"Bu emektar öğretmenler gönderilip onların yerine genç, yeni sisteme göre yetişmiş kişileri getirelim yaklaşımı her zaman başarıyı getirmez. Atanacak veya görev yeri değiştirilecek öğretmenler kategorik bir şekilde değil, ortaya koyduğu başarısı ve yeterliliği bakımından değerlendirilmeli. Nitekim geçmişte Fen liseleri ve Anadolu liselerine atanacak öğretmenler bazı özel sınavlardan geçerek belirlendi."
Türkiye Liseliler Birliği (TLB) başkanı Bora Çelik ise, Türkiye'nin en köklü ve başarılı liselerinde kadrolaşma yolunun açıldığını savunuyor:
"Yerlerine atanan öğretmenler ne kadar başarılı olursa olsun, bu durum kadrolaşmanın önünü açacak ve bu okulların geleneğini bozacak. Bundan altı yıl önceki üniversite sınavında Fethullah Gülen cemaatiyle ilişkili öğrenciler için sorularda geliştirilen 'şifreleme sistemi' ortaya çıktığında, bu skandallara karşı Türkiye'de en kitlesel eylemleri bu liseler gerçekleştirmişti."
Bornova Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği (BALMED) Başkanı Aslı Yıldırım ise, okullar açıldıktan birkaç gün sonra bu uygulamaya gidilmesinin eğitimi sekteye uğratacağından endişe duyduklarını söylüyor:
"Çocuklar okul açıldıktan iki gün sonra öğretmenlerinin yarısından fazlasının tayin edildiğini öğrendi. Bu durumun hem öğrenciler hem de öğretmenler açısından hak ihlallerine neden olabileceğini düşünüyoruz."
Kızı Bornova Anadolu Lisesi'nde 10. sınıfta okuyan Seran Sezgin ise, "Okulda dersler son sürat devam ediyor ama psikolojik olarak etkilendikleri için herkeste bir yıkım ve güvensizlik söz konusu. Öğrenciler BAL'ı 490 puanla, Türkiye genelinde yüzde ikilik dilime girerek kazandılar. Bilim adına projeler üretip sadece derslerine adapte olmaları gerekirken, saçma sapan şeyler yüzünden öğretmenlerini korumak için uğraşıyor" diyor.