Prof. Dr. Toker Dereli, "Kurtuluş Savaşı'nda Yunan galip gelseydi, hilafete dokunulmazdı" ifadesi nedeniyle hâla eleştirilere konu olan Kadir Mısıroğlu ile lise arkadaşı olduklarını söyledi. "Kendisi aşırı bir Atatürk ve İsmet İnönü karşıtıydı. Lozan antlaşmasını şiddetle eleştirirdi" diyen Dereli, sözlerine "Mezuniyetimizi izleyen 1956 yılında kendisiyle bu kez İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak karşılaştım. Hukuk Fakültesi birici sınıfında aldığı derslerin etkisiyle olacak, görüşleri yumuşamıştı" diye devam etti.
Toker Dereli'nin anıları, Türk Metal Sendikası tarafından "Geçmişin ayak izleri" başlığıyla kitaplaştırıldı. Kadir Mısıroğlu, kitapta kendine şöyle yer buldu:
"Lise yıllarımda 1950'lerde Türkiye'de yükselen milliyetçi dalganın farklı fraksiyonları vardı. Bir yanda ırkçı özellikleri ağır basan Nihal Atsız grubunun Pan-Türkizm boyutu yanında, daha ılımlı bir Türk milliyetçiğinin savunucuları, bunun karşısında ise yine bu akımla karışık biçimde İslami değerlere dayalı muhafazakar dini boyut (Pan-İslamizm) sağcı söylemlere egemen durumdaydı. Bu grupların hepsi 'Sosyalist-Marksist' doktrinlere şiddetle karşıydı. Bizimle lise binamızın üst kat koridorunda ders aralarındaki sohbetlerde ya da şehir dışında yaptığımız gezilerde Pan-İslamist görüşü en şiddetle savunan arkadaşımız okulda bizden bir yıl ilerdeki Kadir Mısıroğlu idi. Kendisi aşırı bir Atatürk ve İsmet İnönü karşıtıydı. Lozan antlaşmasını şiddetle eleştirirdi. Mezuniyetimizi izleyen 1956 yılında kendisiyle bu kez İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olarak karşılaştım. Hukuk Fakültesi birici sınıfında aldığı derslerin etkisiyle olacak, görüşleri yumuşamıştı. Artık Doğu-İslam biliminin Batı bilimi karşısında özellikle İçtihat Kapısının kapanmış olmasından dolayı hiçbir değer ve katkısı olmadığını söylüyor, bilim-felsefe-hukuk dallarında katkı yapan tüm bilginlerin Batılı olduklarını vurguluyordu. Kadir Mısıroğlu ile izleyen birkaç yıl boyunca daha çok Trabzon Talebe Yurdu ile ilgili toplantılarda karşılaştım ama arada geçen uzun yıllar boyunca, herhalde laiklik ve rejim karşıtı söylem ve eylemleri nedeniyle yurt dışında ve 12 Eylül 1980'den sonra Almanya'da, yaşamak zorunda kaldığı için kendisini göremedim. Bir kaynağın belirttiğine göre, TC vatandaşlığından çıkarılmıştı. Bugünlerde "Fesli Kadir" diye adlandırılan bu eski okul arkadaşımızın, 'Keşke Sevr'i kabul edip hilafeti kaldırmasaydık, daha hayırlı olurdu" söylemiyle tekrar ünlendiği söyleniyor."